Türk şiirinde şairlere İstanbul başta olmak üzere kentlerdeki vapurlar da ilham vermişlerdir. Vapur yolculuklarını birebir yaparak ya da hayallerinde canlandırarak mısralarında yer veren belli başlı şairlerin dizelerini sizlere aktarmak istedik.
İşte şairlerin vapurdan teşkil mısralarından bazıları....
8.10 Vapuru, Cemal Süreya
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
İkide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Boğaz Gezintisi-Özdemir Asaf
Vapurlar değil boğazdan geçen
Boğazdan yalılar geçiyor
Toplamış sulardan eteklerini
Dairesine çekilen bir saraylı gibi
Yalılar gelmeyen alemlerine gidiyor
Bırakıp bu sessiz gecelerini
Perçemli Sokak'tan-Oktay Rifat Horozcu
Gel bulutsuz masalara yaslan
Elimi tut büyüsün
Yüzüme bak çalsın
İçimdeki çalar saat
Dönüş yollarında sarmaş dolaş
Vapurlar geçsin aramızdan
Mavi Gök Orda mı-Cahit Zarifoğlu
Bakıyorsunuz kuşlar
Hazır
Sokak lambaları yanık unutulmuş
Bir kadıköy vapuru hınca hınç insan
Çok geçmeyecek
Martılar beyhude turlar atacak
Kıyılar lağım konserve kutuları
Mısır koçanları
Birgün Sabah Sabah-Turgut Uyar
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç\'ten.
Vapur düdükleri ötmededir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam...
Mektup- Sait Faik Abasıyanık
Vapurun dümen yerinde çaldığım ıslık
Yağmurlu güvertedeki türküm
Sana yaklaşmaya vesiledir
Yoksa canım, seni unutmak için değil.
Senden sonra ancak anlaşılır
İnsanoğluna öğretilen yalanlar.
Senden sonra anlaşılır ancak
Boşluğu herşeyin.
Seninle beraberdir dolu kadehler
Şaraplar seninle aziz
Cigaralar seninle tüter
Ocaklar seninle yanar
Yemekler seninle yenir.
İstanbul- Ziya Osman Saba
Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
Minare minare, ev ev,
Yol, meydan.
Geliyor Boğaziçi`nden doğru
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,
Mavi sular üstünde yine
Bembeyaz Kızkulesi.