Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Arnavutluk'un başkenti Tiran'da, Vatikan benzeri mikro bir Bektaşi devleti kurma sürecini başlattıklarını açıklaması uluslararası kamuoyunda ve Türkiye'de tartışma başlattı.
Arnavut Bektaşi topluluğunun dini lideri olan Baba Mondi olarak bilinen Edmond Brahimaj'ın kurulacak olan Bektaşi devletinin lideri olacağı açıklandı.
Baba Mondi'nin Bektaşi devletinde alkole ve kadınların istedikleri gibi giyinmelerine izin verileceğini, tanrının hiçbir şeyi yasaklamadığını, kurulacak devletin dini esaslarla yönetilmeyecek bir Bektaşi devleti olacağını ifade etmesi başlayan tartışmaların dozunu arttırdı.
Araştırmacı yazar Müfid Yüksel, Arnavutluk'ta bir Bektaşi devleti kurulmasının arkasındaki sebepleri ve kurulduğu taktirde ne tür sonuçlar doğuracağı konusundaki görüşlerini Serbestiyet'le paylaştı.
Araştırmacı yazar Müfid Yüksel:
“Arnavutluk'a Bektaşilik Osmanlı zamanında yayılıyor. 1380'lerde ilk olarak Timurtaş Paşa o bölgelere girmesiyle Korçak ve Pirmet bölgelerinde Bektaşilik yayılmaya başlıyor ve Bektaşilik vasıtasıyla Müslüman oluyorlar. Osmanlı döneminde Bektaşiler ayrı Müslümanlar ayrı diye bir şey yoktu.
“Eski Bektaşi lideri ile olan görüşmemize Baba Mondi'nin katılmaması için çok uğraştım''
Arnavutluk'ta Bektaşiliğin İslam dışı ayrı bir din olarak tanınmasına yönelik öteden beri çalışmaların olduğunu biliyoruz. Baba Mondi'den önceki lider Reşad Bardi zamanından beri böyle çalışmalar var. Daha önce Reşad Bardi'yle görüştüğümde kendisine Bektaşilikle ilgili kitabımı da vermiştim. Hatta dijital bir kütüphane de hediye etmiştim. Kendisi de Bektaşiliği İslam dairesinde gördüğünü ifade etti. Baba Mondi'nin ‘Bektaşiliğin İslam dışı olduğu' iddiası kabul edilemez bir şey.
Türkiye'de sahip çıkılmayan Alevi-Kızılbaş toplumuna sahip çıkmak için bir proje
Arnavutluk'ta Vatikan benzeri Bektaşi devleti kurulması Türkiye'yi de ciddi ölçüde etkiler. Böyle bir devlet kurulursa Türkiye'de Bektaşi, Alevi-Kızılbaş kimliklerinin bir statüsü olmadığı için Bektaşi devletine bağlanmak, orayı tanımak isterler. Almanya'daki Alevi dernek ve vakıfları benzer bir çaba içinde zaten. Çünkü Türkiye'de Alevi kimliğinin bir statüsü yok. 677 sayılı tekke ve zaviyeler kanunun varlığından dolayı hiçbir tarikata, bu tip oluşumlara ve özellikle alevi Bektaşi kimliğinin bir herhangi legal ve hukuki bir zemini olmamasından ötürü müsaade edilmiyor. Türkiye'de sahipsiz bir kesime sahip çıkmak adına bir proje gibi değerlendirebiliriz. Türkiye'deki Bektaşi Postnişini Ali Haydar Dede Baba da bu yüzden karşı çıktı bu olaya.
‘'Türkiye'nin Baba Mondi yerine daha makul bir lider adayını desteklemesi gerekiyordu''
Osmanlıdaki son Dede Baba, Kurtuluş Savaşına da destek vermişti. Sonra tekkeler kapanınca Mustafa Kemal ile araları açıldı. Memleketi Arnavutluk'a gitti ve orada da devam etti. Baba Mondi de buradan yola çıkarak Bektaşiliğin en yüksek mertebesi olan Babalığın, Arnavutluk olduğunu ‘merkez' olduklarını öne sürüyor.
Arnavutluk'un Bektaşiliğin merkezi olmasıyla bir problemimiz yok ama İslam dışı bir dini temsil etmeleri kabul edebileceğimiz bir şey değil. Vaktinde Türkiye'nin Baba Mondi yerine daha makul bir lider adayını desteklemesi gerekiyordu. Fakat engelleyemedik. Çünkü Ankara Baba Mondi'yi destekledi. Biz 2008'de Arnavutluk'ta bir Bektaşi kongresi düzenlemeye hazırlanmıştık ama bu konuda Ak Parti bizi baltaladı. Çünkü Ankara bu tür faaliyetleri siyasi olarak ön plana çıkmak, rant elde etmek gibi değerlendiriyor. İş tutuş şekilleri, siyasi hareket tarzları bu.
“Ortada bir İslam yok ki ılımlı olsun''
İHH İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi, araştırmacı yazar Osman Atalay:
“Bektaşi devleti meselesini herkes ‘Arnavutluk'un Türkiye ile ilişkileri gayet iyi ve Edi Rama'nın da sayın Erdoğan'la iyi bir dostluğu var. Yugoslavya dağıldıktan sonra Balkanlar'da bir Avrupa ile bütünleşme süreci başladı. Slovenya, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya tüm bu ülkeler Avrupa Birliği ile bir bütünleşme süreci yaşıyor ve üçte ikisi NATO üyesidir. Yani Avrupa Birliği ve Atlantik'in tasarladığı bir Balkanlarla karşı karşıyayız. Arnavutluk'ta Katolik, Ortodoks, Müslüman ve Bektaşiler bir arada yaşıyor. Enver Hoca politikalarından dolayı Arnavutluk Müslümanlarında İslam'ın diğer Müslüman toplumların üzerindeki gibi siyasi, kültürel ve ideolojik bir ağırlığı yok. Bu Ortodoks ve Katolik Arnavutlar için de geçerli.''
