Prof. Dr. Kurşun’un projesi ile Osmanlı modernleşmesinin ferdi mülkiyete etkisi analiz edilecek
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’un Osmanlı Modernleşmesinin Ferdi Mülkiyetin Gelişmesine Yansıması: Birüssebi Kazası Örneğinde Tapu Uygulamaları ve Mülkiyet Analizi projesi TÜBİTAK’tan destek kazandı.

Oluşturma Tarihi: 2021-08-13 17:39:41

Güncelleme Tarihi: 2021-08-13 17:39:41

TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) bünyesinde yürütülen 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteğe değer görülen Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Destek Grubu'ndaki Osmanlı Modernleşmesinin Ferdi Mülkiyetin Gelişmesine Yansıması: Birüssebi Kazası Örneğinde Tapu Uygulamaları ve Mülkiyet Analizi projesi, Tanzimat döneminde Osmanlı mülkiyet düşüncesinin değişimini Birüssebi kazası örneğinde incelemeyi hedefliyor.

Tapu kayıtları mülkiyet çatışmalarında çözüm aracı olacak

Bu proje, devletin yeni kanunlara göre toprağı nasıl tanımladığı, mülkleştirme siyasetini nasıl uyguladığı ve bundan nasıl sonuçlar elde ettiğini ortaya koyacaktır. Proje, Osmanlı toprak düzenindeki zihniyet değişimini ve ferdi mülkiyet teşekkülünü analiz ederken; İsrail sınırları içinde kalan Birüssebi örneğinden hareketle, tapu kayıtlarının eski Osmanlı coğrafyasındaki mülkiyet çatışmalarında da çözüm aracı olabileceğini göstermeyi amaçlamaktadır.

Filistin coğrafyasında özel bir yere sahip olan Birüssebi kazası, asırlardır yarı göçebe bedevi kabilelerin dolaştıkları ve ziraat yaptıkları bir mekândır. Mısır eyaletine bağlı Sina Yarımadası'yla sınırdaş olması buraya özel önem kazandırmıştır. Devlet bir taraftan bölgeyi imar ve iskana açmak için Birüssebi kaza merkezini ihdas ederken, diğer taraftan da halkın kullandığı arazileri kendi isimlerine tapu ile tescil etmelerini teşvik etmiştir. Bu proje, Locke'a dayandırılan “emek verilen arazi üzerindeki mülkiyet teorisi” bakımından bölgede yapılan mülkleştirme sonuçlarının analizine odaklanmaktadır.

Coğrafi bilgi sistemleriyle mülkiyet haritası çıkarılacak

Araştırma sırasında kaza merkezi ve çevresinde tapuya bağlanmış arazilerin, coğrafi bilgi sistemleri teknolojisi (ARCGIS) kullanılarak mülkiyet haritasının çıkarılacağını belirten proje yürütücüsü Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, “Kişilere ve gruplara ait mülkiyet istatistikleri, arazi cinslerine göre dağılım, tapulama sürecinin safhaları ve mülkiyet terimlerinin uygulamalara göre değişkenlik analizleri yapılacaktır. Bu çalışma Osmanlı tapularının harita üzerine aktarmasının ilk örneği olacaktır. Böylece yeni kurularak iskan edilen bir kazanın mülkiyet panoraması proje ile ortaya çıkarılıp benzeri çalışmalar için de bir model geliştirilecektir.” diye konuştu.

Bölge jeopolitiğinin önemine binaen II. Abdülhamid döneminin iskan politikası çerçevesinde kurulmuş yeni bir Osmanlı şehri olan Birüssebi kazasının bulunduğu yerde daha önce herhangi bir yerleşim olmadığını, bu bağlamda hem Tanzimat sürecinin idari merkezileştirme politikaları hem de mülkiyet zihniyetindeki dönüşümünün analizi için Birüssebi'nin çok uygun bir örnek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kurşun şunları kaydetti:

“Kazanın kuruluşundan önce burada konar göçer olarak yaşayan bedevilerin ‘öşürlü miri arazi' üzerindeki ‘tasarruf hakları' geçmişte tescil edilmemiştir. Meşruluklarını gelenekten almaktaydılar. Bölgede tapulama işlemi başladıktan, özellikle kaza teşkilatının kurulmasından sonra Birüssebi ve etrafı da kanunlar çerçevesinde kullanıcılarına devredilmiştir. Bu durum hem devlet hem de tapularını alan bedeviler için siyaset-mülkiyet ilişkisi bakımından çok önemli bir kazanım sağlamıştır. Birüssebi örneğindeki tapu uygulamaları Tanzimat'ın merkezileştirme siyasetine katkı sunarak, ferdi mülkiyeti desteklemesi bakımından bölge ahalisinin toprak ile olan geleneksel bağını modern bir statüye kavuşturmuştur.”