Osmanlı'nın müzik aşkı
Osmanlı padişahları içerisinde musikiye olan ilgisi ve yeteneğiyle en çok adından söz ettiren kişi III. Selim. II. Mahmud da musikiye büyük önem vermiştir. Abdülmecit döneminde ise Franz List Dolmabahçe'de konser vermiş....

Oluşturma Tarihi: 2021-03-10 21:01:20

Güncelleme Tarihi: 2021-03-10 21:01:20

Osmanlı sarayında musiki her zaman rağbet görmüştür. Çoğu hükümdarın bizzat icracısı olduğu müzik sanatı saray hayatı içerisinde vazgeçilmez bir yere sahip. 18. yüzyıl Türk müziğinde büyük gelişmelere tanıklık edilen bir dönemdi. Bu dönemde büyük bestekârlar yetişti.
Milli Saraylar'ın resmi sitesinde de bu alanda kaydadeğer bir bilgilenderme mevcut.

19. yüzyıl batılılaşması

Osmanlı Sarayı'nda ve toplumunda batılılaşma etkisinin görülmeye başladığı 19. yüzyıl ise Türk müziğinin yanı sıra batı tarzı müziğin de sarayda ve toplumda kabul görmeye, merak ve icra edilmeye başlandığı bir dönemi getirmiştir.

Ney ve tambur üstadı Üçüncü Selim

Osmanlı padişahları içerisinde musikiye olan ilgisi ve yeteneğiyle en çok adından söz ettiren kişi III. Selim. Ney üfleyen ve tanburu büyük ustalıkla çalan III. Selim, devlet adamlığının ötesine geçecek kadar geniş ve yetkin bir müzik birikimine sahipti. Türk musikisine, Pesendide, Evcara ve Suz-i Dilara başta olmak üzere toplamda 15 makam icat ederek kazandıran III. Selim bestekâr tarafıyla da nam sahibi.

İkinci Mahmut ve ordu müziği

II. Mahmud da musikiye büyük önem vermiştir. Onun dönemi III. Selim'den farklı olarak artık batı etkisinin somut olarak hissedilmeye başladığı 19. yüzyıl başlarıdır. 1808-1839 yılları arasında devlet yönetiminde bulunan II. Mahmud, batı tarzı müziğin çoğunlukla askeri alanda kullanılmasını istemişti. Dolayısıyla bu dönem Mızıka-ı Hümayun gibi bugün devlet bandosu diyebileceğimiz kurumların gelişmesine olanak tanıdı

Abdülmecid ile kadınların harem bandosu

Sultan Abdülmecid döneminde sarayın musiki kurumlarına kadınlardan oluşan Harem Bandosu ve Saray Orkestrası eklenmiş, Tanzimat ve Islahat Fermanı gibi modernleşme adımlarının atıldığı Abdülmecid döneminde, padişahın sanatın pek çok dalında çalışan kurumları desteklediği görülüyordu.

Dolmabahçe'de keman dersleri

Dolmabahçe Sarayı'nın inşa emrini veren Abdülmecid aynı zamanda sarayın yanına bir de tiyatro binası kurulmasını emretmişti. Sazendegan-ı Hassa gibi müzik icrası ve eğitimine önem veren kurumlar sarayda dönemin müzik zevkini ve üretimini gösteren önemdeydi. Sazendegan-ı Hassa'da şan, vals, alafranga ve alaturka keman gibi pek çok ders veriliyor, haftada iki kez musiki icra eden bu kurum aynı zamanda gösteri sanatlarında faaliyet gösteren gruplara da müzikleriyle eşlik ediyordu.

Padişaha Franz Liszt konseri

Abdülmecid dönemi, yabancı müzisyenlerle irtibatların geliştiği bir dönemi de teşkil eder. Saray ve padişah için, pek çok yabancı müzisyenin besteler ürettiklerini ve hatta padişaha konuk olarak konser verdikleri de bilgiler arasındadır. Bu isimler içerisinde en bilineni ve saraya gelerek padişah için konser veren en önemli batılı müzisyen dünyaca ünlü besteci Franz Liszt olmuştur.

Abdülaziz'ın musiki ilgisi

Abdülaziz, sanatın pek çok alanıyla bizzat ilgilenen ve icra eden bir karaktere sahipti. Resim, hat sanatı ve musiki padişahın ilgi alanları arasındaydı. Bestekâr Yusuf Paşa'dan müzik dersleri alan Sultan Abdülaziz, Avrupa'ya seyahat amaçlı çıkan ilk padişah olmasıyla da batı kültürü ve müziğini doğrudan tanıyan ilk isim olmuştur.
Sultan Abdülaziz, hem Türk müziği hem de batı tarzı müzik alanlarında eserler vermiştir ve batı müziğinde eser veren ilk Osmanlı hanedanı üyesidir.

II. Abdülhamid ve V. Mehmet Reşad ile orkestra

Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamid ve V. Mehmet Reşad da sanat konusunda eğitim görmüş, yetişmiş kişilerdi.Batılılaşma sürecinin başladığı dönemde veliahdlıklarını geçiren iki padişah da yerli ve yabancı hocalardan müzik, resim vb. Sanat dallarında eğitimler görerek sanatsal anlamda donanım sahibi olmuşlardır. Özellikle Mehmet Reşat, Mevlevilik tarikatına olan bağlılığından kaynaklanarak ney üfleme konusunda kendini yetiştirmiştir. II. Abdülhamid ise batı müziğine, orkestra ve korolara önem vermiştir.

Melodilerin izi silinmedi

Dolmabahçe Sarayı, toplumsal ve devlet kurumları anlamında bu dönüşümün, yalnızca siyaset değil sanat alanında da yansımalarına bizzat şahit olmuş bir mekândır. Millî Saraylar Koleksiyonu içerisinde geniş bir piyano koleksiyonu Dolmabahçe'nin görkemli salon ve odalarında ziyaret edilebilir durumdadır.

Müzik odası düzenlendi

Geçmişte dinlenme odası olarak kullanılan ve sarayın müzeye dönüşme aşamasında Müzik Odası olarak düzenlenen 47 numaralı oda, içerisinde yer alan müzik aletlerinin incelenebileceği bir mekân. Bu odada bulunan, üzerinde Halife Abdülmecid Efendi'nin imzasını taşıyan 1911 tarihli Steinway marka piyano odadaki en önemli parçalardan biri. Sarayın kimi süslemelerinde de batı tarzı müzik aletlerinin işlendiği resimler dikkati çekiyor. 84 ve 62 numaralı odaların tavan resimlerinde bunun örneklerine rastlamak mümkün.