Koalisyon müzakerelerinin ilk turu 13 Temmuz'daki Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesi ile başladı. [Fotoğraf: Reuters]
63. hükümetin kurulması için Anayasa'daki 45 günlük sürenin dolmasına 13 gün kaldı. Son tarih 23 Ağustos. Koalisyon ya da erken seçim olup olmayacağı bu süre içinde netleşmek durumunda. AK Parti'nin kuruluşundan bu yana önde gelen isimleri bir AKP-CHP koalisyonu istiyor. Bazı açıklamalar şöyle:
"Büyük koalisyon mümkün"
22 Haziran'da Al Jazeera Türk'e yazan AK Parti'li eski Bakan Nihat Ergün: Seçimlerde seçmenin oylarını azalttığı iki parti olan AK Parti ve CHP'nin sonuçlardan önemli ve inandırıcı dersler çıkarmış bir şekilde büyük bir koalisyon oluşturmaları mümkündür. Böyle bir koalisyon kurulması daha zor ancak sürdürülmesi ve başarı şansı daha yüksek bir seçenektir. Seçim atmosferinde söylenen aşırı, yaralayıcı ve maksadını aşan sözlerin oluşturduğu duygusal iklimden çıkılabilirse, CHP'nin sözleşme yapma ve sözleşmelere bağlı kalma kültür ve geleneği, yüzde 65'i aşan bir toplumsal taban desteği, (ki bu destek yüzde 80'leri de bulabilir) iki büyük partinin koalisyonuna iç ve dış dünyadan ve piyasalardan gelen destek, AB ve Kürt sorununa yaklaşımdaki yakın perspektif, parti tabanlarının birbirinden ayrı olması ve taban kayması endişesinin olmayışı, Alevi vatandaşların sorunlarının çözümü için aralanan kapının çözüm için daha da açılması gibi nedenler sürdürülebilirliğe imkan vermektedir.
"CHP ile ihtimal var"
18 Temmuz'da Karabük'te konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin: Şu anda sadece CHP ile bir koalisyon kurma ihtimali az da olsa var. MHP, 'ben yokum' dedi. Ne diyor, 'AK Parti, CHP ve HDP bir koalisyon kursun'. Gerekçe olarak diyor ki, 'Bunlar çözümden yana olan siyasi partiler' ondan bir cümle önce de diyor ki, 'Çözüm ihanet sürecidir'. Eğer çözüm bir ihanet süreciyse senin ihanet edeceğini iddia ettiğin partilerin koalisyon kurması nasıl iyi olur Sayın Bahçeli? Bunda bir çelişki yok mu? Niçin elini taşın altına sokmuyorsun? 'Böyle bir görev düşerse bizde bu işin içerisinde oluruz' diyemiyorsun? Kimin ne kadar memleket sever olduğu, bayrak sever olduğu işte şimdi anlaşılıyor. Milliyetçilik ülkenin zor zamanında elini taşın altına sokmaktır, boyunduruğun altına gerekirse girmektir, kaçmak değildir.
"AK Parti-CHP sürdürülebilir"
20 Temmuz'da Hürriyet gazetesine konuşan AK Parti'nin kurmaylarından Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik: Şu anda CHP ile daha ileri bir noktadayız denebilir. Böyle bir şey gerçekleşirse bu 390 milletvekili eder ve yüzde 66'lık bir çoğunluğa dayanır. Bence iyi bir koalisyon protokolüyle bu iş yürüyebilir. Doğrusunu isterseniz MYK ve MKYK'da bu konular konuşulurken, tabanımızdan AK Parti-MHP'nin daha iyi olabileceği yönünde bazı sinyaller gelse de, ben şahsen AK Parti-CHP koalisyonunun hep daha sürdürülebilir olacağını düşünenlerdenim. Gerekçem de şudur; tabanı birbirine yakın siyasi partilerin anlaşması çok daha zordur. Aynı sektörde çalışan iki tüccar, hele hele de işyerleri yan yana ise, birbirlerine rakip olurlar. Ama biri tekstilci biri gıdacıysa aynı sıkıntılar yaşanmayabilir. Ben hatta arkadaşlara espri yoluyla dedim ki ‘Aynı kıza âşık olan iki genç birbirini harap eder'. Nitekim bunun örneklerini de bizzat yaşadık. DYP-ANAP koalisyonunu, biliyorsunuz çok kısa sürdü, bir nisan yağmuru gibi geldi geçti. Ama DYP ve SHP koalisyonu bazı sıkıntılara rağmen yürüdü. Bunu koalisyonlar çok iyidir anlamında söylemiyorum. Mümkün olsa tek parti hükümetinin ben yine Türkiye'nin derdine deva olacağını düşünüyorum.
