Türkler 'Don Kişot'un yazarını nasıl esir aldı?
Cervantes'in İtalya'da bulunduğu sıralar Osmanlılar Kıbrıs'ı fethederek Hıristiyan aleminde büyük bir telâş ve endişenin doğmasına yol açmışlardır... Bu arada Cervantes Napoli'ye giderek İspanyol birliklerine asker olarak yazılır...

Oluşturma Tarihi: 2021-06-09 00:15:49

Güncelleme Tarihi: 2021-06-09 00:15:49

Yazılarında kendi yaşantısından kesitler sunan ve gerçek olayları sergilediği tahmin edilen yazarlardan biri de İspanyol edebiyatının şaheseri Don Quijote 'yi (Donkişot) yazan Miguel de Cervantes'dir. Bilindiği gibi bu ünlü yazar 1575 yılında italya'dan gemiyle İspanya'ya dönerken gemisi Türk denizcileri tarafından ele geçirilmiş ve esir

edilerek Cezayir'e götürülmüştür. Ceyazir'de esir olarak 1580 yılına kadar yaşayan Cervantes'in esaret yıllarına ait elde nisbeten çok az bilgi vardır ve bu bilgiler de bölük börçük birtakım belgeler ve birkaç mektuptan öteye gitmemektedir. Bununla birlikte Cervantes bazı eserlerinde yaşamının bu dönemini aydınlatan kesitler sunmuş
olduğundan esir düşüşünden hürriyetine kavuşuncaya kadar geçen zaman zarfından Ceyazir'de nasıl bir hayat sürdüğüne dair fikre sahip olabilmekteyiz. Gerçekten de Cervantes'in bazı eserleri tamamen esaret yaşantısı ürezine kurulmuşlardır.

Akdeniz'de Osmanlı -İspanya güç mücadelesi

Cervantes'in Türklere esir düşmesi ve esaretinin eserlerine yansıması başlıklı makalesinde Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Önal şu değerlendirmeşyi yapmakta: Miuel de Cervantes de Saavedra 1547 yalında Alcalá de Henareş'de doğduğunda, Osmanlı İmparatorluğu ile İspanya Avrupa'da ve Akdeniz'de birbirine rakip iki süper güç olarak karşı karşıya bulunmaktaydılar. Osmanlı Devleti Avrupa'ya açılma yolunda kendisine bir ayak bağı olarak gördüğü Bizans'ı 1453 yılında ortadan kaldırdıktan sonra hem Anadolu'da birliği sağlamış hem de Avrupa'da yeni fetihlere girişmiştir. Buna karşılık İspanya'daki Kastilya krallığı Müslümanların İber Yarımadasındaki son kalesi Gırnata'yı 1492 yılında ele geçirdikten sonra Avrupa'da ve Akdeniz'de yayılma harekâtına girişmiştir. Bizans ve Gırnata gibi zayıf iki devleti karşılıklı olarak ortadan kaldıran ve biri İslamın, diğeri de Hıristiyanlığın hâmisi durumunda olan bu iki gücün bir noktada çarpışmaları kaçınılmazdı ve bu çatışma ortamı da her ikisinin de hakimiyet kurmak istedikleri Akdeniz olacaktı.

Kılıç düellosunda yaralandı

Cervantes'in gençlik dönemine ait hâlâ aydınlığa kavuşturulmamış birçok karanlık nokta vardır. Ailesi kalabalık bir cerrah olan babasının alacaklıların devamlı takibinden kurtulmak için sık sık bir yerden diğerine göç etmesi sebebiyle doğru dürüst bir eğitim görmeyen Cervantes'in bütün yaşamı gibi, ilk dönemlerinin de büyük sıkıntılar ve meşakkatler içinde geçmiş olduğu tahmin edilmektedir. Yine de kesinlikle bilinen bir şey varsa oda 1569'dan sonra İtalya'da oluşudur. Bu ülkede bulunuşunun nedeni her halde İspanya'da hakkında çıkartılan bir tutuklama kararından kurtulmak
için olsa gerek. Cervantes'in 1568 yılında Madrid'te bir düelloda rakibine ağır bir şekilde kılıçla yaraladığı bilinmektedir.

Kolunun kesilmesi

O zamanlar düello etmek kesinlikle yasaktır ve düello edenlere ağır cezalar uygulanmasına rağmen düelloların önünü almak mümkün olmuyordu. Olay yerinden kaçarak kurtulan Cervantes'in gıyabında yapılan duruşmasında sağ kolunun halk önünde kesilmesine karar verilir. Edebiyatta büyük beklentileri olan geleceğin ünlü yazarı bu yirmi bir yaşındaki genç için kılıç ve kalem tutan sağ elin kesilmesi ölümden beterdir. Cervantes hakkında verilen karardan kurtulmak ve zamanın akışı içinde kendisine unutturmak amacıyla önce Valensiya'ya, sonra da Kastilya ceza ve infaz sisteminin geçerli olmadığı Katalunya'ya gider.

Asker olarak yazıldı

Cervantes'in İtalya'da bulunduğu sıralar Osmanlılar Kıbns'ı fethederek Hıristiyan âleminde büyük bir telâş ve endişenin doğmasına yol açmışlardır. Papa V. Pius Kıbns'ı ele geçiren Türklere karşı büyük bir haçlı seferi düzenlenmesi için çağnda bulununca 1571 yılının İlkbaharından Papalık, Venedik Cumhuriyeti, İspanya ve Malta arasında bu amaçla bir ittifak kurulur. Bu arada Cervantes Napoli'ye giderek İspanyol birliklerine asker olarak yazılır...

Kardeşiyle esir ediliyor

Cervantes "La española inglesa" adlı eserinde bir teknenin Türkler tarafından zaptedilmesini anlatırken, gemisi "Sol"ü ele geçirildiği yer olan "Las Tres Maries" ın adını da zikrediyor...Kardeşiyle birlikte esir edilerek Cezayir'e getirilen Cervantes Deli Mami'nin kölesi ve malı olur; kardeşi ise Ramazan Paşa'nın tutsakları arasındadır. Cervantes'in üzerinde Don Juan ve Austria ve Sessa Dükü tarafından Kral II. Felipe'ye hitaben yazılmış iki tavsiye mektubunun bulunması kendisine çok önemli bir insan gözüyle bakılmasına sebep olacaktır...

Nefret söylemi geliştirmedi

Cervantes eserlerinin büyük bir kısmını hayalgücüne dayandırmakla birlikte, yaşanmış, gerçek
olaylara da yer vermiştir; gerçek olaylarla hayal gücünün birlikte olduğu bu eserleri bir bütün olarak incelediğimizde bunlann bağnaz rahipler tarafından yazılmış eserler gibi gerçekleri çarpıtmadığını gördük. Cervantes'in esirliği sırasında yaşamış olduğu tüm acılara ve sıkıntılara rağmen Türklerden nefret eden biryazar olmadığı izlenimini edindiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz...