Belki de adlarından başka bir şey bilmediğimiz sultanlardı onlar. Kılıçlarının sesi daha yüksek duyulsa da kiminin kalemi kılıcından daha keskindi. Onlarda ete kemiğe bürünmüş, hüzne tutunan, sevinci, acıyı tatmış, ağlayan, gülen seven insanlardı. Onlarda sevmiş, aşk acısı çekmişlerdi. Ayrılığı yaşamış, kavuşmanın sevincini bilen duygusal insanlardı. Denilir ki ‘SULTANLARIN SÖZÜ, SÖZLERİN SULTANIDIR.' Sözlerin beklide en ihtişamlısı Osmanlı Sultanlarının dilinden düşenlerdi. Yüzyıllara hükmeden, dünyayı titreten bu sultanların kimi dizelerini, beyitlerini, gazellerini ve kasidelerini yazarken Avni, Muhibbi, Bahti, Selimi gibi mahlaslara sığındı. Aslında bu perde kulak verenler için sultanların iç dünyasına uzanan kapının habercisi, hatta anahtarıydı.
Osmanlı Padişahları bu zarafeti, bu güzelliği bizlere sunarken bir taraftan savaşın, bir taraftan sözün sultanı olarak yaşadılar. Bu da sultanların sırca saraylarda yaşayan yalnızca bir mitolojik kahraman olmadıklarını göstermektedir. Aşkı, hüznü, neşeyi ve inancı yansıtan şiirleri, Osmanlı padişahlarının gönül dünyasının aynası olmuştur.
Devletlû, haşmetlû, garabetlu olarak anılan padişahların, aynı zamanda ince, zarif, hassas insanlar olduğunu göstermektedir. Osmanlı tarihinde şiirle ve musikiyle ilgilenen birçok padişah olduğu bilinmektedir; Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni, II. Selim, I. Ahmet ve III. Selim gibi sultanlar Sarayda, sanata her zaman sıcak bakmış, hemen her padişah ve şehzade, bir sanat dalıyla ‘hobi' düzeyinde de olsa uğraşmış, kendilerini bu alanlarda da geliştirmişlerdir.
Kimi padişahlar hattat, nakkaş ve musikişinas olarak ün salmıştır; ama aralarında şiir yazmayan neredeyse yoktur. İyi derecede şair olan padişahlar, ülkede yetişen ilim ve sanat adamlarının kıymetini bilmiş; özellikle 15. asırdan itibaren Türk edebiyatının gelişmesinde önemli rol üstlenmişlerdir. Şiirleri, kişiliklerinin aynası olmuştur.
Sultan Murad(1402-1451), şiir yazan ilk Osmanlı padişahıdır. Bir rivayete göre Haftada iki gün şair ve bilginleri toplayıp dikkat ve iltifatla, baştan sona kadar dinler, tartışmayı başlatmak içinde her hafta her konu için tartışmacı tayin edermiş.'
Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murat, I. Bayezid ve I. Mehmet Osmanlı padişahları şiirle yalnızca bir hobi olarak uğraşmamışlardır. Fatih Sultan Mehmet (1432-l48l) Özellikle resme, şiire ve müziğe önem vermiştir. Fatih`ten sonraki birçok padişahın devrinin ünlü şairleriyle boy ölçüşecek nitelikte şiirlere imza atmıştır. ‘Avni' mahlasıyla şiirler yazan Fatih`in aruzu ustaca kullandığını, arı ve duru bir üsluba sahip olduğu ve şiirlerindeki dilin zenginliği dikkat çeker.
Sultanların şiirlerinden yola çıkılarak onların karakterlerini anlamamız, iç dünyasını tanımamız da mümkündür. Sert ve acımasız bir padişah olarak bilenen Yavuz Sultan Selim'in şiirleri, ‘bir cihanı iki hükümdara' çok gören bir padişahın kaleminden çıkmışa hiç benzemiyor.
Şiirlerinde ‘Selimi' mahlasını kullanan Yavuz Sultan Selim, aşka tutsak olan ve acı çeken, hasret dolu bir insan olarak karşımıza çıkıyor. Farsca ve Arapça şiirler yazmış, felsefe, edebiyat, matematik ve dini ilimler konusunda geniş bilgiye sahiptir. Yavuz Sultan Selim`in ‘Şirpençe' adlı şiiri, onun ölüm sebebi olan şirpençeyi hatırlatıyor.
