Ahmet Davutoğlu: Ben kukla bir başbakan olmam dedim
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Hadi Özışık'ın Youtube kanalında açıklamalarda bulundu.

Oluşturma Tarihi: 2021-04-18 08:38:18

Güncelleme Tarihi: 2021-04-18 08:38:18

Gelecek Partisi Genel Başkanı Hadi Özışık'ın Youtube kanalına konuk oldu. Gürkan Hacır ile Hadi Özışık'ın sorularını yanıtlayan Ahmet Davutoğlu, Montrö'den generaller bildirisine, başkanlık sisteminden sarıklı amirale kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. 'AK Parti'yi böldünüz mü' sorusuna da yanıt veren Davutoğlu, "Bıraktığım partiyi ben bölmedim. Biz mi kaybettirdik İstanbul'u, Ankara'yı... Biz partiyi bölmedik biz partiden ihraç edildik" yanıtını verdi.

İşte Davutoğlu'nun açıklamaları:

Benim o zaman savunduğum başkanlık sistemi ile cumhurbaşkanının uyguladığı başkanlık sistemi arasındaki farklara bakın. 2014'te ben Sayın Cumhurbaşkanına baş başa görüşmelerde parlamenter sistem daha uygun dedim. Hatta şunu da teklif ettim kendisine... 'Parlamenter sisteme geçelim' ben kongrede görevi size teslim edeyim, bütün yetkiler sizde olarak başbakanlık yapın. Ben öyle bir konjoktürde başbakanlığı güçlendirecek bir şeyi savunuyor olmaya devam etseydim Cumhurbaşkanına karşı şahsi bir hesap içine girdiğim gibi bir vehim oluşacaktı. Bunu yapmadığım halde bile bu fitneyi çıkaranlar en sonunda Cumhurbaşkanı ile benim de aramı açtılar.

"SİZ BAŞBAKAN OLUN BEN DE ÇANTA TAŞIYAYIM"

Ben kukla bir başbakan olmam dedim. Gelin Muhalefet ile anlaşıp parlamenter sisteme geçelim, sonra ben size genel başkanlığı tevdi edeyim, seçime gidelim kazanırız. Siz tüm güç elinizde olarak gerçek bir parlamenter sistemin başbakanı olun. Ben de sizin başdanışmanınız olayım. Benim sizinle hiç bir mevki kavgam yok ama bu böyle yürümez dedim.

Bunu teklif ettim kendisine. Güçlü bir başbakanlık olsun tüm yetki sizde olsun ben de tekrar çanta taşıyayım. Hiç önemli değil. Benim makam davam yok.

"BEN KONUŞSAM AK PARTİ İKTİDAR YÜZÜ GÖRMEZDİ"

Bu açıklama üzerine Hadi Özışık 'Bütün bunları neden o dönemde kamuoyu önünde söylemediniz' sorusu üzerine Davutoğlu, Ecevit örneğini verip şunları söyledi:

Rahmetli Ecevit, Sezer ile yaptığı kavgayı MGK'da sürdürdü, ne oldu ertesi gün Türkiye krize girdi. Rahmetli Ecevit kötü bir insan mıydı. Dayanamadı içerideki kavgayı dışarıya yansıttı ülke bir türbülansa girdi belini doğrultamadı. Rahmetli Ecevit'te bir daha iktidar yüzü görmedi. Ben içerde verdiğim bu kavgayı dışarı yansıtsaydım, o kervan yürüyemezdi. Bun Cumhurbaşkanı ile aramızda çıkan tartışmaları dışarı yansıtsam zaten AK Parti o zaman azınlık hükümetiydi, bir sonraki seçimde AK Parti iktidar yüzü görmezdi. Biz yapmak için varız yıkmak için değil. Şimdi niye söylüyorum. Çünkü şu anda ülkeyi iyi yönetmediler. Ülkeyi iyi yönetselerdi bugün ben köşeme çekilip kitap yazardım. Bu ülkeye yazık ediyorlar. O gün bana karşı birleşip, kapalı kapılar arkasında beni başbakanlıktan etmek için dümen çevirenler bugün birbirleriyle kavgalı. Hiç birisi de huzurlu değil. Hiç birisi bulunduğu yerden memnun değil ama ben bulunduğum yerden memnunum. Vasfım ünvanım yok ama halkın içine rahatlıkla giriyorum.

