Türk edebiyatında roman 19'uncu yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türü. Roman, Tanzimat dönemiyle birlikte başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak, kültürel birikimin doğal bir sonucu değil, bir çeşit sanat ithali şeklinde Türk yazınına girmiştir. Osmanlı'da roman yazımına pek rastlanmasa da Türk edebiyatında Osmanlı dönemine atıf yapan onlarca roman bulunmaktadır.Osmanlı döneminde roman yazımı pek bulunmasa da bu dönem romanların ana konusu olarak Türk edebiyatında büyük bir yer tutmaktadır.
Konuları itibarıyla Osmanlı dönemine ataf yapan romanlardan bazıları ise şunlar:
Kılıç Ali Paşa'nın hayatından kesitler
Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın Halikarnas Balıkçısı mahlasıyla yazdığı Uluç Reis romanı 1962 yılında yayımlandı.1500 ile 1587 yılları arasında yaşamış Türk denizcisi Kılıç Ali Paşa'nın yani Uluç Reis'in hayatı anlatılıyor.Bu eserinde Halikarnas Balıkçısı, başta Uluç Reis olmak üzere, korsanlığa bir yandan Anadolu çelebiliğini, öte yandan Magrip'in büyüleyici gizemini katan, asıl önemlisi Avrupa kıyılarını bir Kartaca hışmıyla vuran Türk denizcilerini, o kendine özgü üslubu, içten ve coşkulu anlatımıyla romanlaştırıyor.
Van işgalinden Adana'daki yaşama
Yaşar Kemal'in Kimsecik üçlemesini oluşturan kitapları Yağmurcuk Kuşu, Kale Kapısı ve Kanın Sesi. Serinin ilki olan ve 1980 yılında yayımlanan Yağmurcuk Kuşu I. Dünya Savaşı döneminde geçiyor. Kitapta Van'dan göçerek Adana'ya yerleşen ailenin göç yolculuğu anlatılmaktadır. Serinin ikinci kitabı 1985, üçüncü kitabı ise 1991 yılında yayımlandı.Kitapta I. Dünya Savaşı sırasında Van'da yaşayan İsmail Ağa ve ailesinin Van işgal edilirken Adana'da bir köye göç etmesi ve bu köyde yaşanan olayları anlatıyor. Yaşar Kemal bu romanında sevgi, korku, kıskançlık gibi duyguların insanlar üzerindeki etkisini anlatır. Bir yere ait olamamak, göç etmek zorunda kalmak kimlik sorgulamasını da gözler önüne seriyor.
İkinci Abdülhamit döneminden mektuplar
Halide Edib Adıvar'ın 1912'de yayımlanan romanı Handan, II. Abdülhamit döneminde geçiyor. Kitap mektuplardan oluşuyor ve olay örgüsünü karakterlerin birbirlerine yazdıkları bu mektuplardan öğrenmekteyiz.Türk edebiyatında kadın psikolojisini anlatan ilk eserdir.Romandaki olaylar, 1876-1909 yılları arasında 33 yıl hükümdarlık yapmış olan II. Abdülhamit döneminde geçmektedir. Kitap bir aşk hikayesi etrafında o günün sosyal yaşamı, kültürel yapısı ve o zamanki Türk aydının başlattığı yeni sosyal akımlardan bahsetmektedir. Roman Tanin gazetesinde dizi halinde yayımlanmıştır.
Beşinci Murat döneminden yansımalar
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1956'da yayımlanan romanı Hep O Şarkı'nın geçtiği dönemler Abdülaziz, V. Murat ve Abdülhamit'in tahtta olduğu dönemler.Münire Hanım ile Cemil Bey'in yaşadıkları aşklar merkeze alınarak Abdülaziz Dönemi'nin varlıklı kesimlerin hayatları romanın konusunu oluşturur.Münire Hanım varlıklı bir paşanın kızıdır. Konakta büyüyen Münire Hanım yine kendisi gibi konakta yetişen komşusu Cemil'e âşık olur...
Osmanlı'daki musiki süreci
2007 yılında yayımlanan Suskunlar İhsan Oktay Anar'a ait bir romandır. Osmanlı İmparatorluğu'nda geçen hikâyede ana konuyu “musiki” oluşturur.Romanın ana teması iyilik ve kötülük karşıtlığından oluşmaktadır.
