Tarihin en ünlü 10 seri katili
Çoğumuzun etkisinden çıkamadığı o filmlere ilham veren gerçek seri katilleri tanımaya hazır mısınız?

Oluşturma Tarihi: 2021-06-06 15:25:40

Güncelleme Tarihi: 2021-06-06 15:25:40

Hepsi gerçek!

Çoğumuzun etkisinden çıkamadığı o filmlere ilham veren gerçek seri katilleri tanımaya hazır mısınız?

1. Ted Bundy

1974 - 1978 yılları arasında, ABD'nin çeşitli yerlerinde çok sayıda genç kadını öldürmüştür. Kurbanlarının kesin sayısı bilinmeyen Bundy, on yılı aşkın inkâr süreci sonunda, otuzdan fazla cinayet işlediğini itiraf etmiştir. Bundy, sıklıkla Amerikan seri katillerinin öncül örneği olarak kabul edilir. Gerçekten de seri katil terimi ilk defa onu tanımlamak için ortaya atılmıştır.

Bundy'nin bir sosyopat olduğu düşünülmektedir. İşlediği vahşi cinayetlere rağmen eğitimli, yakışıklı ve kibar bir genç adam olarak tanımlanır. Kurbanlarını genelde sopayla döverek, bazen de boğarak öldürmüştür. Kurbanlarının çoğuna tecavüz ettiğine ve ayrıca, öldürdükten sonra da tecavüz edip, bedenlerini kestiğine inanılmaktadır.

2. Pedro Lopez Monsalve

"Andes Canavarı" lakabıyla tanınan seri katil, Güney Amerika (Kolombiya,Peru,Ekvator) çevresinde 300 çocuğa tecavüz edip öldürmüştür. Lopez, bu üç ülkede öldürdüğü ve tecavüz ettiği genç kızların her biri için en fazla birer ay yatmıştır.1980 yılında öldürdüğü 53 çocuğun mezarı polis tarafından bulunmuştur.

1999 yılı Ocak ayında yapılan bir röportajda, kendini "yüzyılın adamı" olarak tarif etmiştir ve "iyi davranış" sergilediği için serbest bırakılması gerektiğini söylemiştir

3. Ed Gein

Ed Gein, annesinin (hayatta olan tek akrabasının) ölümünden sonra anatomi bilimiyle ilgilenmeye başlar. Bu ilgisinin tek nedeni ölen annesini diriltmektir. Bir süre sonra mezarlıktan cesetler çalmaya ve öğrendiklerini üzerlerinde denemeye koyulur. Kendisini özellikle büyüleyen, kadın vücududur. En sonunda sonra annesini diriltemeyeceğini anlar ve annesi yaşında bir kadının cesetinin derisini yüzer. Bu deriyi annesinin eski kıyafetleriyle birlikte giyer.

Kadın vücutlarına duyduğu ilgi daha da büyüyen Ed, bir süre sonra ceset çalmakla kalmaz ve cinayet işlemeye de başlar.

Deri işlemesinde gün geçtikçe daha da hamaratlaşan Gein, bir süre sonra göğüs uçlarından kemer, kafatasından bardak ve diğer süs eşyaları yapmaya koyulur.

En sonunda kasabanın şerifi Ed Gein'in izini sürer ve onu bulur. Evinde birçok kadavra, dudaklardan yapılmış kolyeler, el derilerinden yapılmış eldivenler ve daha bir çok garip nesne bulur.

Gein, ölü sevicilik ve yamyamlık gibi suçlamaları şiddetle inkar eder: kendisine göre cinayetleri sadece evini süslemek için işlemiştir.

4. Albert Fish

Kuzuların Sessizliği filmine ilham olan Albert Fish'in toplam 100'en fazla cinayet işlediği düşünülüyor. Aynı zamanda yamyam (insan eti yiyen) Fish, en yaşlı seri katil olma özelliğindedir.

Annesinin yanında cinsel istismara uğradıktan ve çocuk yurduna yerleştikten sonra ruhsal yapısı ciddi derecede bozulan katilimiz, dine arı bir eğilim göstermeye başladı. İlk cinayetini 1910 yılında işledi. Küçük ve savunmasız çocukları kurban olarak seçip işkence etmeden,tecavüz etmeden ve etlerini yemeden öldürmüyordu. Acı çektirmekten zevk alıp bunları "din" uğruna yaptığını düşünüyordu.

Aynı zamanda kendisine de işkenceler yapıyordu. kendi idrarını içip kendini çivili sopayla döverek günahlarından arındığına inanıyordu.

