Geçtiğimiz günlerde HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın “İçimizde gizli Erdoğan seviciler vardı. Onlar da şimdi eski vekil” sözleri dikkat çekmişti. Demirtaş'ın hedefindeki ismin, eski Hakkâri Milletvekili Adil Zozani olduğu iddia edildi.
Haberturk'ten Kübra Par Zozani'ye Erdoğansevici olup olmadığını ve neden tasfiye edildiğini sordu.
"ERDOĞAN SEVİCİ MİSİNİZ?"
Selahattin Demirtaş, “Eski milletvekillerimiz arasında Erdoğanseviciler vardı” dedi. Sizi kastettiği söyleniyor. Doğru mu?
Ülkemde her gün sokakta insanlar ölüyorken, her yer yakılıp yıkılıyorken; meseleleri kişiselleştirmem doğru olmaz. Bu ortamın içinden çıkalım, Kürt halkı kendi haklarını özgürce savunabildiği bir konuma gelsin; kaybeden Adil Zozani olsun. Dolayısıyla böyle bir tartışmaya hiç girmeyeceğim ama Demirtaş'ın sözlerine tabii ki üzüldüm.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ SAVUNDUM ADAY YAPMADILAR
HDP 1 Kasım'da sizi neden aday göstermedi?
Zaman zaman siyasette de kan değişimine ihtiyaç duyulur. Bana göre partimizin takdiridir, Demirtaş'a göre ise bizim tasfiyemizdir.
Başkanlık sistemini savunmanız mı adaylığınıza mani oldu?
Evet. HDP içinden bazı arkadaşlarımızın ısrarla statükocu düzenin devamını savunmalarını doğru bulmadım. Ben başkanlık sistemini destekliyorum.
HDP CHP'YLE MHP'YLE Mİ ÇÖZECEKTİ?
HDP'nin hatası neydi?
Kürt kitlesi, HDP'ye bu sorunu demokratik ve barışçıl yöntemlerle, müzakere zemininde çözmesi için destek verdi. Oysa HDP 7 Haziran seçiminden itibaren siyaset sahnesinden bir adım geri çekildi. “Ben oynamıyorum” moduna girdi. HDP'nin “AK Parti'ye kesinlikle koalisyon kurmayacağım” demesi hataydı çünkü Kürt kitlesi bu sorunun çözümünü arzuluyor ve çözümü kolaylaştıracak mekanizmaların devreye girmesini istiyor. HDP 7 Haziran'dan sonra “Kendi ilkelerim doğrultusunda tüm partilerle koalisyona açığım” demiş olsaydı, AK Parti HDP'yle koalisyon müzakeresi mi yapacaktı? Hayır yapmayacaktı. Ancak HDP'nin bunu söylemiş olması, AK Parti'yi diyalogdan uzaklaşan taraf olarak bırakacaktı. HDP'nin yanlışının temeli budur.