AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları Toplantısına katılmak üzere geldiği Estonya'da basın açıklaması yaptı. Çelik, Almanya'nın Türkiye hakkında AB müzakerelerine ilişkin sözlerini değerlendirdi.
"TÜRKİYE'YLE MÜZAKERELERİ ASKIYA ALALIM GİBİ YAKLAŞIMLAR, TÜRKİYE ALMANYA İLİŞKİLERİNİN DERİNLİĞİNE YAKIŞMAMAKTADIR "
Alman politikacıların bazılarının her gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye hakkında konuşmadan politika yapamaz hale geldiğini belirten Ömer Çelik, "En son Merkel'in televizyon konuşmasının yüzde 60'ı Türkiye ve mülteciler konusu. Sanki seçim Almanya'da yapılmıyormuş da Türkiye'de yapılıyormuş gibi seçim sürecinde tamamen Türkiye konuşuluyor. Eğitim, dijitalleşme gibi temel konular, kiraların yüksekliği gibi temel konular hiç tartışılmıyor. Müttefik bir ülkenin, komşu bir ülkenin bu şekilde hedefe konulması demokrasi için bir zaaftır. Bunu hükümeti zora sokmak için hükümette muhalefete cevap vermek için Türkiye'yi araçsallaştırmaya çalıştırıyorlar. Buradan Alman demokrasisine, Türkiye-Almanya ilişkilerine herhangi bir fayda ortaya çıkmaz. Son zamanlarda Türkiye'yle müzakereleri askıya alalım gibi yaklaşımlar, Türkiye Almanya ilişkilerinin derinliğine de yakışmamaktadır " diye konuştu.
"ALMANYA IRKÇILARIN TEZLERİNİ HAKLILAŞTIRIYOR"
"Onlardan olumsuz bir açıklama gelmedikçe bizden bir şey olmuyor" diyen Bakan Çelik, "Ama biz Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Cumhuriyetine karşı bir takım özensiz ve saygısız açıklamalara mutlaka cevap vereceğiz. Bunlar cevapsız kalmayacak. Dolayısıyla Almanya'nın Avrupa Birliği üyelik sürecinden Türkiye'ye zarar vermesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu Almanya'ya zarar verir, Avrupa Birliğine zarar verir. Zaten birtakım ırkçılar bu tezi öne sürüyor. Diyorlar ki AB diye bir şey yok, aslında Almanya birleşik devletler var. Şimdi Almanya, Avrupa Komisyonuna talimat vererek 'müzakereleri kes' diyerek aslında bir bakıma bu ırkçıların tezlerini haklılaştırmış oluyor. Bu Avrupa Birliği için de iyi bir şey. Almanya'da PKK terör örgütünün, Fetullahçı Terör Örgütünün bu şekilde himaye edilmesi aramızda ciddi bir sorundur. Bu sorunu çözmek için Almanya'nın gayret sarf etmesi gerekirken, üstüne Türkiye'yle müzakereleri keselim demek veya Türkiye'yle müzakereleri donduralım demek bu işi çocuk oyuncağına çevirmektir. Böyle bir yaklaşım Türkiye'ye zarar vermez. Avrupa Birliğinin ciddiyetini, Avrupa'nın Almanya'ya bakışının ciddiyetini sorgulanır hale getirir. Almanya'nın şu anki tutumunun maalesef Türkiye-Avrupa birliği ilişkileri konusunda bir takım marjinal kesimlerin tutumuyla örtüşmüş olmasının da Almanya için doğru bir şey olmadığını düşünüyorum" dedi.