"Toplumun geniş bir kesimini temsil eder"
1 Ağustos'ta CNN TÜRK'e konuşan eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş: Sadece matematiksel baktığınızda bile bu görünüyor. En yüksek oyu almış iki siyasi parti var ortada. Toplumun geniş bir kesimini temsil edeceği için doğru olan budur. AK Parti, CHP, MHP üçlü koalisyon olsa daha da ideal olur. Burada kastettiğim geniş tabanlı bir hükümet kurulmasıdır. Türkiye'nin yakıcı problemleri var. Böyle bir dönemde millet olmak gerekir. Millet olmak demek kederde ve sevinçte bir araya gelebilmek demektir. Bir toplumun, bu özelliğini kaybetmesi çok büyük bir risktir. Millet olma duygumuzun en çok pekiştirilmesi gereken dönemdeyiz. Bu yüzden geniş tabanlı siyasi yapının oluşmasını savundum. Yoksa bu özel tercihim değil, siyaseten yakınlık duyma mesele değil. Şartlar tek partinin tek başına siyasetine imkan vermiyor. Bu şartlarda, gerçekçi ve aklıselim olan budur.
"CHP ile koalisyon istiyorum"
4 Ağustos'ta Denizli'de konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: Keşke geniş katılımlı AK Parti, CHP ve MHP'nin içinde olduğu güçlü bir hükümet kurulsa. Ama bu mümkün görünmüyor. Bu benim kişisel görüşümdür; CHP ile koalisyon istiyorum. Ancak, CHP'nin samimiyetiyle ilgili şüphe içindeyim. CHP'den bazı isimler görüşmeler sürerken siyasi rant peşindeler. Gönlüm, CHP ile koalisyon kurulsun diyor ama CHP kendini kontrol edemiyor.
"Tekrar sandığa gitmek beklentilere derman olmaz"
10 Temmuz'da CNN TÜRK'e konuşan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin: Sonuçlar hiçbir partiye tek başına iktidar imkanı sunmadı. En mantıklı görünen CHP ya da MHP'den biriyle AK Parti'nin iktidar kurması. Muhalefette iken bu kadar uygun bir siyasi iklimde konjonktürde oylarını eksilten bir parti olarak şapkasını önüne alıp düşünmesi gereken bir parti de CHP'dir. O açıdan tabii CHP'nin kendi bileceği iştir ama biz AK Parti olarak seçmenin bu tavrının nedenlerini sağlıklı araştırmak; aması, fakatı, lakinini koymadan niçin bu tenzilata gitti seçmen AK Parti'nin oylarında? Bunları sağlıklı değerlendirdiğini AK Parti hissettirmeli. Tedbir geliştirdiğini hissettirmeli seçmene. Bu tedbirlerin adımlarını bir miktar görmeli seçmen ki gidilecek yeni bir seçimde seçmen iradesini tekrar gözden geçirsin. Yoksa bütün bunlar belli edilmeden, bununla ilgili AK Parti kendi muhasebesini yapıp ona ilişkin seçmenine dönük bir takım açılımlar getirmeden tekrar bir sandığa gitmesi halinde konjonktürel bir miktar oy yükselişi sağlanabilir ama Türkiye'nin derdine ve AK Parti'nin beklentisine derman olacağı kanaatinde değilim.