AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten AK Parti MYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. ABD Dışişleri Bakanı'nın Doğu Akdeniz konusunda tarafsızlığını yitirdiğini belirten Çelik, "Bir aydan kısa bir sürede ABD bakanı 2 kez ziyaret etti. Kıbrıs adasını ziyaret ettiğinde de Rum tarafını ziyaret etti, Türkiye tarafını ziyaret etmedi. Bu da tarafsızlığa gölge düşüren bir durumdur" dedi. Çelik, Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırılarıyla ilgili olarak ise "Cumhurbaşkanımızın bu konudaki mesajı nettir; Türkiye, Azerbaycan'ın her zaman yanındadır. Ermenistan'ın bu sivil yerlere saldırısı, uluslararası hukukun açık bir ihmalidir" dedi.
Çelik'in açıklamalarından önemli başlıklar:
Diyarbakır anneleri
Türkiye'nin terörle mücadelesi dünyanın en haklı bir mücadelesidir. Erdal Çetin, 13 yaşındayken terör örgütü tarafından dağa çıkarılmıştı. Bu çocuk anne babasına kavuşmuş oldu. Ne kadar vahşi bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu bu vesileyle görmüş olduk. Annelerimize hürmetlerimi gönderiyorum. Bazı partilerin bu konuya hiç girmemesi dikkatimizi çekiyor. HDP ile aynı düzlemde durması kabul edilebilir bir şey değildir. Çocuk yaşta dağa götürülen bu çocukların geleceğini kurtarmak için annelerin verdiği bu mücadeleye destek vermeliyiz.
Türkiye Azerbaycan'ın her zaman yanındadır
Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısını şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Bu Azerbaycanlı kardeşlerimizle kendi kaderimizin aynı gördüğümüzün kanıtıdır. Ermenistan ateşkesi ihlal etti. Köylere soykırımvari bir saldırıda bulundu. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki mesajı nettir; Türkiye, Azerbaycan'ın her zaman yanındadır. Ermenistan'ın bu sivil yerlere saldırısı, uluslararası hukukun açık bir ihmalidir. Eğer bir yerde saldırgan varsa taraflara itidal tavsiye ediyoruz demek saldırganı teşvik etmektir. Biz bu saldırganlık karşısında Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar savunuyoruz. Ermenistan orada işgalcidir. Azerbaycan topraklarını acil terk etmelidir. Ermenistan saldırgandır, barışı bozan bir provokasyona imza atmıştır. Ermenistan işgal ettiği toprakları terk ettiği anda sorun çözülür. Yeterli bir tepkinin ortaya çıkmamasının yanında Minsk grubunu da ele almak gerekiyor. Minsk 3'lüsü diye referans veriliyor ama çözdüğü tek kalem yoktur.
ABD tarafsızlığına gölge düşürdü
Pompeo'nun bir ziyareti yine gerçekleşti. 1 aydan kısa bir sürede ABD bakanı 2 kez ziyaret etmiş oldu. Kıbrıs adasını ziyaret ettiğinde de Rum tarafını ziyaret etti, Türkiye tarafını ziyaret etmedi. Bu da tarafsızlığa gölge düşüren bir durumdur. Bizim müttefiklik ilişkilerimiz açısından yakışıksız bir durum ortaya çıkar. Hem NATO ile ayrıştırma konusunda politik bir süreç yürütülürken, hem de Türkiye, Yunanistan'la istişafi masasına oturmaya hazır olduğunu söylerken burada tek taraflı olarak Rum Kesimini ziyaret edilmesi çözümsüzlük konusunda teşvik edilmesi anlamına gelir.
Uygur Türkleri
Dünyadaki gelişmelere bakarken bütün bu insan haklarının ihlallerinin söz konusu olduğu coğrafyaları gözden geçiriyoruz. Uygur Türklerinin durumundan yakından olarak izliyoruz. Bizim bu konudaki tek arzumuz Uygur Türkleri'nin Çin'de refah ve huzur içinde yaşamasıdır. Uygur meselesinin şeffaflık ve işbirliği içerisinde ele alınması gerektiğini arzu ediyoruz.
“Kobani” soruşturması
Diyarbakır'da olaylar başladı. 7-8 Ekim'de Türkiye genelinde isyanlar başladı. 37 vatandaşımız bu eylemlerde hayatını kaybetti, 761 vatandaşımız yaralandı. O zaman hangi siyasilerin bu eylemler olurken nasıl teşvik dili kullandığı kayıtlarda duruyor. Bölgedeki diğer Kürt unsurlardan Kobani Kürtlerine yardım etmeye çalışan Kürtleri PKK engelliyordu. Yeter ki PKK'nın propagandası yapılsın diye. PKK istiyor ki oradaki Kürtler ölsün, kendi propagandasını yapsın. Sayın Cumhurbaşkanımızı arayanlar hiçbir şey yapmadılar. Cumhurbaşkanımız sayesinde yardım eli uzatıldı, 100 bin Kürt vatandaşı Türkiye'ye alındı. Tamamen insanı sebeplerle Türkiye oradaki Kürt vatandaşların canını kurtardı. Bu kadar zaman geçtikten sonra niye böyle yapılıyor. Bu yargının bileceği iş. Sonuç itibariyle biz dosyaları bilemeyiz. Ama Türkiye'de Kobani olayları birilerinin açık ifadeleriyle "PKK terör örgütü değildir" diyenler o gün açıkça isyan çağrısı yaptılar. İnsanların öldürülmesine, dükkanların yağmalanmasına çağrıda bulundular. Yargısal süreç, hukuka uygun bir şekilde sürüyor. Şimdi birileri çıkıp, terör örgütüne "PKK terör örgütü değildir" dediğinin o kişinin demokratik bir zihniyetin içinde kaldığını söylebilir miyiz? Bir kişi kendisine siyasetçi diyorsa, siyasal katılma yolu demokrasiden yana olmak, hukuktan yana olmak bakımından açıktır tabi ki. Bunun da 1. maddesi teröre karşı olmaktır.
Pompeo'ya sert çıkış
Sayın Pompeo'dan beklemediğimiz bir açıklama soğukkanlığını kaybeden Türkiye değil Yunanistan'dır. Türkiye Cumhurbaşkanına çirkin ifadelerle saldıranlar onların medyasıdır. Sayın Pompeo cümleyi yanlış kurmuş. Kurması gereken cümle "Türkiye'nin bu konuda gösterdiği diplomatik yaklaşıma ve soğukkanlılığına teşekkür ediyoruz. Yunanistan'dan da bunu bekliyoruz." demeliydi. Akdeniz'deki barışı destekliyoruz. Yunanistan'la tarafgil mesajlar vererek sorunun çözümüne pozitif katkı sağlamamış oluyor.