Şeyh Ahmet Yasin 13 yıl önce bugün şehadete kavuştu
Tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı mescidden çıkıyordu. Siyonistlerin füzesi sebebiyle şehadete kavuştu...

Oluşturma Tarihi: 2017-03-22 18:18:36

Güncelleme Tarihi: 2017-03-22 18:18:36

TIMETURK | TARİH

1936 yılında köklü ve tarihi Cevre Askalan köyünde doğdu. 1948 yılında ailesiyle birlikte Gazze'ye hicret etti. Çocukluğu yokluk içerisinde geçti. Hem çalışıyor hem de okuyordu. 1952 yılında arkadaşlarıyla oynarken boyun omuriliği kırıldı ve ömür boyu felç kalacağını öğrendi. Bu durum onu yıldırmadı ve ilmine devam etti.

Gazze'de halkın bilinçlenmesi için faaliyetlerde bulundu. Camilerde namaz önceleri ve sonralarında halka direniş çağrısında bulunan vaazlar vermeye başladı. 1987 yılında arkadaşlarıyla birlikte İslami Direniş Hareketi HAMAS'ı kurdu. 1989 yılında HAMAS öncülüğünde 1. İntifada'nın başlamasıyla işgalci Yahudi güçleri büyük kayıplar verdi. Bunun üzerine Şeyh Ahmed Yasin tutuklandı. 16 Eylül 1991 yılında askeri mahkeme Şeyh Ahmed Yasin'i müebbet hapse mahkûm etti.

Hapiste gördüğü işkence sonucunda bir gözünü kaybetti. Halid Meşal suikastinin arkasından yakalanan iki Mossad ajanına karşılık Ahmed Yasin serbest bırakıldı. Dünya Müslümanları ve Filistin Müslümanları tarafından sevilen ve saygı duyulan alimlerden biri oldu. 22 Mart 2004 tarihinde sabah namazı çıkışında İsrail uçaklarının fırlattığı füzeler ile şehid edildi.

İSRAİL 2027 YILINA KADAR YIKILACAK

Mayıs 1999'da yayınlanan Al Jazeera'nın “Dönemin Tanığı” programında Hamas hareketinin kurucusu Şeyh Ahmed Yasin: “İsrail zulüm ve gasp üzerine kurulmuş bir rejimdir. Zulüm ve gasp üzerine kurulan rejimlerin kaderi yıkılmaktır. İsrail 2027 yılına kadar yıkılacak” demişti.

GAZZE DİRENİŞİNİN LİDERİ

Yirmili yaşlarına geldiğinde Şeyh Ahmed, siyasi eylemlere katılmaya başlamıştı. 1956'da üç düşmanın (İsrail, İngiltere, Fransa) Mısır'la yaptığı savaşa karşı Gazze'de isyan eden grubun en önündeydi. Güçlü hitabetiyle dikkatleri çeken Şeyh, arkadaşlarıyla beraber düzenlediği organizasyonlarda Gazze'deki uluslarası denetimi reddediyor ve bölge yönetiminin Mısır'a geri verilmesi gerekliliğini vurguluyordu.

İLK İNTİFADA'YI BAŞLATTI

1987 yılına gelindiğinde Şeyh Ahmed Yasin, İsrail işgaline karşı Filistin'in özgürlüğü için Gazze'de İslami bir teşkilatın kurulmasını ve bu teşkilatın liderliğini üstlenmeyi kabul etti. Kısa adı Hamas olan “İslami Direniş Hareketi”, bu tarihte Filistin'de ilk intifadayı başlattı ve bu dönemden itibaren Şeyh Ahmed Yasin, hareketin ruhani lideri sayıldı.


1948 hezimeti, Şeyh'in zihnini bulandıran en önemli hadiseydi. Bu yüzden Şeyh, Filistin halkının silahlanmasının ve özgürlüklerini geri kazanmaları için milli şuura sahip olmaları gerekliliğini düşünüyordu. Çünkü Şeyh, ne diğer Arap devletlerinin ne de uluslararası toplumların Filistin topraklarının özgürlüğü için fizibilite sahibi olduklarına inanıyordu. İslami Direniş Hareketi Hamas, aslında Mısır'da kurulan ve 1949 da suikaste uğrayan Hasan El Benna'nın önderliğini yaptığı Müslüman Kardeşler'in bir uzantısıydı.

BEKLENEN ŞEHADET

6 Eylül 2003 yılında Siyonist işgalciler Şeyh Ahmet Yasin'e suikast girişiminde bulundular. İşgalci Siyonist ordunun helikopterleri, Şeyh Ahmet Yasin ile şu anda başbakan olan İsmail Heniyye'nin bulunduğu binaya füze attılar. Ahmet Yasin'in bu suikast girişiminde sağ kolundan aldığı yaralar öldürücü darbeler değildi.

2003 yılında düzenlenen suikastten hafif yaralarla kurtulan, Şeyh İmam Ahmet Yasin 22 Mart 2004 tarihinde Siyonist hava kuvvetlerine bağlı uçaklar tarafından atılan füzelerle şehid oldu. Şeyh, füzelerle yapılan saldırı sırasında tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı mescidden çıkıyordu. Kendisinin mescidden çıkmasıyla işgal ordusunun hava kuvvetlerine bağlı aşağılık uçaklar birkaç füzeyi onun temiz ve pak bedenine doğru ateşlediler. Füzeler Şeyh'in bedenini paramparça edip, dört bir yana dağıttı. Bir o kadar temiz olan ruhu da Rabbinin katına yükseldi. O İstediği şekilde vefat etti.

Şeyh Ahmet Yasin'in şehadeti önemsenmeyecek bir konu değil. Çünkü bu olay tarihi değiştirdi. Zira bu suikastı onlarca devlet ve binlerce kurum ve kuruluş kınamış, bu devletler, kurum ve kuruluşlar, Şeyh'in bedenini hedef alan bu eylemin bir savaş suçu ve büyük bir hak ihlali olduğunu ifade ettiler. Bütün İslam ülkelerinde büyük bir infial olmuş, her tarafta şehadetini ebedileştirecek etkinlikler ve çalışmalar yapıldı. Her kesim ve çevre, işgal altındaki topraklarda cihad ve direniş meşalesini temsil eden bu efsane şahsiyetin şehadetini, yıl dönümlerinde yâd etmiş ve unutulmaz hale getirmişler.

ŞEYH AHMED YASİN'İN “ÜMMETE MEKTUBU”

Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hala kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında?