Savaş suçlusu Esed'in İdlib'te gerçekleştirdiği kimyasal saldırı bütün insanlığın yüreğini yaktı.
Birleşmiş Milletler bu katliam karşısında yine bir şey yapamadı. Yine sessiz kalmayı, yine boş nutuklar atmayı, yine beş daimi üyeden birisinin vetosuna yenilmeyi seçti.
O Birleşmiş Milletler ki, süslü binalarda oturan, süslü laflar eden adamların temsil ettiği kocaman bir adalet boşluğu olduğunu bir kere daha ispatladı.
Bu vahşet karşısında, ABD'nin -göstermelik de olsa- Suriye'deki hava üssüne gerçekleştirdiği saldırı, insanlığın gerçek adalete duyduğu özlemi ortaya çıkardı.
Küresel güçler, Ortadoğu'yu, Asya'yı, Afrika'yı zalim satranç oyunlarının merkezi yapacaklarına, gerçek adaleti sahiplenselerdi keşke, diye haykırdı vicdanlar.
İşte o zaman baharlar bahar olur, çocuklar güler, kadınlar mutlu olur, yürekler umut dolar, barış her yere yayılırdı. Ne güzel olurdu o zaman dünya!
Aslında Avrupa'nın temelinde de böyle bir barış/adalet özlemi vardır. Kant'ın Ebedi Barış rüyası, Avrupalıdır ancak yine Avrupa tarafından katledilmiş bir rüyadır.
Eğer Türkiye bütün bu badireleri atlatıp küresel bir güç olmayı başarabilirse, damarlarındaki adalet ruhu bütün dünyaya sonsuz bir umut pompalayacaktır.
Şeyh Edebali'nin, Yunus'un, Mevlana'nın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin adalet anlayışının küresel sisteme hâkim olmasına kimse karşı çıkar mıydı acaba?
Birleşmiş Milletlerin ve NATO'nun yerini alacak Balasafa Birliği, tamamen gerçek adalet ilkelerine dayanan milletler arası bir adalet kuruluşu olacaktı bu durumda.
Irak'ta Sünnilere zulüm mü yapılıyor? Süper güç Türkiye, Balasafa Birliği yoluyla ivedi olarak bu zulmü önleyecektir.
İran Halep'te katliam mı yapıyor? Süper güç Türkiye, bütün caydırıcılığını kullanarak bu zulme anında müdahale edecektir.
Esed Suriye'de çocukları ve kadınları mı katlediyor? İvedi bir şekilde gerçek adalet mahkemesi kurulacak ve Esed gıyabında da olsa savaş suçundan yargılanacaktır.
Myanmar ordusu Arakan'da katliam mı yapıyor? Balasafa Birliği orduları havadan, denizden, karadan gereken cevabı Myanmar hükümetine verecektir.
Yemen'in Zeydî Şiilerine bir kötülük mü yapılıyor? Türkiye anında devreye girecek ve zulmü önlemek için elinden geleni yapacaktır.
Afrika'da bir devlet başka bir devlete mi saldırdı? Türkiye kısa sürede zalim olan tarafa gereken karşılığı verecek ve bölgede barışı sağlayacaktır.
Masum Yahudi kadınlara ya da çocuklara yönelik bir terör saldırısı mı düzenlendi? Türkiye, bu saldırının faillerini hemen yakalayacak ve gereken cezayı verecektir.
Zulme uğrayan Hıristiyanlar, Budistler, Hindular hatta ateistler bile olsa, Türkiye mazlumun yanında olacak ve zulmün cezası anında verilecektir.
Eğer çatışmaları, jeopolitik çıkarları için kullanmayı düşünen güç odakları olursa, süper güç Türkiye, bedeli ne olursa olsun o güç odaklarına adalet yumruğunu indirecektir.
Gördüğünüz gibi, Türkiye süper güç olursa dünya yaşanılır bir yer olacak. Çünkü Türkiye'nin adalet anlayışı menfaat odaklı olmayacak, her milletin huzurunu önemseyecek.
Örneğin beş daimi üyeye verilen veto hakkı gibi garabetler olmayacak yeni küresel sistemde. Balasafa Birliğinin bütün üyeleri eşit oya sahip olacak.
Kolonyal dönemde Afrika'dan, Asya'dan, Ortadoğu'dan sömürülen zenginliklerin tazminatı, Batı'dan kuruşu kuruşuna tahsil edilip gerçek sahiplerine verilecek.
Geçmişteki soykırımlar, katliamlar, zulümler Gerçek Adalet mahkemelerinde tek tek yargılanacak ve böylece insanlığın onuru kurtulacak.
Eksik olan bir şeyler böylece tamamlanacak. İnsanlığın kanayan vicdanı tedavi edilecek. Küresel sistemdeki adalet boşluğu doldurulacak.
Cumhurbaşkanlığı sistemi sadece bir adım… Örneğin Erdoğan, gerçek adalet sürecinin öncü temsilcilerinden birisi ama sonuncusu değil.
Bütün yolculuklar ilk adımla başlar. Cumhurbaşkanlığı sistemi de böyle bir ilk adım olacak işte. Türkiye, bu adımla küresel güç olma niyetini samimi bir şekilde ortaya koyacak.
Öyle ya da böyle, Türkiye küresel bir güç olacak. Türkiye dünyadaki bütün mazlumların umudu olacak.
Yeni küresel paradigma “gerçek adalet” olacak. Adaleti merkeze alıp hayata sokan ülkeler kazanacak.
Zulmü ve menfaati tercih eden ülkeler kaybedecek. Geçici menfaat ve zulüm kazanımları da kimseyi kandırmasın.
Güç kullanarak Kırım'ı işgal ettim, uyanıklıkla Kerkük'ü zabtettim, Kuzey Suriye'yi, Arakan'ı ele geçirdim diyerek kimse sevinmesin.
Çünkü, Zeitgeistın bağrından coşkun bir şekilde akacak gerçek adalet seli, küresel sistemdeki bütün zulüm fazlalıklarını silip süpürecek.
Ortadoğu da, Kafkaslar da, Balkanlar da, Afrika da “Türkiye süper güç olsa” diye içinden geçiriyor sessizce.
Vicdanlar, Türkiye'nin inşa edeceği gerçek adalet medeniyetini bekliyor umutla. Biz de milletçe bekliyoruz.
Bütün insanlık için umutla, inançla, aşkla dua ediyoruz:
“Türkiye süper güç olsa ve gerçek adalet tüm dünyaya hakim olsa…”