Akdoğan: Keşke HDP...
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'keşke HDP bu vesayetten kurtulabilseydi. O zaman 'onun güçlenmesi, demokrasinin güçlenmesidir' diyebilirdik' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2015-06-05 01:57:06

Güncelleme Tarihi: 2015-06-05 01:57:06

Anadolu Ajansı'nda yer verilen bilgiye göre; Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Beyaz TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Akdoğan, Türkiye'de seçimlere kesinlikle hile karışmadığını ve karışmayacağını vurgulayarak, "Hile varsa, bu adamların kendisi kurumsal hile. Herkese kumpas kurarlar, şantaj yaparlar, bir yalan makinesi bu. Bir hile varsa, sizin varlığınız zaten hile. Siz, devlete hile yapmış bir yapısınız. Bir hile yapılacaksa bunlar şimdi kendi suçlarını bastırmak için böyle bir yaygara yapıyor. Türkiye'de 'Hile' denilince eşittir paralel çete" değerlendirmesinde bulundu.

Bu iddiaların seçime gölge düşürmek için yapıldığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Akdoğan, AK Parti hükümetinin devrilmek istendiğini ve bu yüzden plan yapıldığını söyledi.

Akdoğan, "Muhalifleriniz, televizyonlara çıktığında, 'Gidiyorsunuz artık, hadi bakalım size güle güle' diyorlar" şeklindeki görüşe karşılık olarak, sadece milletin birilerini getirip götürdüğünü, bu tür kumpaslarla netice alınamadığını dile getirdi.

Kendilerine karşı bir "kaos planı"nın yapıldığını ve bunu özellikle vurguladıklarını belirten Yalçın Akdoğan, şöyle devam etti:

"Son bir haftada hava müthiş şekilde değişti. MHP'lileri görüyorum, çok rahatsız olmaya başladılar. Yani HDP'nin değirmenine su taşıyan bir yapı var. Biz, niye 'HDP barajı geçsin' diye uğraşıyoruz arkadaş? Yurt dışından görüştüğüm kişiler de söylüyor. Çok açık işbirliği var, insanlar bundan rahatsız olmaya başladı. CHP ile MHP yan yana gelemezdi. Bir araya getirdiler, buna bir de HDP'yi kattılar. Kol kola girme, bir 'flört' durumu var. 

Burada PKK'nın vesayeti altında bir yapı var. Beni eleştiriyorlar. Ben, 'Barajı geçmezse süper olur' dedim. Keşke HDP, Türkiye partisi olabilseydi, keşke bu vesayetten kurtulabilseydi. O zaman onun güçlenmesi, 'demokrasinin güçlenmesidir' diyebilirdik". Ama terör örgütünün vesayeti altında bir yapıysan sen, dağdaki adamın sözü geçiyorsa, ikide bir seni azarlıyorsa, böyle bir yapının güç kazanmasını ben, 'Demokrasinin güç kazanması' olarak görmüyorum. Bundan dolayı da eleştiri getiriyorum."

"HDP barajı geçse ne olur, geçmese ne olur"

Akdoğan, ortada AK Parti hükümetini devirmeye çalışan ve vesayet düzeni kurmak isteyen bir yapının olduğuna dikkati çekerek, bu senaryoda Çözüm Süreci'nin olmadığını bildirdi.

"Sen bu darbeci, vesayetçi blokla, Çözüm Süreci'nin düşmanı olan bu yapıyla nasıl bu işbirliğine gittin" sorusunu yönelten Yalçın Akdoğan, ancak AK Parti varsa Çözüm Süreci'nin olacağını kaydetti.

AK Parti'yi devirmeye çalışan blokun "eski Türkiye'ye dönmeye çalıştığını" vurgulayan Akdoğan, "Bu zihniyete kendini kullandırtan bir yapı var. Bizim eleştirimiz buna. Yoksa HDP barajı geçse ne olur, geçmese ne olur. Bu, AK Parti'den bir şey götürmez. Ama bu blok, 'Bir şekilde AK Parti yine yüksek oy alabilir ama milletvekili sayısını düşürürsek iktidar olamaz', bunun üzerine gidiyor" diye konuştu.

AK Parti iktidar olamazsa kimsenin iktidar olamayacağını dile getiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, diğer partilerin, "Ben seçimi kazanacağım, iktidar olacağım" iddiasında bulunmadıklarını ve koalisyonun da kurulamayacağı görüşünü paylaşarak, "AK Parti 8 Haziran'da gümbür gümbür geliyor ve yeni Türkiye'yi kuracak" şeklinde konuştu.

