Türklerin Batı'da ne işi vardı?
Batı Türklüğü ve Doğu Türklüğünün geçen yüzyıllardaki maceraları onları bugün yaşadıkları topraklara getirmiştir. Mesela Karadeniz ve Kafkasların kuzeyi ile İdil-Ural bölgesi Türklüğünün temeli Avrupa Hunları tarafından atılmıştır

Oluşturma Tarihi: 2021-06-13 19:26:58

Güncelleme Tarihi: 2021-06-13 19:26:58

Vasili Vasilyeviç Radlof, Alman asıllı Rus doğu bilimci ve Türkolojinin kurucusudur. Radloff, Türk dünyasını çok farklı açılarla araştırrırken bir taraftan da Türkoloji tarihinde yeni bir devir açan ve 81 yıllık ömrünün 60 yılını bu çalışmalara adamış bir insan.Ünlü Türkolog Radloff'a göre dünya dilleri arasında Türk dili kadar geniş bir alana yayılmış başka bir dil yoktur. Bu aynı zamanda şu demektir ki, Türkler kadar geniş bir alana yayılmış başka bir millet yoktur.

12 milyon metrekarelik alan

Bu alanın yaklaşık 12 milyon kilometre kare olduğu söylenmektedir.Hâlbuki Türklerin ataları daha M.Ö. 2000-1000 yılları arasında Ural dağları ile Sayan, Altay ve Tanrı dağları arasında yaşıyorlardı. Bu coğrafya, Avrasya'nın orta bölgesi idi. Doğuda Moğol, Tunguz ve Korelilerin ataları bulunuyordu. Batıda ise, kuzey bölgelerinde Fin ve Macarların ataları; güney bölgelerinde Arî kavimler vardı.

Dışa yönelten nedenler

Türkleri Farklı Coğrafyalarda Yaşamaya İten Sebepler isimli çalışmaya imza atan Prof. Dr. Ahmet Mermer bununla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: Türkleri bu noktadan geldiğimiz noktaya getiren şüphesiz pek çok sebep var. Karakterleri gereği çok hareketli ve göçebe bir kavim olan Türk milletinin yerleşik hayata geçişlerinin Uygurlar döneminde gerçekleştiği söylenir. Buna rağmen sürekli bir mücadele, dış güçlere karşı savaş, Türklerin gündelik hayatının bir parçası olmuştur. Yeni yerler kazanma ve
kanda dolaşan cihan hakimiyeti arzusu Türkleri yerinde duramaz bir millet yapmıştır.

Doğu-Batı Türklüğü

Dışarıdan gelen çeşitli sebepler de Türkleri bazen harekete mecbur kılmıştır. Batı Türklüğü ve Doğu Türklüğünün geçen yüzyıllardaki maceraları onları bugün yaşadıkları topraklara getirmiştir. Mesela Karadeniz ve Kafkasların kuzeyi ile İdil-Ural bölgesi Türklüğünün temeli Avrupa Hunları tarafından atılmıştır. Köktürklerin, Uygurların, Selçuklunun, Osmanlının, Çağatay Hanlığının, Rusya'nın, Çin'in ve başka etmenlerin de bugünkü tablonun oluşmasında
paylarının olduğu muhakkaktır.

Her kolun baş olma talebi

Türkler arasında farklı farklı boyların mevcudiyeti, her kolun baş olma isteği, birbirleriyle mücadeleyi de beraberinde getirmiştir. Tarihin bilinen dönemlerinde tam bir Türk birliğinin sağlanmış olduğu söylemek tam doru olmaz. Siyasi ve ekonomik sebepler bir yana Türklerin bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış olmaları tabii şartlarla da ilişkili olabilmiştir.

Dillerini kaybetmedikleri sürece

Sonuç olarak coğrafya, iklim, göçler, dış güçlerle savaşlar, kendi aralarındaki mücadeleler, çeşitli devletlerin uyguladıkları politikalar vb. Türklerin bu derece farklı coğrafyalarda yaşamaya mecbur kılmıştır. Bugün birbirinden çok farklı coğrafyalarda yaşasa bile Türk milleti, dili sayesinde bir araya gelebilmekte, ortak bir hissiyata sahip olabilmektedir. Dillerini kaybetmedikleri sürece Türk devlet ve toplulukları arasındaki bugünkü uzaklık, sadece coğrafyadan ibaret kalacaktır.