Romanlarda 'kadın' olmak
Türk romanlarında rastladığımız kadınlar bazen ana karakter olurken bazen de yaşamları ile ana karakterlere can verenlerden oluşmaktadır.

Oluşturma Tarihi: 2021-05-12 20:07:48

Güncelleme Tarihi: 2021-05-12 20:07:48

Türk edebiyatına damga vuran romanlar arasında ana karakterinin kadın olduğu eserler bugün de çok okunanlardan.

Kadının toplumdaki yerinin, aşklarının, tutum ve davranışlarının hatta verdiği mücadelenin anlatıldığı eserler dönemlerini ana hatlarıyla yansıtırken günümüzün sosyal yapısına da bir nevi ışık tutuyor.
İşte "kadın" dendiğinde ilk aklımıza gelen Türk edebi yapıtlarından bazıları:

Çalıkuşu'nun Feride'si

Reşat Nuri Güntekin'in esenidne Feride, ağaç tepelerinden inmediği için Çalıkuşu lakabı takılan tez canlı, hareketli ve neşeli, aynı zamanda Kamran'la en fazla nişanlılığa kadar uzanıp hayal kırıklığı ile noktalanan ilişkisinde duyduğu sevgiyi göstermek yerine hırçın, inatçı ve alaycı tavırlar sergileyen bir karakter. İstanbullu zengin bir ailenin kızı olan Feride anne-babasını kaybedince Anadolu'nun köylerinde öğretmenlik yapmaya başlamıştır.

Halide Edip'in 'Handan'ı

Halide Edip Adıvar'ın eseri Handan'da Cemal Bey'in kızı olan Handan, yabancı dil ve piyano eğitimleri alırken felsefe, sosyoloji gibi alanlara da ilgi duyan eğitimli bir karakter olarak karışımıza çıkıyor.İlgi duyduğu ilk erkek olan Nazım'la soğuk bulduğu için evlenmeyi reddeden Handan, kendisinden yaşça büyük ve zengin Hüsnü Paşa ile evlenir. Evliliğini ve diğer tüm konuları, kardeş gibi büyüdüğü Neriman'ın kocası Refik Cemal'e mektuplar yazarak anlatmaktadır.

Sevgi'nin Tante Rosa'sı

Sevgi Soysal'ın sıradışı kimlik ve kişiliğe sahip kadın karakteri Tante Rosa… Bir kadının hayalperestliğini, yalnızlaşmasını, yabancılaşmasını, başkaldırısını, yerleşik düzene uymayışını feminist bir tutumla verir. 14 öyküden oluşur kitap, hepsi Tante Rosa'nın öyküsüdür. Anneannesinin, kendisinin, teyzesinin kadınsal sorunlarını ele almakla beraber, bu sorunları evrenselleştiren, bir kadının ince ve keskin duyarlılığını veren bir romandır Tante Rosa.

Adalet Ağaoğlu'nda Aysel..

Adalet Ağaoğlu'nun Ölmeye Yatmak eserinde.. Aysel; Aysel, ailesi, toplumsal çevre arasında kalmışlığı, bunun ortaya çıkardığı sorunların ve çelişkilerin ardından Aysel'in içine düştüğü yalnızlık ve ilerleyen süreçte ise bir anlam arayışı içerisine girişi ile bireyin yabancılaşması anlatılır.Aslında roman Aysel'in şahsi bunalımlarının yanında bir neslin hikayesidir. Aysel gelenek ve dayatılan yenilik arasında sıkışıp kalmıştır.

Aşk'ı Memnun'da Bihter

Halit Ziya Uşaklıgil'in televizyona da uyarlanan ve daha geniş kitlelere ulaşarak önemli bir başarı yakalayan Aşk'ı Memnu'nun ana karaktar Bihter, görkemli yaşam takıntısı olan annesi Firdevs'in etkisinde kalan ve yetiştiği dünyada kendisinden beklenildiği gibi davranan genç bir kadın. Zenginliğinden şüphe duyulmayan, yaşça büyük Adnan Bey'in evlilik teklifini kabul ederek de yine gerektiği gibi davrandığını düşünür. Evlendiği adamın kızı Nihal ile girdiği rekabet, aşka ihtiyacı olduğunu düşünerek kocasını aldatması onu baş etmekte zorlanacağı olayların içine çekecektir..

Ayşe Kulin'in Aylin'i

Ayşe Kulin ismi ile özdeşleşen ve bilhassa genç okurlarca benimseyerek önemli bir satış grafiği de yakalayan Aylin, Amerikan Kız Koleji'ni bitirerek eğitim almaya Paris'e gider. Arap Prensi Senusi ile evlenerek prenses olur fakat evliliğine ihanet eder. Olayın ardından Türkiye'ye ve Avusturya'ya gider. Tıp eğitimi aldığı sırada Jean Pierre ile evlilik yapar ve sonuç yine ayrılık. Amerika'ya giderek ünlü bir psikiyatrist olan Aylin orada da Mişel ile evlenir ve ayrılır. Aylin'in hikâyesi Amerika'da albay rütbesi ile subay olup orduda görev yapmaya kadar uzanmaktadır.

Kürk Mantolu Madonna'nın Maria'sı

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna romanında karşımıza çıkan Maria Puder, Raif Efendi'nin Almanya'da bir sergide görüp âşık olduğu karakter. Puder, Atlantis isimli gece kulübünde keman çalıp şarkı söyleyen, görüp tecrübe ettikleri nedeniyle aşka olan güven ve tutkusunu kaybetmiş bir kişiliktir. Tesadüf eseri yolu Raif Efendi ile kesiştiğinde kaybettiği tutku ve güvene yeniden kavuşmaktadır.

Psikolojik romanın Suat'ı

Türk romanının ilk psikolojik esiri olarak bildiğimiz Mehmet Rauf'un Eylül'ünde Suat, maddi ve manevi gösterdiği tüm ilgiye rağmen aynı karşılığı göremediği Süreyya ile evli. Mutlu olabilmek için babasından para isteyip yalı kiralaması dahi Süreyya'dan ilgi görmesine yetmez. Bir süre sonra evliliğinin bu şekilde konumlandığını kabul eden Suat, kendisini ziyarete gelen, Süreyya'nın halasının oğlu Necip ile duygusal bir yakınlaşma içerisine girer.

Sözde Kızlar'da Mebrure

Peyami Safa'nın Sözde Kızlar'ında rastlamaktayız Mebrure'ye... Manisa'da babasıyla yaşayan adı gibi erdemli bir kız. Savaş yıllarında babasını kaybetmiş, onu bulmak için İstanbul'a gelmiştir, Mustafa Efendi'nin konağında kalmaya başlar. Konağın çocukları gibi alafranga yaşam özentisi yok, tek amacı babasını bulmak. Ama Mebrure'nin parası da yoktur ve kendisine rahatsızlık derecesinde ilgi gösteren konağın oğlu Behiç'le zaman zaman evlenmeyi de düşünmektedir.