TİMETURK | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA
3 Haziran 1968 tarihinde Denktaş-Klerides arasında Beyrut'ta başlayan ve 48 yıldır devam eden süreç için yaşanan Cenevre çıkarmasını ve genel durumu köşesinde yazan Bila şunları ifade etti:
KIBRIS'IN ÖNEMİ NEDEN ARTTI?
Ortadoğu'nun savaşlar yoluyla yeniden düzenlenmesi süreci ve Doğu Akdeniz'de doğalgaz kaynaklarının saptanması Kıbrıs'ın stratejik önemini artırdı.
"BÜYÜK GÜÇLER BURADA..."
Kıbrıs'la ilgili uluslararası aktörler olarak ABD, İngiltere ve AB'nin bu önemin farkında olarak Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye'nin ada üzerindeki haklarını kırmaya yönelik bir gayret içinde.
"TÜRKİYE DE BU BİLİNÇTE OLMALI..."
Benim de birkaç yazımda vurguladığım gibi Türk tarafının bu bilinçle hareket etmesi
RUM TARAFININ NİYETİ
Rum tarafının Karpaz burnunda egemenlik talep etmesi Türk askerinin adadan çekilmesini önkoşul olarak ileri sürmesi dönüşümlü cumhurbaşkanlığına karşı çıkması ve daha fazla toprak talebinde bulunması adanın kuzeyini de yönetimine almak niyetinin açık göstergeleridir.
İNGİLTERE FAKTÖRÜ
İngiltere, adadaki iki üssünü her şart altında tartışmaların ve müzakerelerin dışında tutmuştur.
"TÜRK ASKERİNİ MASAYA YATIRANLAR İNGİLTERE'NİN ÜSLERİNİ GÖRMÜYOR"
Türk askerinin adadan ayrılması şart koşulurken, kimsenin İngiltere'nin Kıbrıs'taki üslerinden söz etmemesi dikkat çekicidir.
ŞİMDİ GENEL RESME BAKALIM
Rusya'nın Doğu Akdeniz'deki varlığını Suriye savaşı vesilesiyle güçlendirip sağlamlaştırdığı, İran'ın da yine Suriye vesilesiyle Akdeniz'e çıkmaya çalıştığı, İngiltere'nin üslerini özenle koruduğu, Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e açılacak bir Kürt devleti planının yapıldığı ortamda Kıbrıs Türklerinin, KKTC ve Türkiye'nin stratejik önemi artmış Kıbrıs'ta etkisiz hale getirilmesi elbette ulusal çıkarlarımızla bağdaşmaz.
TÜRKİYE MASAYA NASIL OTURMALI?
Türkiye ve Türk tarafının bu gerçeği bilerek masaya oturacakları aşikârdır.
"ÇÖZÜM BELLİDİR"
Kıbrıs'ta çözüm Türk tarafının yıllardan beri savunduğu gibi iki eşit devlet temeline dayanmalıdır. Nitekim KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cenevre'ye giderken gerekli mesajı, “Rum tarafının yanlışları ön plana çıkar ve arzu edilebilir karşılıklı çözüme ulaşmak mümkün olmazsa KKTC demokratik, laik, özgür bir toplum olarak yoluna devam eder” diyerek vermiştir.