Emlakçılık yapan ve hobi olarak, yaşadığı Şikago kuzeybatı bölgesinin tarihsel kültürüyle ilgilenen John Maloof, bir müzayededen büyük bir kutu dolusu negatif film satın alır. Tamamına yakını, Şikago'da çekilmiş eski sokak fotoğraflarından oluşmaktadır. Bunları tarayıp dijital hale getirir ve güzelliklerinden müthiş etkilenir. Elindeki örnekleri, görüşlerini almak için ünlü fotoğrafçılara ve çeşitli sanat ajanslarına gönderir. Fotoğrafların özgün ve sıra dışı kalitesi, gören herkesi benzer şekilde cezbeder. Bunun üzerine Maloof, fotoları çeken kişinin ve eğer varsa diğer fotoğraflarının peşine düşer tıpkı bir dedektif gibi.
Meçhul fotoğrafçı tesadüfen görülen bir ölüm ilanıyla ortaya çıkar: Bir ömür boyunca bebek bakıcılığı ve hizmetçilik yapmış, hiç evlenmemiş, yokluklar içinde anti-sosyal bir hayat sürmüş ve seksen üç yaşında sefalet içinde ölmüş Fransız asıllı bir Amerikalı kadın, Vivian Maier. Çocuklarına baktığı ailelerle de çok sınırlı ilişkiler kuran, odasının kapısını sürekli kilitli tutan, eski gazeteler, mektuplar ve çeşitli objeleri yüzlerce kutuya doldurarak biriktiren ve bunları sanki bir servetmiş gibi özenle saklayan ilginç bir kişilik.
Maier çocukları dışarıda gezdirirken veya izinli olduğu günlerde sürekli fotoğraf çekmiştir.
Özellikle, vizörü üstte olan, karın seviyesinde tuttuğu Rolleiflex makinesiyle çektiği siyah beyaz sokak fotoğrafları ve portreler, doğallığıyla, ışık ve perspektif hakimiyetiyle, hayranlık uyandıracak güzelliktedir. Bu sayede, kişilere fark edilmeden yaklaşır ve müthiş doğallıkta portreler çeker. Aynalarda ve cadde vitrinlerindeki yansımalarda fotoğrafladığı kendi oto-portreleri de çok özgündür.
John Maloof'un, eskiden bakıcılık yaptığı ailelerin izini sürerek büyük bir kısmına ulaşabildiği, yaklaşık yüz elli bin fotoğraftan oluşan bir görsel hazine söz konusudur. Pek çoğu banyo dahi edilmemiş; kutularda, valizlerde saklanmış; bir kısmı yanında çalıştığı ailelerin depolarında, bir kısmı çöplüklerde yok olmaya terk edilmiştir.
Gençlik yıllarında birkaç kez fotoğraflarını değerlendirme girişiminde bulunmuş, bazılarını kartpostal olarak satmaya çalışmış ama sonuç alamayınca, bunun peşini tamamen bırakmıştır. Ancak fotoğrafa asla küsmemiş, belki de bu tuhaf yaşam öyküsünün en mutlu anlarını, caddelerde, fotoğraflayacak görüntülerin peşinde iken yaşamıştır.
John Maloof'un seçilmiş Vivian Maier fotoğraflarından hazırladığı internet blog'una aylar boyunca tek bir ziyaretçi dahi gelmez. Derken Flickr fotoğrafçılık sitesinde Hardcore Street Photography grubunda başlayan bir tartışma, Vivian Maier fotoğraflarına yönelik adeta çağlayan gibi artan bir ilgiye neden olur. John Maloof'un Charlie Siskel'le birlikte yaptığı Finding Vivian Maier adlı belgesel 2015 Oscar adaylığı dahil sayısız ödül kazanır. Hakkında art arda kitaplar yazılır. Bütün dünyayı dolaşan fotoğraf sergilerinin önünde uzun kuyruklar oluşur.
Çektiği on binlerce fotoğrafı, ciddi biçimde hiç kimseyle paylaşmamış ve paylaşmak gibi bir planı da olmamış dahi fotoğrafçı, ölümünden sonra (belki de hayatta iken hiç arzu etmeyeceği) bir üne kavuşur.
Yazının içerisinde kimi örneklerini gördüğünüz bu muhteşem fotoğrafların önemli bir kısmına Vivian Maier adına açılmış web sitesinden ulaşabilir, hakkındaki nefis belgeseli de yine internet kaynaklarından izleyebilirsiniz.
Ama bana göre işin en olağanüstü kısmı, insanoğlunun barındırdığı mucizevi potansiyele dair somut bir örnek olması. Bu potansiyel, kimi zaman vitrine çıkabiliyor şu hayatta, muhtemelen çoğu zaman da sessizce toprağa giriyor içinde bulunduğu bedenle birlikte. Ve yine çoğu zaman, o beden dahil hiç kimsenin haberi dahi olmadan.
Kaynak: oggito.com