Türk ve dünya edebiyatına damgasını vuran ünlü şair ve yazarların birbirinden ilginç yaşam hikayeleri olduğu kadar çok ilginç davranış ve alışkanlıkları da bulunuyor
İşte bunlardan bazıları:
Yaşlanma takıntılı Hugo
Victor Hugo'da yaşlanmaya karşı epey takıntılı bir yazar. Hatta vücudunu diri kalması için her sabah buzlu su ile duş alarak sesinin güzelleşmesi için çiğ yumurta içer yazar her zaman bakımlı ve şık olarak başkaları tarafından beğenilmek için uğraşırmış.
Çirkin addeden Cahit Sıtkı
“Yaş otuz beş yolun yarısı eder, Dante gibi ortasındayız ömrün” dizeleriyle Türk şiirinin güçlü kalemi Cahit Sıtkı Tarancı kendini hiç beğenmezmiş. Lise yıllarında sınıfındaki arkadaşlarına mektup gelmesine karşı, ona hiç mektup gelmemesinden dolayı kendine mektuplar yazar, yollar sonra bir başkası yazmış gibi sevinirmiş.
Kısıtlı beslenen Tolstoy
Dindar olduğu dönemde, et yemeyi hayatından çıkarmanın, tutkuları denetim altına almanın anahtarı olduğuna inanan yazar, katı bir vejetaryene dönüşmüş ve yulaf lapası, ekmek, sebze çorbasından oluşan kısıtlı bir besinle yaşamaya başlamıştır.
İnsomsina Mark Twain
Tom Sawyer Maceralarının yazarı Mark Twain uykusuzluk hastalığından hayatı boyunca kurtulamamıştır. Tom Sawyer kitabı aynı zamanda ilk daktilo ile yazılan kitap unvanına sahiptir.
Diksiyon takıntılı Sabahattin Ali
Sabahattin Ali su gibi Türkçesi ile kitaplarını kaleme almıştır. Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Ali diksiyon takıntısına sahipmiş. Yanlış telaffuz edilen bir söz duyduğunda hemen bunu düzeltme girişiminde bulunurmuş.
Tiryaki Ahmed Arif
Ahmed Arif aynı zamanda Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyor. Ata binmeyi daha küçük yaşlarda öğrenen Arif şahlanmayan ata binmezdi. Yaşamının büyük bir bölümünde günde 4 paket sigara içen Ahmed Arif tam bir sigara tiryakisi.
Et yemeyen Kafka
Franz Kafka'nın tüm eserleri yazarın vefatından sonra yayınlanmış ve şöhrete öldükten sonra sahip olmuştur. Asla et yemeyen Kafka bu konuda sıkı bir inanışa sahipti ve onun için et yemek cinayet ile aynıydı.
Kahvekolik Balzac
Honore de Balzac'ın kahveye olan düşkünlüğü aslında bir tutkudan öte tiryakilik. Öyle ki; günde 50 bardağa yakın kahve içerdi. Kahve yapacak birini bulamadığında ise kahve çekirdeği çiğnediği söylenmektedir.
Gözleri görmeden yazan Cemil Meriç
Cemil Meriç edebiyatın en çok kitap okuyan yazarlarından.Gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştır.
Kelime cambazı Carrol
Alice Harikalar Diyarında'nın yazarı Lewis Carroll oldukça yetkin bir matematik dehası olmasının yanı sıra tam bir kelime fabrikası. Hatta ilk defa yazarın kullandığı çok fazla kelime günümüzde dahi İngilizce'de hala kullanılan kelimeler arasında yer alıyor.
Çapkın Orhan Veli
Orhan Veli tam bir kuş gönüllü. Çapkın olduğu dönemindeki birçok tanıdığı tarafından dile getirilmiştir. Veli çapkın olduğunu kabul eder hatta sevgililerini saydığı Aşk Resmigeçidi isimli bir şiir de kaleme alarak edebiyata unutulmaz bir şiir kazandırır.
Kahvehane tutkunu Orhan Kemal
Orhan Kamal tam bir Kahvehane tutkunu. Gençliğinden itibaren bu tutkusu sürdü. Ona göre o mekanlar birer laboratuvar niteliği taşıyordu
Kutup'a yatan Charles Dickens
Bu tuhaf özellikler Charles Dickens ile birlikte tekrar karşımıza çıkıyor. İngiliz edebiyatının büyük ismi Dickens başını kuzey kutbuna doğru uzatmadan uyumuyormuş.
Temizlik Hastası Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar temizlik hastasıymış. Öyle ki, bu özelliğinden dolayı hiç evlenmemiş ve devamlı eldivenleri ile gezmiş. Kendini sosyal ortamlardan soyutlayan büyük yazar evde örgü örmekten çok hoşlanır. Yurtdışından yeni örgü modelleri getirtirmiş.
Öğrenmesi bozuk Agatha Christie
Agatha Christie yazılarını kendi yazamıyordu. Disgrafi adı verilen öğrenme bozukluğu olan yazar kitaplarını dikte ettirerek yazıyor ve bastırıyormuş. Bu sorun zekâsı ve öğrenmesi oldukça normal olan kişilerin yazı yazma konusunda öğrenme güçlüğüne sahip olması olarak biliniyor.
Kekeme Yaşar Kemal
Yaşar Kemal çocukluğunda talihsiz olaylar yaşamış. Babası Van'dan göç ettiği sırada yanına aldığı Yusuf isimli çocuğu kendi çocukları ile birlikte büyütmüş. Yusuf'un, camide namaz kılarken babasını kalbinden bıçaklayarak öldürmesine tanık olan Büyük yazar 12 yaşına kadar kekeleyerek konuşmuş.
Beyaz Pantolonlu Nazım
Özellikle aşk şiirleri ve aşkları ile ünlenen Nazım Hikmet'in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın tanıdığı bir şair olmak, böyle değişik özelliklere sahip olmaya bağlıdır belki de.
