Ege adaları tarihin çok eski dönemlerinden beri çok farklı medeniyetlere yurtluk görevi yapmışlardır.
Tarihi süreç içerisinde kullanım amaçları değişirken bu adalarda bugün turizm tesisleri ağırlık gösteriyor. Bu adalar bir nevi tarihten turizme kaymış durumdalar.
Bütün turistik tesisleşmeye rağmen kendini gösteren tarihi taş yapılar ve toprak altındaki yaşam alanları tarihin kokusunun kolay kolay gitmeyeceğine delalet.
Şövalye adaları da bunlardan birisi....
Fethiye Körfezi'nin ağzında, körfezi koruyormuş gibi yerleşmiş adadır Şovalye Adası. Rodos Şovalyelerinin kullandığı adada bugün de yerleşim vardır.İsmini 15. yüzyılda bölgede bulunan Rodos şövalyelerinden alan adaya ulaşım, Foça Mahallesi'ndeki Çalış Plajı'ndan kalkan teknelerle sağlanıyor.
"Uzak diyar" adası olarak da biliniyor
Ada, antik dönemde kentle aynı ismi taşıyan ve 'uzak diyar' anlamına gelen Makri Adası olarak biliniyor. Bazı araştırmacıların ismini bölgede milattan sonra 8. yüzyılda yaşayan bir piskopostan aldığı iddiaları var. Geç Roma dönemine tarihlenen eserlerin çoğu Bizans döneminde malzeme olarak kullanılmıştır. Adada bulunan kilise, şapel, sarnıçlar ve yapı kalıntılarının tamamı Bizans dönemine ait.Menteşe Beyliği'nin yıkılmasından sonra bölgede Rodos Şövalyeleri yaşadı.
Kanuni'nin fethine kadar sürdü
Şövalyeler kent merkezinde ve adada birer kale inşa ettirerek uzun süre kentin denetimini ellerinde tutmuşlardır."Bu devir Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos'u fethine kadar devam etti. İsmini üzerinde yaşayan şövalyelerden alan ada, 1982'de 3. derece arkeolojik sit, 1988 yılında da özel çevre koruma bölgesi ve 1994 yılında 3. derece doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alındı.Adanın ilk adının Eski Meğri (Makri) olduğu da belirtiliyor.
Tarikatlaşan şövalyeler
Hospitalye Şövalyeleri ya da Aziz Yuhanna Şövalyeleri tarikatı ekseninde değerlendirilen Rodos Şövalyeleri; 1070 civarında kurulmuş bir şövalye tarikatı aynı zamanda. Sonradan ismi Rodos Şövalyeleri ardından Malta Şövalyeleri olarak da isimlendirildi.
Askeri adımlar adımlar atmaya başladılar
Tarikatın ilk Başefendisi Peter Gerard.Kudüs Krallığı kurulunca Godfroi de Bouillon Tarikat'a toprak bağışladı ve başka birçok kişi de onu izledi. Hastabakıcılar 1113'te Papa II. Paschal tarafından bir tarikat olarak kabul görda.
Daha sonrasında Hastabakıcılar kendilerini askerileştirmeye başladılar ancak ilk askeri etkinlik 1136 yılında gerçekleştirildi.
Bugün de aktif görevdeler
Katolik bir yardım derneği olarak günümüze kadar ulaşan tarikat tarihin bazı dönemlerinde bağımsız bir devlet olarak güçlü bir ordu ve donanmaya sahip olurkean Avrupa, İslam ve Osmanlı tarihinde büyük izler bıraktı. Merkezi İtalya'nın Roma kentindeki tarikatın bugün adı: Kudüs, Rodos ve Maltalı St. Jean Egemen Askeri Misafirperver Tarikatı veya kısaca Malta Tarikatı.