22'nci dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, geçtiğimiz günlerde, "CHP'nin oyları artıyor ve artacak. Öyle görüyorum ben." ifadelerini kullanmıştı.
Arınç, bu sözlerinin ardından kendisine gelen tepkilere karşılık verdi.
Son birkaç yıldır yaptığı açıklamaların ardından beyanatlarının kasıtlı olarak çarpıtıldığını söyleyen Arınç, "Cümlelerime açıklık getirme ihtiyacı hissetmek can sıkıcı bir hal almaya başladı." dedi.
Katıldığı programda CHP'nin oylarının arttığına dair cümlesinin bir tespitten ibaret olduğunu belirten Arınç, halihazırdaki CHP'nin durumuna dair değerlendirme yaptığını kaydetti.
Arınç, "Açıklamalarımda AK Parti'nin oylarının düştüğüne dair bir ifade yok." diyerek, şunları aktardı:
"Program içerisinden kamuoyunun dikkatini çeken diğer bir ifade ise 'CHP'nin oyları artıyor' cümlesi. CHP'nin oyları artıyor demek bir hüküm cümlesi değildir; bir tespittir. Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu dönemi CHP'sini laiklik, laikçilik ve Kemalizm kavramları üzerinden mukayese ettim. Günümüz CHP'sindeki dine saygılı ve özgürlükçü laiklik anlayışının Baykal CHP'sinden farklı olduğunu ve bu durumun halk ile CHP arasındaki buzları eritmeye başladığına işaret ettim. "AK PARTİLİLERİN GOCUNMASINI GEREKTİRECEK BİR DURUM YOK"
Bu tespitte AK Partililerin gocunmasını gerektirecek bir durum yoktur. Bu CHP'ye ait bir tespittir ve bunu CHP'liler pek tabii tartışabilir. Bir kısım 'Hayır biz değişmedik.' derken, diğer bir kısım bu tespiti haklı bulabilir. Bu tespitin doğruluğu; oyların arttığı ya da azaldığı konusu ise kamuoyu araştırmacılarının gündemidir.
Benim sade ve anlaşılır açıklamalarımda AK Parti'nin ya da başka bir partinin oylarının düştüğüne dair bir ifade yok. Ancak buradan bu anlamı çıkarabilme başarısını göstererek akıl ve izan dışı cümleler sarf edenlere de değer vermiyorum."
Arınç, açıklamasının diğer kısmında şu ifadeleri kullandı:
"Geçtiğimiz pazar günü Kanal 42 ekranlarında merhum Oğuzhan Asiltürk'ü ve Milli Görüş'ün önemli figürlerini yad etmek üzere Yaşayan Hafıza isimli programa katıldım. Program öncesinde çerçevesini belirlediğimiz gündeme olan hassasiyetim ve saygımdan dolayı moderatörün program gündeminin dışına çıkabileceğimiz sorular sormasının önüne bir Karadeniz fıkrası ile geçtim; ardından da karşılıklı gülüşerek programı kapattık.
Fıkradaki mizah unsurunu çarpıtarak benim güncel siyaset hakkında konuşmaktan imtina ettiğimi düşünen bazıları beni korkaklıkla suçlamışlar. Çeşitli mecralarda yaptığım siyasi yorum, eleştiri hatta en doğal konuşmaları bile gündem olan biri olarak doğruyu söyleyen, ciddiyet ve vicdan sahibi biri olarak bilinmek benim için yeterlidir.
Son 10 yılda gördüğüm bir manzara var. Televizyonlarda ve gazetelerde boy gösteren kıymeti kendinden menkul sözde siyasetçi ve gazeteciler türedi. Bazı medya patronları rahatsız oldukları gazetecileri kendi gazetelerinde işe alıyor, onları kullanıyorlar. Bir kısım siyasetçiler de şerrinden çekindikleri isimleri başını ağrıtacak endişesiyle kendi çevrelerinde tutuyorlar."
Bunun örneklerini her zaman görmek mümkün. Her devrin adamı ve her devrin kalıbına girme becersini gösteren omurgasızlardan korkmam. Yetersiz nitelikleri sebebiyle siyasette ve toplumun gönlünde yer edemeyen bazılarının ismim üzerinden polemik yaratarak birilerine veya bazı makamlara yaranma çabası, beni doğru bildiklerimi ifade etmekten alıkoymaz.
Birileri tarafından maaşa bağlanan siyasetçi tiplerden olmadığım gibi, kalemini ve kelamını para için satan bukalemun tiplerden de olmadım."