Ak Parti'ye baştan beri inanarak oy veren bir kesim var. Bunlar partinin ne yerel yönetiminde ne de merkez yönetiminde pek yer almayan hatta böyle eğilimleri de pek olmayan bir kesimdir.
Ak Parti'nin içinden çıktığı siyasal düşüncenin kültür havzasıdır bu kesim, vicdanıdır. Bunlar Ak Parti'yi eleştirir gerektiğinde. Kayıtsız şartsız bir itaat ilişkisi içinde değildir parti yönetimiyle.
Bunlar Ak Parti'nin sadece yol yapan para kazandıran bir parti olmaktan öte bir misyonu olduğuna veya olması gerektiğine inanan kesimdir.
Bu seçmen kesiminin dümeni sağlam ve kıblesi bellidir.
Bu kesim Ak Parti'nin vicdanı olan bir kesimdir. Sorar sorgular gerekirse “hizaya getirmek için” oyunu da esirger.
Bu kesim genellikle örgütlü bir dini yapının, cemaatin, cemiyetin veya tarikatın içinde yer almayan kesimdir.
Emirle oy vermek veya vermemek gibi bir yaklaşımları yoktur. Onlar adına birileri hükümetlerle ne adaylıklar ne de ihaleler üzerinden pazarlık yapamaz. Çünkü zaten böyle bir örgütlü yapıları yoktur.
Emirle oturup kalkmak gibi bir kültüre sahip değildirler. Diğer muhafazakar ve örgütlü dindar yapılarda yer olan bireylere benzer seçmen reflekslerine sahip değildirler.
Bu kesim partiyle bir menfaat ilişkisine girmez onun demokrasi ve özgürlüklerin teminat altına alması konusunda aldığı yola bakar.
Ekonomik rakamlar elbette önemlidir ama vicdanı olan bir ekonomik yönetim onlar için daha önceliklidir.
Bunların sorduğu soru şudur: Ak Parti neyin kavgasını veriyor? Amacı iktidarda kalmak mıdır yoksa ülke için, Müslümanlar için ve insanlık için bir projesi var mıdır?
Onlar ekonomi ile sınırlı olan alt yapıdan çok özgürlükler, haklar ve manevi değerleri oluşturan üst yapı ile ilgilidirler.
Ak Part'nin diğer seçmeni de çoğunlukla partiyle ekonomik ve siyasal menfaatler ve pazarlıklar üzerinden ilişki kurar ve oy verip vermemeyi de bu konudaki kazanımlar ve vaatler belirler.
Onun içindir ki bir dini veya seküler grup var gücüyle partinin yanında dururken bakıyorsunuz bir başka seçim tam karşısında bir başka partiye destek verebiliyor.
Destekledikleri seçimde Ak Parti'nin her söylediğini kayıtsız şartsız eleştirirken vaz geçtiklerinde ise her şeyin yanlış anlatıldığını görebilirsiniz.
Elbette “yanlışını gördük artık desteklemiyoruz” diye izah edilebilir ama partiden edindikleri yarar ilişkisine bakıldığında tamamen bir “paralellik” görüldüğü için bu izah çocuklara bile inandırıcı gelmez.
Onun için Ak Parti'ye oyunu vermeyenlerin bir kısmı “menfaat ilişkisi ve beklentisi” kalmadığı içindir. Ama bir kısmı da “bu defalık” vermeyenlerdir. Menfaat ilişkisi nedeniyle oy vermeyenlerin oyunu kazanmak çok zor değil elbette.
Ama “bu defalık” oy vermeyenlerin nedeni üzerinde parti durmak zorundadır onların oyunu alması için. Bu bir stratejik hata sonucu oluşan oy kaybı değildir. Seçim stratejileri, aday belirleme kriterleri ve yöntemi, yıpranmışlık, dış basının psikolojik harekatı gibi nedenler zaten çokça işlenen ve bilinen nedenlerdir. Esas neden Ak Parti'nin peşinde olduğu “dava”nın ve “ülkeye dair proje”sinin net olmaması ve yavaş yürüyor olmasıdır esas neden.
Birincisi Türkiye'nin Kemalizm ideolojisiyle yaptığı tahribatın tamirini ve Müslüman halklar arasında bir anlayış, inanç ve duyarlılık oluşturmaya yönelik davayı ifade eder. Diğeri de ülkenin hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları konusunda iyileştirmeler yapmak ve bunu teminat altına alacak anayasa değişikliğidir.
Onun için “Ak Parti'nin vicdanı” dediğimiz bu seçmen kitlesinin önemsediği “Ak Parti'nin projesi nedir?” ve “Ak Parti neyin peşinde?” sorularının yanıtlanması gerekir.
@mustafacevikMC
AK Parti neyin kavgasını veriyor?
10 Yıl Önce Güncellendi
2015-06-15 11:35:10
SON VİDEO HABER
Haber Ara