Dolar

34,8754

Euro

36,6788

Altın

3.034,48

Bist

10.106,60

Şerif Hüseyin'i kendi çocukları bile ülkesine alamadı

İstanbul'da doğup, Mekke'ye emir olan Şerif Hüseyin İngiliz oyununa karşı hatasını geç fark etti. II. Abdülhamid'in iktidarı sırasında sakıncalı görülerek İstanbul'da tutulan Şerif'in İngilizlere verdiği 100 bin asker toplama sözü de havada kaldı

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-04-23 21:57:07

Şerif Hüseyin'i kendi çocukları bile ülkesine alamadı

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı'ya karşı ayaklanarak bölgede etkin rol almak isteyen bunun yanı sıra İngiliz vaatleri ile hedef büyüten Şerif Hüseyin bin Ali, Arap dünyası için tam bir hayal kırıklığı olmuştur.Ömrünün son yıllarında büyük pişmanlıklar yaşayan Şerif'i, Kral olan oğulları kendi ülkelerine alamamışlardır. Ayaklanmaya ana hatlarıyla bakacak olursak;

Arap Ayaklanması, I. Dünya Savaşı sırasında Haziran 1916'da Yemen'de Aden, Suriye'de Halep'i kapsayan bağımsız ve birleşik Arap devleti kurma amacıyla Şerif Hüseyin bin Ali tarafından başlatılan bir ayaklanma. İsyan laik Arap milliyetçilik açısından köklü bir başkaldırı olarak kabul edilme eğilimi taşısa da Şerif Hüseyin, Osmanlı Hükümeti'nin Müslümanlığın kutsal değerlerini çiğnediği ve "Arapların haklarının çiğnendiği" iddialarını gerekçe göstererek isyan etti. Türkler ise Müslüman topraklarını hakimiyeti altına almaya çalışan işgalci güçlere karşı savaş esnasında Müslüman hilafeti için mücadele verdiğini iddia eden kabilelerin isyan ederek İslam'a ihanet ettiği görüşünde birleşti.

İstanbul'da doğdu, Mekke'ye emir oldu

İstanbul'da doğdu. Hâşimî Zevî Avn sülâlesinden Şerîf Ali Paşa'nın oğlu ve Mekke Emîri Muhammed b. Abdülmuîn İbn Avn'ın torunudur. 1856-1858 yıllarında dedesinin son emirliği döneminde Mekke'de kaldı. 1858'de İstanbul'a döndü. 1861'de babasının vefatı üzerine amcası Emîr Abdullah'ın yanına Mekke'ye gitti. Eğitimini burada tamamladı ve 1880'de Zevî Zeyd ailesinden Abdülmuttalib b. Gālib'in emîr tayin edilmesiyle İstanbul'a geldi. Ekim 1908'de Mekke Emîri Şerîf Ali görevinden alınarak yerine amcası Abdullah Paşa b. Muhammed tayin edildi. Ancak Abdullah Hicaz'a hareket etmeden vefat edince uzun süredir vezir rütbesiyle Şûrâ-yı Devlet üyeliği yapan Şerîf Hüseyin Kasım 1908'de Mekke emîri tayin edildi.

Demiryolu projesinden rahatsız oldu

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi'nin "Şerif Hüseyin İsyanı" çalışmasında şu bilgilere yer veriliyor;Osmanlı İmparatorluğutarihindeki en büyük toprak kaybının bu isyan sırasında yaşamıştır. 18. ve 19. yüzyılda Osmanlı Arap coğrafyasında misyoner faaliyetleri ve onun paralelinde gelişen Arap milliyetçiliği isyanın başlamasında önemli bir yere sahiptir. Osmanlı Devleti Hicaz demir yolu projesi ile merkezin gücünü Arap topraklarında tesis etmek istemiştir. 1908'de Mekke Emiri olan Şerif Hüseyin bu projenin Mekke'ye kadar uzatılmasından rahatsız olmuş,
projenin Medine'de son bulması için oğullarını İstanbul'a göndererek hükümeti ikna etmeye çalışmıştır.

Hatasını geç fark etti

Şerif Hüseyin isyan sebebi olarak her ne kadar bazı gerekçeler ileri sürse de isyanın başlamasında kendi şahsi hırslarının etkisi büyüktür. İngilizler, Şerif Hüseyin'e vadettikleri toprakları savaş sırasında Fransa'ya ve siyonistlere
söz vermişlerdir. İngilizler, bu isyandan faydalanarak Ortadoğu'da önemli şehirleri ele geçirmişlerdir. İsyan, Osmanlı Devleti'nin Arap coğrafyasından tasfiyesi ile sonuçlandı.İsyan sonrası Şerif Hüseyin İngilizler tarafından kullanıldığını her geçen yıl biraz daha iyi anlamıştır. Paris ve San Remo Konferansları Şerif'in beklentisinin aksine Ortadoğu'nun paylaşılması için düzenlenmiştir. İngilizler savaş bittiğinde Şerif Hüseyin'in
en büyük rakibi İbni Suud'u destekleyerek Şerif Hüseyin'i eski rakibi ile tasfiye
etmişlerdir.

7 devletin 3'ünü oğulları kurdu

Osmanlı Arap coğrafyasında I. Dünya Savaşı sonrası kurulan yedi Devletin üçünü Şerif Hüseyin'in oğulları kurmuştur. Şerif Hüseyin'in yaşadığı şoku Arap milliyetçileri de yaşamış, büyük Arap Devleti yerine İngiliz ve Fransız mandasında küçük Arap Devletleri'nin kurulmasına engel olamamışlardır.

İkinci Abdülhamit sakıncalı görmüş

Osmanlı vilayeti olan Hicaz, valiler tarafından yönetilmekteydi. Şerif Hüseyin, II. Abdülhamid'in iktidarı sırasında sakıncalı görülerek İstanbul'da tutulmuş ve Şura-yı Devlet üyesi olmuştu. İttihat ve Terakki ise yönetime geldikten sonra bu durum üzerine onu Mekke Emiri yaptı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin ve bölgenin Osmanlı Valisi Vehip Paşa arasındaki anlaşmazlık isyanın temellerinden biri.
Arap Yarımadası'nda daha 1865 yılında milliyetçi Arap örgütleri kurulmaya başladı. I. Dünya Savaşı sırasında, Şerif Hüseyin'in oğlu Emir Faysal'ın başkanlığında ve İmam Yahya ve İbn Suud'un da üye olduğu, Şerif Hüseyin'in Osmanlı Devleti'ne karşı savaşa girmesini ve İtilaf Devletleri'nin yardımıyla bir Arap Hükûmeti tesisini amaçlayan bir cemiyet kurulmuştu.

Kıbrıs'a sürgün edildi

Şerîf Hüseyin, İngilizler'le pazarlığında 100 bini aşkın bir kuvvet toplayabileceğinden söz etmiş olsa da İngilizler'in muazzam para ve lojistik desteklerine rağmen Osmanlılar'a karşı savaşmak için ancak 4-5000 civarında silâhlı bir güç oluşturabildiği, bunların da Mekke-Maan hattında İngilizler'e destek oldukları kayıtlarda yer almıştır.
Şerif Hüseyin Hicaz'da isyan sonrası altı yıl kalabilmiş ve sonunda İngiliz talimatı ile Kıbrıs adasına sürgün edilmiştir. Ömrünün son yıllarında büyük pişmanlıklar yaşayan Şerif'i, Kral olan oğulları kendi ülkelerine alamamışlardır. Hastalığının şiddetlenmesinden sonra İngilizlerin onayı ile ömrünün son yılında Ürdün'e dönebilmiştir.

 

Haber Ara