Resmin gelişimini 'saray' tetikledi
Resmin Osmanlı toplum yapısına katılmasında devlet düzeyinde diplomatik ilişkilerinin başlatılması önemli katkı sunmuştur. Lale devri ile 'resmen' adımlar atılmıştır

Oluşturma Tarihi: 2021-05-23 19:59:03

Güncelleme Tarihi: 2021-05-23 19:59:03

Resim sanatının Osmanlı döneminde sanat dalları arasına tanımlanması sarayın istek ve teşvikiyle Tanzimat dönemi öncesinde gerçekleşmiştir.Batılılaşma olarak tanımlanan, Osmanlı İmparatorluğu'nun bilim çağına açılması şeklinde değerlendirilen yenilikler, saray yaşamında başlayan ve günlük hayattan öğrenime, politikadan ekonomiye, askerlikten hukuka kadar geniş alanda yeniden yapılanmayı gündeme getirmiştir.18 ve 19. yüzyılda Türk Sanatında da önemli gelişmeler yaşanmıştır.

Yenileşme hareketlerinin fonksiyonu

Yenileşme hareketleri ekseninde devreye giren askeri okullar, Osmanlı için yeni bir sanat dalının, resim sanatının ortaya çıkışını da sağlamıştır. Osmanlı tarihinin son yıllarındaki atılımlar, sanat dallarına yansıyan yenilikleri doğurmuştur. Resim ve Heykelin Türk Sanatı tarihi içinde varlık kazanması bu değişimi ve gelişimi simgeleyen göstergelerdir. Osmanlı Sultanları Güzel sanatların benimsenmesi ve yaygınlaşması hususunda rol aldılar. Bu yıllarda yapılan resimler ve heykeller Osmanlı Saray çevrelerinin, doğrudan doğruya da Padişahın ve sadrazamların seçimi ve güdümlemeleri ile yaşama sokulan çağcıl değişimlerin hem belgeleri hem de sembolleri.

Mimari dekorasyona yansıdı

l8 ve l9 yüzyılda ilk ve en etkili değişim, Mimari Dekorasyon programda ortaya çıkmıştır. Resimsel bezemelerin dekorasyona girmesi ve bu uygulamanın İstanbul'la aynı süreç içinde ve bütün Osmanlı coğrafyasında yaygın kullanılması dikkati çekmiştir.Saray yapılarında, camilerde; konak ve evlerde: aynı zaman dilimi içinde farklı
coğrafyada yeni dekorasyon programı, büyük bir beğeniyle kabul görmüş, Osmanlı topraklarında yaygın kullanım alanı ve olanağı bulur. Bu uygulamayla halk, çevresinde yer alan resimlerle iç içe yaşamaya başlayacak ve resim sanatıyla yakın ilişkiler kurmuştur.

Lale devri tetikleyici dönem oldu

Resimin Osmanlı toplum yapısına katılmasını sağlayan etmenler arasında en önemlilerinden birisi, devlet düzeyinde diplomatik ilişkilerinin başlatılması. Bu yıllarda Osmanlıların Avrupa başkentlerine gönderdikleri ve Avrupa ülkelerinin İstanbul'a gelen elçiler, kültürel etkileşime katkı sunmuştur. Saraya elçiler aracılığı ile birçok ressam tanıtıldı. Lale devrinden başlayarak 18 ve 19. yüzyıl boyunca, Osmanlı başkentine yabancı elçiliklerin kabul edilmeleri, sanat adına yeni oluşumları da beraberinde getirir. Osmanlı sarayına gelen yabancı sanatçıların sayısal artışının başlaması III. Ahmet dönemine işaretlenebilir.

Ünlü sanatçılardan yerleşik adım

Jean Baptiste Vanmour 17.yy. sonlarında İstanbul'a gelmiştir. Bu dönemde özellikle elçilik heyetlerine dâhil olan ressamlardan en tanınmışı şüphesiz ki Jean Baptiste Van Mour. Fransız büyük elçisi olan Marguis de Ferriol'un maiyetinde İstanbul'a gelir ve hayatının sonuna kadar burada kalır. Elçilik maiyetinde bulunmanın avantajlarını kullanarak Osmanlı saray yaşantısını, törenlerini, av eğlencelerini başarıyla resimler. Özellikle de Osmanlı İmparatorluğuna ait kıyafetleri anlatan eseri ile ilk başarısına ulaşır.