Mısır'da halkın seçimi ile iktidara gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yapılan darbenin üzerinden bir yıl geçti.
Meydanlarda toplanan sivil halka açılan ateş sonucunda 5 binin üzerinde insan hayatını kaybederken, binlercesi yaralanmış ve binlerce insan da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Tutukluların büyük bölümü avukatlarıyla dahi yüzleşme fırsatı bulmadan müebbet ve idam cezası ile mahkum edildi.
Mısır'da yaşanan insan hakları ihlalleri karşısında, Batı dünyasından bazı sivil toplum örgütlerinden kınama mesajları gelmiş olsa da İslam dünyasından maalesef etkili bir ses duyamadık.
Uluslararası insan hakları örgütleriyle kamuoyunu bilgilendirici koordineli bir çalışmayı dahi gerçekleştiremedik.
Kahire Ceza Mahkemesi'nin Muhammed Mursi ile beraber Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el Karadavi'nin de aralarında bulunduğu 106 kişiye idam kararı vermesiyle bir kez daha Mısır gündemimize girmiş oldu.
Mursi'nin idam kararına en net açıklama AF Örgütü'nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Said Boumedouha'dan geldi.
Mısır'ın adalet sisteminin acınacak halde olduğunu ve mahkemenin Mursi hakkında verdiği kararla, insan haklarını tamamıyla hiçe saydığını vurguladı.
Boumedouha, “Mursi daha mahkeme salonuna adım atmadan önce bile yargılamaları baltalanmıştı. Yasal gözetim olmaksızın, Mursi'nin aylarca kimseyle görüştürülmesine izin verilmemesi, soruşturmalar süresince Mursi'yi temsil edecek bir avukatının olmaması sebebiyle bu geçersiz ve eksik usullere dayalı yargılamalar tam bir saçmalık” ifadelerini kullandı.
MURSİ İDAM EDİLİRSE BÖLGEDEKİ YANSIMALARI NASIL OLUR?
Mursi idam edilirse bunun Mısır'ın siyasi geleceğine çok büyük olumsuz etkileri olacağını unutmamak gerekiyor.
85 yıllık bir hareket olan Müslüman Kardeşler; siyasi, sosyal ve kültürel örgütlülüğünü hep sivil alanda gerçekleştirmiş ve bugüne kadar silahlı eylemlere bulaşmamaya özenle dikkat etmiştir.
Mursi'nin idamı, 29 Ağustos 1966 yılında idam edilen Seyyid Kutup gibi uzun yıllar Arap–İslam dünyasında yeni bir önder olarak tarihe geçmesine vesile olacaktır.
Arap-İslam dünyasında, Afrika'dan Latin Amerika'ya, Asya'dan Balkanlar'a kadar bütün coğrafyalarda varlığını sürdüren Müslüman Kardeşler Hareketi, bu idam kararının müsebbibi olarak sadece Sisi'yi değil, Suudi Arabistan ve Körfez Emirlikleri'ni de sorumlu tutacaktır.
Müslüman Kardeşler üyelerinin, Ortadoğu ve Avrupa'da güçlü, eğitimli olan diasporası, bundan sonra kendisine yeni bir yol haritası çizecektir.
Mısır'daki darbe rejimine sahip çıkan, maddi ve siyasi açıdan Sisi'yi finanse eden Suud yönetimini ise çok da kolay günler beklemiyor.
Yemen ve Suriye sorunu için Katar, Türkiye, Suud işbirliği fotoğrafı Mursi'nin idam kararıyla flulaşabilir.
Mursi eğer idam edilirse Müslüman Kardeşler'in bundan sonraki seyri çok farklı bir rüzgara yelken açabilir.
Bunun en büyük sorumlusu Sisi'nin destekçileri Suud ve Körfez Emirlikleri olacaktır.
İdam kararlarını durdurabilecek tek gücün Suud ve Körfez Emirlikleri olduğu bilinmektedir.
Mursi'nin idam kararı, Batı dünyasında birçok kurum ve devletler tarafından kınanırken, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) sessizliğini koruyor olması da ayrı bir trajedi.
Mursi'ye verilen idam kararı bu saatten sonra Sisi'yi aşan bir durumdur.
Bedeli Suudi Arabistan'a pahalıya mal olabilir.