HDP'nin, içinde Çözüm Süreci'nin olmadığı bir yapıya kendisini kullandırttığını anlatan Yalçın Akdoğan, "MHP'ye oy verenler, yavaş yavaş rahatsızlıklarını hissettirmeye başlıyor" ifadesini kullandı. 

Akdoğan, yurt dışında oyların kullanıldığını da anımsatarak, "Oradaki birçok insan sandıktaki işbirliğini görmüş. Oy kullanırken öbür partiyi destekleme konusunda nasıl bir çaba var. Bu artık gizlenebilecek bir şey değil. Paralel yapı açık bir şekilde çalışıyor. AK Parti'nin karşısındaki muhalif kimse ona destek veren ve bunun içinde HDP de var. Düne kadar HDP'nin şikayet ettiği ne varsa, Çözüm Süreci'nde bu paralel yapı, bu işlerin sorumlusuydu" dedi.

KCK tutuklamalarını hatırlatan Akdoğan, "Bu sürecin düşmanı olan ve şikayet ettiğiniz ne varsa yapan, bölgede size kan kusturan bir yapıyla siz şimdi işbirliği yapıyorsunuz. Bu sadece oy verme meselesi değil, burada başka bir iş birliği var. Bunu görmek lazım" diye konuştu.

Akdoğan, vatandaşların bu oyunu görmesi gerektiğinin altını çizerek, "'AK Parti kaybetsin de Türkiye'ye ne olursa olsun' diyen pek çok insan olabilir. Ama bunu milliyetçi bir insan nasıl diyebilir?" diye sordu. Suriye'nin Türkiye uçağını düşürdüğünü ve CHP'nin de bu durum karşısında Esed'i desteklediğini hatırlatan Akdoğan, milliyetçi bir insanın bunu içine sindiremeyeceğini düşündüğünü söyledi.

"Sandığa gitmeyen HDP'ye dolaylı yoldan destek vermiş oluyor"

Kılıçdaroğlu'nun "CHP'li birisi HDP'ye oy vermez' şeklinde yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Çünkü böyle bir rahatsızlık var. Bu rahatsızlığın giderilmesi için o açıklamayı yaptı" dedi. 

Akdoğan, seçmene şu çağrıda bulundu:

"İnsanlar, 8 Haziran'da nasıl bir Türkiye'ye uyanmak istiyorlar bunu düşünsünler. Bu seçimlerde sandığa gitmek çok önemli. Herkes sandığa gitsin. Desin ki kardeşim, 'Ben Türkiye'nin geleceğinde söz sahibiyim, irademi ortaya koyuyorum. Oy namustur, oyuma sahip çıkıyorum'. Ben tavır takınmak istemiyorum diye düşünen varsa bu son derece yanlış bir düşünce olur. Oy vermediği takdirde bir tercihte bulunmuş oluyor. Birisine dolaylı destek vermiş oluyor o da HDP.  Matematiksel olarak söyleyelim, bir milyon kişi sandığa gitmezse, bunun 200 bin kişisi dolaylı yoldan HDP'yi desteklemiş oluyor" diye konuştu. 

HDP'nin değil PKK'nın kampanya yaptığını ve şehirde herkesin bunu bildiğini vurgulayan Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kapı kapı geziyorlar, anket yapacağız diye baskı yapıyorlar. Muhtarlara diyorlar ki başka partiye oy çıkmayacak. Nişantaşı cemaatinin peşine takıldı Demirtaş. Bu 'mahalle baskısı'nı sakız olarak çiğniyorlar. Mahalle baskısının dik alasını siz yapıyorsunuz. Bizim Iğdır Kadın Kollarımız HDP'nin fazla oy aldığı bir mahalleye giriyorlar. Yollarını çeviriyor birileri diyorlar ki, 'burası Kürdistan toprağı, burada siyaset yapamazsınız. HDP, burada yol açıyor, arkasından PKK, KCK giriyor. Ve oralara kurtarılmış bölge muamelesi yapıyorlar. Hiçbir partinin faaliyet göstermesine izin vermiyorlar. Dibinde ot bitirmeyen, ceberrut, hastalıklı bir anlayıştır bu."

HDP'nin güçlenmesinin demokrasinin güçlenmesi anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Akdoğan, "Yarın, öbür gün büyükşehirlerde aynı şeyi yapacaklar. Yani orada oy aldığı zaman sanki orası kendisine ait tapulu malıymış gibi muamele gösteriyorlar" dedi.