Kasımiye Medresesi ülkemizin görülmesi gereken en önemli mekanlarından. Medresenin tarihi misyonu ise günümüze kadar ayakta kalmasında etkin bir rol oynamıştır...
Mardin'de bulunan ve günümüze kadar mükemmel yapısıyla ayakta kalabilen medresenin yapımına Artuklu Dönemi'nde başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım Padişah döneminde 1457-1502 yıllarında tamamlanmıştır. İki katlı, kubbeli, tek ve açık avlulu medresenin inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır.
Mardin yapılarının en büyüklerinden
Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri bakımından ilgi çeken yapı, cami ve türbe ile birlikte külliye içerisinde yer almaktadır. Medresenin avlusunda bir çeşme ve büyükçe bir havuz bulunmaktadır. Güneyde ovaya açık bir cepheye sahip olan medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir. Açık medrese tipinde, tek bir avlu etrafında düzenlenmiş, iki katlı ve tek eyvanlıdır. Kesme taş ve tuğlalardan yapılmıştır.
Külliye gibi düşünülmüş
Güney cephesinden, bir taç kapının bağladığı beşik tonozlu bir koridordan geçilerek girilir. Batısında diğer kısımlarla girişi aynı olan, bağımsız bir mescit mekânı vardır. Doğuda iki kat boyunca yükselen camisi mevcuttur. Portalden girilen revaklı büyük avlunun etrafında, iki kat üzerine revaklar arasına dizilmiş hücrelerden oluşmaktadır. Avlunun kuzeyinde, ikinci katı da kesen büyük eyvan ve onun önünde bir havuz mevcuttur. Burası tek başına bir medrese olarak değil bir külliye gibi düşünülmüş olmalıdır. Yanında bulunan zaviye-türbe bunun kanıtıdır.
Çeşme suyu insan hayatını simgeliyor
Birinci dünya savaşı yıllarında kapanmıştır.Binada toplam yirmi üç medrese odası bulunmakta.Bunların on biri alt katta, on ikisi üst katta.Medresenin avlusundaki havuzda akan suyun akışı ile doğumdan ölüme kadar insan hayatı ve sonrası simgelenmiştir. Çeşmeden çıkan su doğumu, döküldüğü yer gençliği, ince uzun oluk olgunluğu ve suların bir havuzda toplanması ölümü temsil ediyor. Daha sonra bu su kanallarla toprağa aktarılır ve bu da topraktan tekrar can bulur.
Hocaya saygı adına kapılar küçültülmüş
Kitabesi bulunmayan medresede gün doğduktan sonra güneş batana kadar cephe fark etmeden tüm derslikler güneş ışığından faydalanabilmekte. Dersliklerin kapı yüksekliği bir metreden biraz fazladır. Bu yüksekliğin özellikle tercih edildiği ve öğrencinin hocasının yanına girerken başını eğmesi için yapıldığı yönünde fikirler var. Bir zamanlar, geceleri yıldızların bu havuza yansımasıyla astronomi dersleri verildiği de biliniyor.
Kanlı gömleğin hikayesi
600 yıllık efsaneye göre Kasım Sultan'ın başı, bu medresede Timur tarafından kesilip katlediliyor. Yine aynı rivayete göre, Kasım Paşa'nın kız kardeşi, Kasım Paşa öldüğünde kanlı gömleğini ağıtlar eşliğinde bu eyvanın duvarlarına kanı yerde kalmasın diye sürmüş ve günümüzde o duvarlara su döküldüğünde ortaya çıkan izlerin Kasım Paşa'nın kan izleri olduğuna inanılıyor.