“Rusya, Çin ve Türkiye bölgeyi tekrar ‘Balkanlaştırmadan' Avrupa Birliği'ne alın''
“ABD ve Avrupa'nın Balkanlar'da son 40 yılda oluşturduğu butik devletlerde Arnavut özelinde bir model uygulanmak isteniyor. Daha önce Türkiye, nasıl Arap-İslam dünyası için laikliğe model olarak düşünüldü ve bir proje yürütüldü ise Arnavutluk'ta da buna benzer bir şey deneniyor. Peki neden Arnavutluk? Arnavutluk'un yüzde 45'i kendini Müslüman olarak ifade edenlerden oluşuyor. Bu topluluk katı bir muhafazakarlığa sahip değil. Medya, siyaset ve akademide özgül bir ağırlığı da yok.
Fakat Bektaşiliğin var. Bektaşilerin Arnavutluk'un yüzde 5'ini oluşturmasına rağmen medya, siyaset ve ekonomide oldukça güçlüdürler. Bu projenin amaçlarından biri de Balkanlardaki Müslüman, Bektaşi, Ortodoks ve Katoliklerin siyasi anlamda birbirlerinin önüne geçmesini engellemek adına bir denge sağlanmak istenmesidir.
Tüm bunları bir potada eritip aşırıcı dini söylemlerin bölgede kurumsallaşmasını engellemek, Arap, Türkiye ve İran tarzı bir dini anlayışın burada yer edinmemesini sağlamak amaçlanıyor. Baba Mondi'nin yeni devlet de alkol de serbest olacak, kadınlar başı açık da gezebilecek vesaire açıklamaları da bu bağlamda değerlendirilmeli.''
“Hem Arnavutluk hem de uluslararası Bektaşi kamuoyu bu projeyi reddediyor''
“Edi Rama, pragmatist özelliği yüksek, zeki bir lider. Soros, Avrupa ve ABD ile arası da iyi olan bir lider. ‘Vatikan benzeri Bektaşi devleti' açıklaması cesurca bir girişimdi. Magazinsel de bir çıkıştı. Keza sadece Türkiye'de değil Arnavutluk'ta, hatta Bektaşiler arasında da tepki topladı. Eski Arnavutluk cumhurbaşkanı -ki kendisi bir Bektaşi'dir- kalkıp dedi ki: “Bektaşi devleti fikrine ‘Arnavutluk ve Bektaşilik zaten birdir. Bektaşiler hiçbir zaman bağımsız bir devlet için mücadele etmediler. Bektaşi dininin başka amaçlarla istismar edilmesi kabul edilemez.''
ABD, Kanada ve Avustralya'da yaşayan Bektaşilerin lideri Eliton Pashaj da Baba Mondi'nin Bektaşi devleti projesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Aynı zamanda Arnavutluk Diyanet İşleri de Baba Mondi'nin açıklamasından 3 gün sonra bunu kabul etmediklerini ifade etti. Arnavutluk'taki farklı Bektaşi toplulukları da buna karşı çıktılar.
Sonuç itibariyle Bektaşilik 700 sene önce bu topraklardan; Romanya, Bulgaristan üzerinden Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli ve Sarı Saltukların neferleri dedikleri Türkmen boyları tarafından Balkanlara götürüldü ama bugün 700 sene sonra ABD ve Avrupa'nın deforme edilerek Türkiye'ye karşı bir silah olarak da kullanılması biraz da Türkiye diyanetinin ve balkanlarda görev yapan din ateşelerinin oturup üzerine düşünmesi gereken bir şey. Sonuç Almanya da Alevilik ayrı bir din olarak kabul ediliyor. Türkiye Diyanet'inin de bunu oturup tartışması lazım.''
“Türkiye açısından pek önemli görmüyorum''
“Vatikan benzeri bir devlet kurulmasının Türkiye aleyhinde bir durum olacağını düşünmüyorum. Olay siyasetin yanında asıl Diyanet'in birinci derecede konusu olmalıdır. Vatikan benzeri bir devlet kurulur ya da kurulmaz ayrı. Kurulsa bile mahallede bir özerklik olur pek önemli görmüyorum. Çünkü oradaki Bektaşilerin zaten Türkiye ile sıkı bir ilişkileri yok.''
“Bektaşi Vatikan'ı kurulması Arnavut toplumunun birlik ve beraberliğine dinamit koyulmasıdır''
“Ancak Arnavutluk açısından durum farklı. Arnavut toplumunda yüzde 45'lik Müslüman kesimin yanında İtalya ile ilişkileri olan Katolik Arnavutlar, Yunanlarla dini ve siyasi ilişkileri olan Ortodokslar var. Buraya Bektaşi Vatikan'ı da eklenirse bu Arnavut toplumunun birlik ve beraberliğine bir dinamit olur. Çünkü Kosova'da, Makedonya'da; Balkanlardaki bütün Arnavutlar Büyük Arnavutluk hayalini konuşurken bu Bektaşi Devleti fikri bu ortak yaklaşımı bozar. Bu Arnavutluk'un bölünmesine yönelik bir projedir. Çünkü ABD, çoğu Müslüman olan iki buçuk devlete -Kosova, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya- gerçek bir birlik için müsaade etmeyecektir.''