Dolar

34,9507

Euro

36,6938

Altın

2.989,36

Bist

10.118,79

Murat Bardakçı: Mesele Nurettin Yıldız değil, fetva müessesesi

Habertürk Yazarı Murat Bardakçı, Nurettin Yıldız'ın verdiği bir fetva üzerine kaleme aldığı yazılara yönelik eleştirilere cevap verdi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-02-23 13:25:16

Murat Bardakçı: Mesele Nurettin Yıldız değil, fetva müessesesi

Bardakçı, önceki gün Nurettin Yıldız'ın 'asansöre' ilişkin fetvası ile ilgili bri yazı kaleme almış ve Fetvalar, gelen sorulara dinî kurallar doğrultusunda verilen cevaplardır" diyerek, bir soru üzerine verilen asansör fetvasındaki “halvet” ifadesinin dinî bir kavram olduğunu belirtip, "Fetvadaki hükmü beğenip beğenmemek yahut benimseyip benimsemek size ait bir meseledir” diye yazmıştı.

Konuya ilişkin birçok eleştiri aldığını belirten Bardakçı, bugünkü köşesinde de Nurettin Yıldız ile hiç tanışmadığını, söz konusu yazıyı Yıldız'ı savunmak için yazmadığını söyledi. Bardakçı, 'fetva müessesesinin' saldırı altında olduğunu işaret ederek "Yani gündemimde Nurettin Yıldız'ın sözleri değil, “fetva müessesesi” var" dedi.

Bardakçı, bu yazısında kendisini Nurettin Yıldız üzerinden eleştiren Fatih Altaylı'ya da cevap verdi.

İşte yazısının ilgili bölümü:

FATİH ALTAYLI'YA CEVAP

Şimdi, “İz'an şart olan bir haslettir ama bilgi ile daha da mükemmelleşir” dedikten sonra, aziz dostum Fatih'in bana sorduğu soruların bazılarına cevap vereyim:

“Fetva” başka, “görüş beyanı” yahut “tavsiye” başkadır Fatihciğim! Nurettin Yıldız'ın “İyice yorgun düşüp yatağa yatar yatmaz uyuyacak hale gelmeden sakın ha yatağa girmeyin. Yattığınızda hemen uyumazsanız yatak, yorgan, battaniye şehvet uyandırabilir” şeklindeki ifadeleri fetva değil tavsiyedir, bu sözlerin dinî boyutu yoktur, bir üniversite öğrencisinin “Şehvet baskısından kurtulamıyorum, ne yapmam lâzım?” şeklindeki sorusuna verilmiş cevaptır. Açıkçası benim de pek katılmadığım bu şahsî kanaati “İslâmî yorum” zannetmek hatâdır, kaldı ki internet siteleri aslı uzun olan konuşmanın sadece kırk saniyelik kısmını cımbızlayarak kullanmışlardır!

Fatih bana hitaben “Eğer dediğin gibi fetvacılar önemli bir hizmet yapıyorlarsa ve Müslümanlar da bunu dinleyip yaşamlarını ona göre organize ediyorlarsa bu beyefendilere ben sorayım” diyor ve soruyor: “Sayın fetvacıbaşı, çocuk yaştaki kızları taciz etmek caiz midir?”, “Fiziken daha güçsüz diye bir kadına şiddet uygulamak, erkek kulun hakkı mıdır?”...

YILDIZ'IN KÜÇÜK ÇOCUK TACİSİ İÇİN VERDİĞİ FETVA

Nurettin Yıldız bu hususlarda çok daha önceden fetva vermiş Fatihciğim. İlk sorunun cevabını “Küçük çocuğa taciz, normal zinadan daha ağır bir suçtur. Ölüm cezasının bile takdir edilebileceği bir suç olarak karar merciine bırakılmıştır” diye cevaplamış, yani “yağlı urgan”ı Devlet Bahçeli'den birkaç sene önce gündeme getirmiş; diğer soruya da “Kimsenin kimseye şiddet uygulaması caiz değildir ki, erkeğin eşine uygulaması caiz olsun. Şiddet zulümdür, zulüm haramdır” fetvasını veriyor.

Yani sorulmuş, cevabını vermiş ama basınımız ya gözünden kaçtığı yahut bahane yapamayacağı için yazmamış!

Nurettin Yıldız'ın Fatih'in dünkü yazısında sorduğu diğer sorulara önceden verdiği cevapları bulmayı da artık bu bahsin meraklılarına bırakıyorum ama hatırlatayım:

Tekrar söyleyeyim: Fetvalardaki hükmü beğenip beğenmemek yahut benimseyip benimsemek size kalmıştır ama şahsî kanaatin “fetva” olduğunu zannetmek yanlıştır!

Mevcut fetvalara rağmen bazı sapıkların mel'anetlerine devam etmeleri ise dinin hatâsı falan değil, o kişilerin cibilliyetleridir ve aynı dert Vatikan'ın bünyesini de kemirmektedir!

TUHAF OLAN HAYDAR DÜMEN'İN NORMAL, FETVALARIN TUHAF KARŞILANMASIDIR

İşin tuhaf tarafı, gazetelerde Güzin Abla yahut Haydar Dümen gibi psikolojik desteği andıran tavsiyelerde bulunanlara yollanan akla gelmesi bile zor sorular ile verilen cevapların “normal” kabul edilip fetva yahut dinî tavsiyelerin bugün “tuhaf” karşılanır olmasıdır.

UNUTMAYALIM, BU TOPRAKLARDA 1000 KÜSÜR SENEDİR HOCALARDAN FİKİR ALINIYOR

Unutmayalım: Kimliği “Türk” ve “Müslüman” olan bir memlekette yaşıyoruz; bin küsur senedir hocalardan fikir alınıyor ama bu toprakların kültüründen ve âdetlerinden bir türlü haberdar olamayan basınımız fetvaları yahut verilen cevapları takdir buyurmuyor diye millet sormaktan vazgeçmeyecek, bundan böyle de soracaktır!

 

Haber Ara