Romandaki olaylar Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçmektedir. Kitap, bir yandan dönemin musiki anlayışını ve musiki cemiyetlerini ele alırken bir yandan da fantastik öğeler barındıran sürekleyici bir hikaye sunmaktadır.
Serveti Fünun döneminin psikolojisi
Nabizâde Nâzım'ın ilk defa 1894'te Servet-i Fünun isimli dergide yayınlanan romanı Zehra; Türk Edebiyatı'nın ilk psikolojik roman denemesi olarak kabul ediliyor. Kitapta İstanbullu bir ailenin ve kızları Zehra'nın hikâyesi konu edilir. 1893 yılında hayata veda eden Nabizâde Nâzım yazdığı romanın dergide tefrika edildiğini ve daha sonra kitap olarak basıldığını görememiştir. Zengin bir tüccarın kızı olan Zehra, küçük yaşta annesini kaybedip annesiz büyüdüğü için; çabuk sinirlenmek, başkalarıyla kolay kolay geçinememek gibi özellikler edinir. Ayrıca çok kıskanç biridir. Evlenme çağına gelen Zehra'yı babası yanında çalışan katip Suphi ile evlendirir.
Osmanlı'da aşk üçgeni
Mehmet Rauf'un Eylül isimli romanında Osmanlı döneminde yaşanan bir aşk üçgeni konu ediliyor.Hikâyede olayların akışından ziyade ana karakterler Süreyya, Suat ve Necip Bey'in psikolojik çözümlemeleri dikkati çekiyor. İlk kez Servet-i Fünun'da yayınlanan roman 1901 yılında kitap olarak basıldı.Her ikisi de evli olan kişilerin ellerinde olmadan , bir arada bulundukları sürede birbirlerine , eşlerinden habersiz yakınlaşmaları ve aralarındaki yasak aşkı anlatmaktadır.
Osmanlı imparatorluğu'ndan kesitlerin bulunduğu romanların listesi ise şöyle:
Akabi Hikâyesi,Allah'ın Süngüleri, Reis Paşa, Amat,Araba Sevdası,Aşk-ı Memnu,Ateşten Gömlek,
Aylaklar (roman)Aziyade, Baba ve Piç,Benim Adım Kırmızı,Binboğalar Efsanesi, Bir Ölünün Defteri,Candide,Canistan, Cezmi,Çalıkuşu (roman),Çanakkale Mahşeri,Dağa Çıkan Kurt,Deli Kurt,Diriliş - Çanakkale 1915,Drina Köprüsü (roman),Dünyaya İkinci Geliş yâhut İstanbul'da Neler Olmuş,Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri,Efruz Bey,Esir Şehrin İnsanları,Eylül (kitap),Felâtun Bey ile Râkım Efendi,Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Gözüm Yaşı Tuna Selidir Şimdi,Gulyabani (roman),Halime Kaptan,Handan (roman),Heyulâ (Halide Edib Adıvar romanı),İnatçı Keraban,İntibah,İsyan Günlerinde Aşk,Kanatsız Kuşlar,Kanın Sesi,Karabibik,Kerim Usta'nın Oğlu,Kestane Kıranında Kadınlar,Kılıç Yarası Gibi,Kiralık Konak,Kitab-ül Hiyel (roman),Kutsal İsyan,Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç,
Küçük Paşa,Mahşer (roman),Mai ve Siyah,Miras (Memduh Şevket Esendal romanı),Ölmek Kolaydır Sevmekten,Puslu Kıtalar Atlası,Raik'in Annesi,Râna,Sergüzeşt,Seviyye Talip,Sinekli Bakkal,Son Eseri,Sözde Kızlar,Suskunlar (roman),Şu Çılgın Türkler,Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat,Trabzon Kuleleri,Türk Hamlesi,Uluç Reis,Üç Anadolu Efsanesi,Üç İstanbul,Veba Geceleri,Viran Dağlar,Vurun Kahpeye,Yaban (roman),Yağmurcuk Kuşu,Yediçınar Yaylası,
Yedinci Gün (İhsan Oktay Anar),Yeni Turan,Yeniçeri Ağacı,Yoldaş Pançuni,Yorgun Savaşçı,
Yüzbaşı Selahattin'in Romanı,Zehra (roman)