Yazarları yazar yapan 'anormal kişilikleri'
Sefiller yayınlandığında Hugo tatildeydi. Kitabın aldığı reaksiyonu merak ederek yayıncısına sadece '?' yazarak bir telgraf gönderdi. Yayıncısı da ona sadece '!' yazarak romanın ne kadar başarılı olduğunu belirtmiştir...

Oluşturma Tarihi: 2021-06-07 21:47:41

Güncelleme Tarihi: 2021-06-07 21:47:41

Dünya edebiyatının önemli yazarları ortaya koydukları eserler kadar bu eserleri yazarken sarf ettikleri çabalar ve yaşadıkları döneme verdikleri tepkilerle de dikkati çekmişlerdir. Her yazarın mutlak bir yazım stili bulunurken bazı yazarlar daha farklı stilleriyle de kendilerinden söz ettirmeye devam etmekteler.

İşte dünya edebiyatının önemli isimlerinden "önemli" örnekler...

Ömrünün azaldığını gördü kaleme sarıldı

İngiliz yazar Anthony Burgess'ı yazma eylemine iten sebip ise enteresan. 1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı konmuştu. İlk karısı Lynne'in geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Ne var ki artık tanınan bir yazar olmuştu. 50'den fazla roman ve kitap yazdı. Burgess teşhis konduktan sonra 33 yıl daha yaşamıştır.

Kahve içerek 12 saat aralıksız yazdı

Vadideki Zambak romanının Fransız yazarı Balzac bir nevi kahve tiryakisi.Hatta ölüm sebeplerinden biri olarak da bu tiryakiliği gösterilmiştir. Rivayete göre Balzac'ın günde 50 fincan kahve içtiği söylenmektedir. Balzac dışında Voltaire ve Napolyon da kahve tiryakisi olarak biliniyor. Balzac ise kahve içerek aralıksız 12 saat yazı yazmaya devam eden bir kişilik. Balzac'ın aksam 6'da yatıp 12'de kalktığı ve kahve alarak sabaha kadar tekrar yazısını sürdürdüğü de iddialar arasında.

Çürük elma olmadan konsantre olamıyor

Almanların en ünlü şair ve dram yazarlarındandır. Friedrich Schiller. Onun yazma ritüeli de farklıdır. Schiller, çürük elma kokusunu hissetmeden konsantre olamaz ve yazamazmış. Ve bu yüzden de çalıştığı masanın çekmecesinde mutlaka çürümüş elma bulundururmuş. Sabaha kadar yazmaya devam eden yazar, uykusu gelmesin diye de ayaklarını soğuk su dolu bir leğene sokarak bu konsantresini idame ettirmekte imiş.

Masa başında değil ayak üstünde

Ünlü edebiyatçıları masa başında yazarken hayal etmeniz normal ama bazıları da var ki konsantrasyonu ancak ayakta ya da yatarak sağlıyor. Bunlardan birisi de Marcel Proust. Ayakta yazmak Proust'a ait bir alışkanlık. 1894'te Dreyfus olayı başladığında Marcel Proust, Dreyfus yanlıları arasında yer aldı. 1895'te felsefe lisansı diplomasını aldı.Annesini kaybettikten sonra psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldı. Kayıp zamanın izinde adlı çalışmasını da inzivaya çekilerek yazmıştır.

Rus yazarın ilk yolculuğu Erzurum

Rusların ulusal şairi ve tanınmış yazar Puşkin ilk yurt dışı yolculuğunu Erzurum'a gerçekleştirdi. Rus ordusuna katılarak Osmanlı topraklarına ayak basan yazarın Rusya dışında gördüğü tek yabancı bölge Erzurum olurken bu yolculuğunu anlatan "Erzurum Yolculuğu" isimli bir kitap çalışmasında da bulunmuştur. Emekli Albay ve Rusya Kültür İşlerinden Sorumlu Eski Milletvekili Yardımcısı İgor Novoselyov, Komsomolskaya Pravda gazetesinde verdiği röportajda Puşkin'in yurtdışında gittiği tek ülkenin Türkiye olduğunu söylemiştir.

17 yılda tamamlanan Sefiller

Romanlar konu ve karakterleri kadar yazılış tarz ve şartlarıyla da dikkati çekmektedir. Bunlardan en dikkati çeken ise Victor Hugo'nun yazdığı ünlü Sefiller romanı. Bu eserin yazımı 17 yıl sürmüştür. Hugo, haftada iki sayfa yazdığı romanı 1815'te başlayıp 1832'de bitirmiştir. Ve roman ilk kez 1862 yılında yayınlanmıştır. Hikâye 1815'te başlar ve 1832'deki Paris Haziran Ayaklanması'nda son bulur. Victor Hugo.Tarihin en kısa mektuplaşmasının Hugo ve yayıncısı Hurst and Blackett arasında geçtiği söylenir. Sefiller yayınlandığında Hugo tatildeydi. Kitabın aldığı reaksiyonu merak ederek yayıncısına sadece "?" yazarak bir telgraf gönderdi. Yayıncısı da ona sadece "!" yazarak romanın ne kadar başarılı olduğunu belirtmiştir. Hugo'nun ayakta konsantre olarak yazdığına dair bilgiler de bulunmaktadır.