1928'de Budd ailesiyle yakınlaşan Fish, onların güvenini kazandıktan sonra küçük kızları Grace Budd'ı, yeğeninin doğum günü eğlencesine götürmek bahanesiyle kaçırarak boş bir eve götürdü. Grace'in cesedini parçalayan Fish, bazı parçaları kaldığı pansiyona getirdive dokuz gün boyunca hiç dışarı çıkmadan bu parçaları pişirip yiyerek mastürbasyon yaptı. Daha sonra kaçmaya başlayan Fish, 1934 yılında kendi hatası yüzünden, kendisini yakalamayı kişisel bir konu haline getiren polis William King'in eline düştü. Budd ailesine, kızlarını nasıl öldürüp yediğini anlatan mektuplar göndermesi nedeniyle yakalandı.

1935 yılında yargılanmasının sonunda deliliğine kanaat getirildiyse de elektrikli sandalyede idam cezasına çarptırıldı. Kararı duyunca "Hiç tatmadığım bu büyük zevki tatmaktan mutlu olacağım" açıkladı. Albert Fish'in idam cezası, 16 Ocak 1936 tarihinde Sing Sing hapishanesinde elektrikli sandalyede infaz edildi.

5. Aileen Wuornos

ABD'nin en ünlü kadın seri katillerinden biri olan Wuornos, aynı zamanda eşcinsel bir hayat kadınıydı. İlişkiye girdiği bazı insanları öldürdüğü ve ormana saklamaya çalıştığı ortaya çıkmıştır. 7 kişiyi öldürdüğü bilinse de 2 kişinin cesedi bulunamamıştır ve bu yüzden 5 kişiyi öldürmekten yargılanmıştır.

Babası çocuk tacizinden suçlu bulunur ve hapise girer. Annesi Aileen'i büyükanne ve büyükbabasına verip kaçar. 13 yaşında tecavüze uğrayıp gayrimeşru bir çocuk doğurur ve büyükbabası onu evden atar. Hayatta kalmak için hurda bir arabada barınır ve para için fahişeliğe başlar.

En sonunda 20 yaşında 70 yaşında bir adamla evlenir fakat 1 ay sonra kocasını bastonla dövdüğü gerekçesiyle boşanırlar.

Önceleri öldürdüğü insanların kendisine saldırdığını öne süren Wuornos, idamdan hemen önce ise "Yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. İdam edilmem gerek çünkü eğer hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim." diyerek suçunu itiraf etti.

6. H. H. Holmes

Kayıtlara geçmiş ilk Amerikalı seri katil olarak bilinen Dr.Holmes 1861 doğumludur.

Chicago Dünya Fuarı zamanlarında Chicago'da zihninde kurduğu cinayetleri işlemek için özel tasarladığı bir otel açtı. Dördü kesinleşen itiraf ettiği 27 cinayet olmasına rağmen, öldürdüğü insan sayısı 200 civarındadır.Bilinmeyen sayıda pek çok kurbanını "Dünya Fuarı" otelinden birkaç kilometre uzaklıkta bulunan 1893 Chicago Dünya Fuarı'ndan almıştır.

7. Andrei (Andrey) Cikatilo

Ukrayna doğumlu Sovyet seri katil. 1978-1990 yılları arasında 53 kesinleşen cinayet işlemiştir. Ekim 1992'de 52 kişiyi öldürmekten suçlu bulunmuş (kendi itirafına göre 56 cinayet teşebbüsünde bulunmuş ve bunların 53'ü cinayetle sonuçlanmıştı) ve 14 Şubat 1994'te kafasına kurşun sıkılarak infaz edilmiştir.

8. Elizabeth Bathory

Báthory, kendinden "Kanlı Kontes" olarak bahsettirmiştir. Kocası öldükten sonra büyücülükle uğraşmaya başlamıştır. At ve türevleri hayvanların kurban edildiği ayinlere katıldığı da söylenmektedir.

40 yaşına geldiğinde, yaşlanıp güzelliğini kaybedeceği telaşına düşen "Kanlı Kontes", bir gün hizmetkarı olan genç bir kızın saçlarını tararken canını acıtması üzerine ona öyle bir tokat atmıştır ki, genç kızın yüzünden düşen bir damla kan Kontes'in ellerine dökülmüştür. Kontes bu kanla, kızın gençliğini ve güzelliğini aldığını zannetmiş ve uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir küvete doldurtup "kan banyosu" yapmıştır.

Sonrasında iyice yoldan çıkan Kontes, 612 bakire kızı kaçırtıp, bu kızlara tepesinden asılı bir kafeste, işkence çektirmiş; kafesten akan kanlarla ise duş almıştır.