"SAYIN ERDOĞAN'DAN BANA DAHA YAKIN DOST MU VARDI..."

Türkiye'deki bütün siyasiler benim dostumdur yeter ki nezaket diliyle konuşsunlar. Sayın Erdoğan'dan daha yakın dost mu vardı bana. Ama bana dolandırıcı dedi. Hayatımı vakfettim. 7.5 yıl danışmanken hiç bir makam beklentim olmadan hiç bir ek maaş almadan üniversitedeki maaşımın yarısıyla 7.5 yıl ben kendi çantamı taşıyarak dolaştım. Bir kuruş boğazından haram geçmemiş bir insana dolandırıcı dedi sayın Erdoğan...

Pelikan dosyası diye alçakça bir dosya çıkardılar, öyle bir ah aldılar ki şimdi hiç biri iflah olmuyor. Ben sayın Erdoğan'a ayrılırken de söyledim öyle bir fitne tohumu attılar ki bu partiye artık herkes, herkes hakkında dosya toplayacak.

AK PARTİ'Yİ BÖLDÜ MÜ?

Bugün AK Parti'nin bakanlara liderlere endeksli trol çeteleri var. Peki kim zarar gördü. Ben insani ve aile hukuna riayet ettim. Peki onlar bu hukuka riayet ettiler mi? AK Parti ve Cumhurbaşkanı hakkında 3 yıl boyunca hiç bir şey konuşmadım. Bir bilim adamıyım kitaplarımın dağıtımını engellediler, konferanslarımı yasakladılar, eşimin konferansını da yasakladılar. Benimle çalışan profesörleri lise mezunu düzeyine düşürdüler.

Bıraktığım partiyi ben bölmedim. Biz mi kaybettirdik İstanbul'u, Ankara'yı... Biz partiyi bölmedik biz partiden ihraç edildik.

Türkiye'de AK Parti'nin çöküşü yolsuzluklar sebebiyledir. Şatafatlar sebebiyledir. AK Parti yolsuzlukla mücadale için vardı yolsuzluğun her türlüsünü meşrulaştırdılar. Yoklukla mücadele için vardı yoksulluğu ülkenin kaderi haline getirdiler.

GELECEK PARTİSİ KİMİNLE İTTİFAK YAPACAK?

Her siyasi partiyle görüşürüz, bunun ittifak olarak görülmesi doğru değil. Biz kendi doğrularımızla iktidara gelmeyi hedefliyoruz. Anketlere güvenmiyorum, kendi gözlerime güveniyorum.

MONTRÖ SÖZLEŞMESİ

Ben Montrö'nün yanındayım. Türkiye'nin iki büyük kazanımıdır. Biri Hatay diğeri Montrö'dür. Ama bir gece yarısı 104 amiral açıklama yapmaya kalkarsa bu esastan çok usülle sorgulanır. Gündüz vakti yapabilirdiniz.

O bildiriyi gündüz yayınlasalardı ben çıkar doğru söylüyorlar derlerdim. Çünkü Montrö'nün korunması gerekiyor lamı cimi yok.

Montrö Lozan'da elde edemediğimiz en büyük kazanımdır. Montrö'den Türkiye çekilirse bir önceki statükoya döner durum.

Kanal İstanbul ateşle oynamaktır. Türkiye'nin çıkarına değil.

Meclis Başkanı hele hukukçuysa ifrattan misal vermez. Makuldan misal verilir. Meclis Başkanı'nın görevi meclisin haklarını hukukunu korumaktır. Sayın Şentop Cumhurbaşkanına yaranmak için meclisin görevlerini sınırlamıştır o konuşmasıyla...

SARIKLI AMİRAL

O kimlikle devletin içinde örgütlenmesine esastan karşıyım. Bir devletin içinde ikinci bir hiyerarşi oluşmaz. Kişi kendi manevi olarak Sufi gelenek içinde olabilir, ama o kimlikle özel bir yapılanma içine giremez ve bunu simgesel olarak bilinir kılma işine girmez bu doğru değil. Sarıklı amiralin yaptığı yanlıştır bu hassasiyetleri herkesin bilmesi lazım. Bunu birilerinin kaşımasına izin verirseniz iş çığırından çıkar.