Çağının hatırı sayılır şairlerinden biri olan 46 yıl hükümdarlık yapan Kanuni Sultan Süleyman ya da diğer adıyla Muhibbi`nin şiirleri de benzer duyarlıkları taşıyor. Dünyanın en büyük ve en zengin devletinin başındaki padişah, tıpkı diğer şairler gibi aşktan, ayrılıktan, özlemden, acıdan; fakirlikten, kimsesizlikten ve kadrinin bilinmediğinden şikâyet ediyor. Yaklaşık 3200 şiir yazan padişahın ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi` dizeleri ise yüzyıllardır söylenegeliyor.
Baki, Zati, Hayali ve Fuzuli gibi büyük şairler bu dönemde yetişmiştir. Sultanların yazdığı şiirler, sultanların yaşamlarını ve kişiliklerini daha iyi anlamak için bir kılavuz özelliği taşımaktadır. Bağdat Fatihi Sultan IV. Murad`ın `Bağdat ` şiiri, İyi bir bestekâr olduğu kadar tamburi ve neyzen olarak da ün salan III. Selim`in ise bestelenen şiirleri bulunmaktadır.
Gönül kerestesiyle bin Yenişehir ü Bazar yap Zulm eyleme rençberlere Her ne ider isen var yap…
Osman Ertuğrul oğlusun Oğuz Karahan neslisin Hakk`ın bir kemter kulusun İslambol'u aç gülzar yap.
Şairler arasında duygularını ifade etmede en başarılı sayılan Cem Sultan'dır. Şiirlerinde vatan hasretini, aşk, tabiat, dini ve tasavvufi konuları işlemiştir. Geniş kültürü, şiir bilgisi, hassasiyeti onun şiirlerine zenginlik, güçlü bir dış yapı kazandırmıştır. Necip mahlasıyla şiir yazan III. Ahmed aynı zamanda Lale Devri' olarak bilinen kültür ve sanat hareketinin baş mimarı olmuştur. Nedim gibi divan şiirinin ustası bu dönemde yetişmiştir. Osmanlı şiiri, devletteki sosyal ve siyasi çözümlemenin aksine, sürekli bir gelişme ve yenilenme hali yaşamıştır. Divan şiiri, XVI. Yüzyılda en parlak dönemini yaşadıktan sonra, sosyal, siyasal ve ekonomik düşüşe zıt olarak, yeni ve farklı üsluplar içerisinde gelişmesini sürdürmüştür. Osmanlı padişahları, sadrazam, vezir ve devlet ricali saray, konak ve evlerini her türlü sanat etkinliklerine açarak, sanatın gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Şiirler yazan Osmanlı Padişahları ve mahlasları:
II. Murad
Mahlası: Muradi
Anlamı: İstenerek ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey.
Fatih Sultan Mehmed
Mahlası: Avni
Anlamı: Yardım
II. Bayezid
Mahlası: Adli
Anlamı: Hakkaniyet. Adâlet üzere oluş)
Şehzade Korkut
Mahlası: Harimi
Anlamı: Çekinmez. Kayıtsız kimse.
Kanuni Sultan Süleyman
Mahlası: Muhibbi
Anlamı: Seven sevgi besleyen anlamında muhible ilgili.
Sultan III. Mehmed
Mahlası: Adni
Anlamı: Vatan tutmak, Cennette bir makam adı.
I. Ahmed
Mahlası: Bahti
Anlamı: Kader. Tâli. Uğur. Alın yazısı. Kısmet. İkbal.
II. Osman
Mahlası: Farisi
Anlamı: Acemce Farsça. İran'la alâkalı)
IV. Murad
Mahlası: Muradi
Anlamı: İstenerek ümid ederek beklenen. Arzu edilen şey.
II. Mustafa
Mahlası: İkbali
Anlamı: Baht açıklığı. Talih. Refah.
III. Ahmed
Mahlası: Necib
Anlamı: Soyu ve nesli temiz aslı kerim olan. Cömert. Asilzâde. Güzel huylu ve ahlâklı.
III. Mustafa
Mahlası: Cihangir
Anlamı: Meşhur cihanı zabteden fâtih.
III. Selim
Mahlası: İlhami
Anlamı: İlham ile elde edilen ve nâil olunan. İlham ile alâkalı.
II. Mahmud
Mahlası: Adli
Anlamı: Adâlete mensup adâletle alâkalı ilgili.