"TÜRKİYE'YLE İLİŞKİNİN KESİLMESİ ŞEKLİNDE BİR ATMOSFER GÖRMÜYORUM"
Türkiye'yle ilişkinin kesilmesini gerektirecek bir atmosferin görülmediğini ifade eden Çelik, "Bugün yaptığımız konuşmaya da pek çok atıf yapıldı. Bizim orada ortaya koyduğumuz argümanlar, tezler pek çok açıdan değerlendirildi. Şöyle bir yaklaşım üretiyor bazıları, biz Türkiye'yle müzakereleri kesince Türkiye'ye ders vermiş oluruz. Türkiye'yi hizaya sokarız gibi. Açık ve net şekilde söylüyorum. Türkiye'nin büyüklüğünü kavrayamıyorlar. Bu çocuk oyuncağı değildir. Ben müzakereleri dondurdum 6 ay sonra tekrar ısıttım müzakereleri yeniden başlattım gibi bir şey bizim açımızdan kabul edilebilir değildir. Bugün terörle mücadele söz konusu olduğunda hemen iş birliği yapalım diyorlar, mülteci sorunu çözüleceği zaman Türkiye'yle işbirliği yapalım diyorlar, gelin karşılıklı olarak demokratik dayanışmayı arttıralım deyince hemen geri çekiliyorlar. Bu çifte standarttır" şeklinde konuştu.
"AVRUPA BİRLİĞİNİN PROBLEMLERİ TÜRKİYE OLMADAN ÇÖZÜLEMEZ"
AB Bakanı Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
"Avrupa Birliğinin karşı karşıya kaldığı problemler Türkiye olmaksızın çözülemez. Mülteci sorunu başta olmak üzere güvenlik ile ilgili sorunlarda Türkiye kilit ülkedir. Aynı zamanda da Türkiye, Avrupa içersindeki demokratik dayanışmanın güçlenmesi açısında da kilit bir ülkedir. Türkiye denklemden çekildiği zaman doğu, Balkanlarla ilgili tartışma çıkacak. Kuzey Avrupa, Güney Avrupa diye tartışma çıkacak. Brexit süreci var İngiltere'yle müzakere diyorlar, Polonya süreci var Polonya'da müzakere diyorlar. Dolayısıyla aynı müzakere yeteneğini Türkiye için de kullanmaları gerekir. Türkiye gibi bir ülke için müzakereleri dondurmaktan bahsetmek bunu gündeme getirenin prestijini sarsan bir olaydır."
"TÜRKİYE, DÜNYANIN VİCDANINI TEMSİL ETMEKTEDİR"
Bakan Çelik, bakanlarla katıldığı yemekte Arakan Müslümanları konusunun gündeme geldiğini belirterek, "Bu bizim için tabi ki acı bir mesele. Dünya'nın gözü önünde bir toplumun yavaşlatılmış soykırıma tabi tutulması. Türkiye burada özellikle mazlumlara yardım konusunda dünyada birinci konumdadır. Aynı zamanda dünyanın vicdanını temsil etmektedir. Emine Erdoğan Hanımefendi, dışişleri bakanımız, aile bakanımız şu anda oradalar. Milletimiz dünyanın bu mazlum coğrafyalarına ulaşabilen bir iradeye sahip olduğu için ne kadar gurur duysak azdır" dedi.
AB Bakanı Ömer Çelik konuşmasını şu ifadelerle bitirdi:
"Avrupa'da 100 tane mülteci için ırkçı partiler bunu istismar ederken, bazı ülkelerin siyasi gündemini allak bullak ederken, Türkiye 3 milyon mülteciyi hiçbir siyasi istismar söz konusu olmaksızın misafir etmektedir. Bütün dünyanın vicdanını temsil etmektedir. En son Arakan olayında da bu görülmüştür. İnşallah kısa zamanda bu meseleye politik bir çözüm bulunur. Geçmiş dönemde de Cumhurbaşkanımız yakından ilgilendi. Şu an en azından buradaki acıya Bangladeş tarafına geçmiş olanlara bir nebze olsun yardım götürebilmek, çocuklara, kadınlara ulaşabilmek açısından önemli bir adım atmıştır Türkiye. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlık döneminde Somali'ye gittiğimiz zaman, biz oradan ayrılırken bir Somalili bakan bana şunu söylemişti; 'Buraya geldiniz ve 24 saat burada kaldınız. Buraya bir daha hiç yardım yapmasanız önemli değil. Siz burada insanların yaşadığını ve buradaki acıyı, bu çaresizliğimi, bu seyahatinizle dünyaya duyurdunuz. Siz burada insanların yaşadığını gösterdiniz. Bu bize bundan sonra yeter' demişti. Şimdi de Arakan'daki bu acının, bu katliamın dünyaya duyurulmasında Türkiye'nin büyük bir inisiyatifi olmuştur. İnşallah bu bir oyun değiştirici olacaktır."