Dolar

34,5317

Euro

36,2396

Altın

2.998,81

Bist

9.549,89

Milliyetçi seçmen o partiyi destekleyecek

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-15 12:10:11

Milliyetçi seçmen o partiyi destekleyecek

Bir parti liderinin devleti “katil devlet, seri katil devlet” benzeri ağır ifadelerle tanımlaması milliyetçi seçmende adeta bir travma etkisi oluşturdu.

Milliyetçi derken sadece MHP tabanını kastetmiyorum elbette. Büyük Birlik Partisi tabanı, Saadet Partisi tabanı hatta CHP'nin ulusalcı tabanı da bu dilden rahatsız olmuş durumda.

Geçenlerde arkadaşlarla oturmuş konuşuyorduk. Arkadaşlardan birisi Ak Partili, diğeri MHP'li ötekisi ise Saadet Partiliydi.

Ankara'da yaşanan menfur saldırıdan nemalanmak isteyen kesimlerin devlet karşıtı propagandaları dikkatlerinden kaçmamıştı arkadaşların.

  • Yani devlet kendi başkentinde, seçimlere oldukça yaklaştığımız bir dönemde, dünyaya acziyetini göstermek istermiş gibi ve de kendi bütünlüğüne kastederek yüzlerce vatandaşını katledecek öyle mi? Devlet neden intihar etsin? Olamaz böyle bir şey.

MHP'li arkadaş bu cümlelerle başlamıştı konuşmağa ve bu ifadeler Ak Partili arkadaşta şöyle makes buldu:

  • Şimdi böyle bir olayın Ak Parti'nin oy oranını arttırmayacağı çok açık. Bir de Cumhurbaşkanımızın bu olayın fâili olduğunu söylemeleri yok mu? Bu ifadeleriyle bile kendi cinayetlerini itiraf etmiş oluyorlar aslında.

Saadet Partili arkadaşsa şöyle konuştu:

  • Erdoğan'ın pek çok kusuru var. En büyük kusuru Erbakan'ı yalnız bırakması... Ancak o köken olarak inançlı ve Milli Görüşçü biri. Bu milli terbiyeyi alan birisinin böyle hunharca katliamlara göz yumacağı aklımın ucundan geçmez. Ama bir ihmal var gibi.

MHP'li arkadaş devam etti:

  • Ben bilinçli bir ihmal olacağına imkan vermiyorum. Polisimiz ve güvenlik güçlerimiz terör örgütüyle çarpışırken hiç kimse destek vermiyor. Arslanlar gibi mücadele edip şehit oluyorlar. Daha ne yapsınlar?

Ak Partili arkadaş ise son olarak şunları söyledi:

  • Görüyorum ki devletimize sahip çıkma konusunda hepimiz mutabıkız. CHP'li kimi arkadaşların HDP'ye sahip çıkmadaki gayretleri gibi, biz de elimizden geleni yapsak bu seçimlerde. Hani diyorum, emanet oylarımızla devlete sahip çıksak.

Bu öneriye Saadet Partili arkadaş itiraz etmedi ama bir cevap da vermedi. MHP'ye oy veren arkadaş ise şu cevabı verdi:

  • Bak kardeşim. Ak Parti'nin çözüm süreci bahanesiyle, iyi niyetli de olsa bu ülkeyi getirdiği noktayı gördük. Ancak hatalarından döndüler ve devletin bütünlüğünün önemini anladılar. Bu çok açık…

MHP'li arkadaş çayından bir yudum aldıktan sonra konuşmasına devam etti:

  • Bahçeli en önemli zamanlarda sürekli “hayır” diyerek devleti yalnız bıraktı. Türkeş gibi yapmalı ve devlete sahip çıkmalıydı. Şu anda saldırının Ak Parti'ye değil devlete olduğunun farkındayız. Bu yüzden de Ak Parti'ye değil, askerimize, polisimize, bütünlüğümüze yani devletimize oy vereceğiz.