Yaptıkları anlaşılan Báthory hücreye kapatılmış, 1614 yılında ise hücresinde ölü olarak bulunmuştur. Şizofreni hastasıdır.Aynı zamanda Bram Stoker'in Dracula isimli romanının,III. Vlad'dan sonraki en büyük esin kaynaklarından birisidir. Ayrıca kanlı kontes olarakta bilinen Madam Bathory'nin küçüklükte yaşadığı öne sürülen bir rivayet vardır bathory annesiz ve babasız amcasının evinde yaşamaktadır bathory küçüklükte kişilik bozukluğu yaşamıştır bunun sebebi amcasının ve yengesinin işkenceye düşkün insanlar olması ve küçük kız bathory önünde bir adamı işkence için bir atı ikiye bölüp içine o adamı soktukları ve yine bathory'nin önünde bu atı tekrar diktikleri ve bugünden sonra bathorynin işkenceye meraklı normal çocukların oynadığı oyunlardan uzak ve herkesin yapmaya korktuğu bazı uygulamaları vardır bu yüzden madam bathory küçüklükten gelen bir kişilik bozukluğu yüzünden ruhsal olarak üzerine sıçrayan kanın onu güzelleştirdiğini düşünmektedir...

9. William Bonin

William Bonin veya bilinen adıyla The Freeway Killer (8 Ocak 1947 - 23 Şubat 1996), bir kamyon sürücüsü ve seri katil. Sırf zevk için erkek kurbanlarına tecavüz etmiş ve öldürmüştür. Son beş ayında, tutuklandıktan kısa süre sonra kendini asmış olan, kolay etkilenebilen Vernon Butts'dan yardım görmüştür.

William Bonin, 5 Ocak 1982'de 10 genç erkeği tecavüz ve öldürmek suçundan ölüme mahkûm edilmiştir. Hiç bir pişmanlık belirtisi göstermeyen Bonin'in en azından 21 kişiyi öldürdüğü tahmin edilir. Bonin, ceza olarak 23 Şubat 1996'da Kaliforniya'da zehirli iğne ile infaz edildi.

10. Jack the Ripper (Karındeşen Jack)

1888 yılının ikinci yarısında, Londra'nın gecekondu semti Whitechapel'da faaliyet göstermiş seri katil (veya katiller). Katile Jack ismi, Merkezi Haber Ajansına katil olduğunu iddia eden bir kişi tarafından gönderilmiş mektuba binaen verilmiştir. Bu mektup cinayetlerin işlendiği dönemde basılarak yayınlanmıştır.

Tamamı hayat kadını olan kurbanlardan beşinin aynı kişi veya kişilerce öldürüldüğü kesinleşmiştir. Ancak Karındeşen Jack'e maledilmiş yaklaşık 20 cinayet vardır. Cinayet dosyası cinayetlerden iki sene sonra kapatılmıştır. Ancak günümüz İngiliz dedektifleri ve bilim insanları, modern teknolojinin de yardımıyla halen cinayetleri aydınlatmaya çalışmaktadırlar. Günümüze kadar ulaşmış tek fiziki kanıt, kurbanlardan birine ait olduğu iddia edilen şaldır.

Karındeşen Jack'in yöntemleri vahşiceydi. Kurbanlarını önce boğazlayarak etkisiz hale getiriyor daha sonra da boğazlarını kulaklarına kadar kesiyordu. Ufak tefek değişikliklerle beraber kurbanların tamamına yakınının karnı ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları çalınmış, bazen de burun ve/veya kulakları kesilmişti. Jack kurbanlarını, dizleri karna çekilmiş ve bacakları açık bir şekilde düzenleyerek terkediyordu.

Karındeşen Jack'in kimliğine dair onlarca iddia ortaya atılmıştır ancak hiçbiri kanıtlanamamıştır. Bu şüpheli listesi birçok önemli ve soylu kişiyi de içermektedir. Katil olduğunu iddia eden kişinin Merkezi Haber Ajansına gönderdiği mektubu inceleyen uzmanlar mektubun yazarının alt tabakadan, eğitimsiz biri olduğu sonucuna varmışlardır.

İç organların çıkarılması nedeniyle katilin cerrah ya da kasap olabileceği iddiaları ortaya atılmıştır.Katili görmüş olan bir adam polise şapkalı ve uzun bir palto giyen bir adamdan şüphelendiğini söylemiştir. Katilin kurbanlarının yanına yaklaştığında onların dikkatini çekmediği için o zaman yaşayan insanlar gibi giyindiği ve hareket ettiği düşünülmektedir.

Kaynak: onedio