  • Sonuçta tabanımız da birbirine çok yakın. Zaten Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de desteklemiştim Erdoğan'ı. Ancak yanlışı gördüğümüzde gereken cezayı keseriz geçen seçimde olduğu gibi.

Arkadaşların bu konuşmalarını sabırla dinledim. Bu tartışmadan anladığım ise Saadet, Büyük Birlik ve MHP tabanında ciddi bir “devlet” kaygısı oluştuğuydu.

Ve yine anladım ki milliyetçi ve muhafazakar seçmen bu seçimde “devleti koruma” içgüdüsüyle hareket edecek.

Bu şartlarda MHP'nin, Saadet Partisinin ve Büyük Birlik Partisinin iktidara gelip devleti koruması mümkün olmadığına göre seçimde devlete en yakın adayı destekleyecekler.

Şu anda hem milliyetçi taban, hem de sosyalist taban devleti Ak Parti'nin temsil ettiğine inanıyor.

Protesto yürüyüşlerinde “katil devlet” sloganıyla “katil AKP” sloganının yan yana atılması, HDP seçmeninde de bu düşüncenin olduğunu gösteriyor. Ya da Kürt seçmende istendik bir algı oluşturmak için bilinçli olarak yapıyorlar bunu.

Milliyetçi taban ise HDP'nin bu devlet karşıtı duruşundan yola çıkarak kendisini yeniden inşa ediyor. Temel önermeleri ise şu:

Madem devletten nefret edenler, bu böyle olmadığı halde daha ilk günden itibaren devlete/AKP'ye katil diyorlar o halde destek vermem gereken taraf AKP'dir.”

Yani birisinin oy vermeme gerekçesi, diğerinin oy verme gerekçesi olacak bu seçimde. Katil Devlet/Katil AKP şeklinde devam eden provakatif söylem, milliyetçi kesimin zihnindeki olumsuz Ak Parti algısını paramparça etti.

Evet bu söylem CHP'den HDP'ye oy kaymasına sebep olacak ama ondan daha çok MHP, Saadet, BBP ve hatta ulusalcı tabandan AK Parti'ye emanet oyların gidişini sağlayacak.

Çünkü milliyetçiler devletin bugüne dek olmadığı kadar büyük ve kapsamlı bir saldırı altında olduğunu düşünüyorlar.

Çünkü ABD'nin terör örgütü PYD'yi açıkça destekleyişini ve devletin/AKP'nin buna muhalefet edişini her gün haberlerden duyuyorlar.

Çünkü Rusya'nın, Türkiye'nin çıkarlarını baltalamak için Suriye'de olduğunu ve AKP'nin/devletin buna karşı durduğunu gösteren kanıtları da açık açık görüyorlar.

Milliyetçi seçmen devrimci jargonun bağrında gelişen Saray Karşıtlığı söylemini bir türlü içine sindirememişti zaten.

Ankara'daki katliam sonrasında oluşan bu devrimci jargonu benimsemesi ise imkansızdı.

Hatta kimileri Devlet Bahçeli'nin bilinçli olarak böyle uyumsuz davrandığını ve bu sayede seçmene; devlete sahip çıkma yolunu gösterdiğini de iddia ediyor.

Hakikat her ne olursa olsun, bütün göstergeler halkın “iyi devlet-katil devlet” ikilemiyle kodlanabilecek yeni bir siyasi bilince ulaştığını ve bu iki kutuplu bilincin yakın geleceği inşa edecek temel paradigmadan haber verdiğini gösteriyor.

Yani seçmen 1 Kasım'da, devlete sahip çıkma kutbuyla devlete güvensizlik kutbu arasında konumlandıracak kendisini.

Bu seçimde birinci kutbun temsilcisi AK Parti, ikinci kutbun temsilcisi ise HDP olacak. İki kutupla kastedilen temel çatışma problematiği şu:

Millet devletine sahip mi çıkacak yoksa devletin güvenilmez ve halk düşmanı bir katil olduğunu mu savunacak?

Haber Ara