Merkez Bankası'nın 138 milyar dolar döviz borcu olduğunu söyleyen Babacan, “Merkez Bankası'nın rezervi kara gün parasıdır. Yedek akçelerden kimse bahsetmiyor ama o biriktirilen yedek akçeler, taraflı Cumhurbaşkanı ve akraba bakan tarafından yok edildi” dedi…
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sorularını cevapladı.
Merkez Bankası'yla ilgili Babacan, şunları söyledi:
* Merkez Bankası'nın rezervi kara gün parasıdır. Yedek akçelerden kimse bahsetmiyor ama o biriktirilen yedek akçeler, taraflı Cumhurbaşkanı ve akraba bakan tarafından yok edildi.
* Merkez Bankası'nın 138 milyar dolar döviz borcu var.
* Herkes biliyor ki Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaların değeri sıfır. Cumhurbaşkanı ne derse o olur.
* Oysa bir ülkenin ekonomik ve siyasi gücü, kurumların gücünün toplamından oluşur.
* İnanın dürüst ve işinin ehli insanlar işin başına geldiğinde bu ülke bir kabustan uyanır gibi hızla düzelir. 'Neden boşuna yoksulluk çekmişiz' deriz. Kötü bir hatıra olarak kalır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KARARINA TEPKİ: BU SÖZDE BİR KARAR
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine bir kez daha tepki gösteren Ali Babacan, “Bu sözde bir karar, çünkü hukuken de yanlış. Uluslararası sözleşmeler Meclis'ten geçer. Kanun niteliğindedir, AYM'ye dahi götürülemez. Normal bir kanundan daha zordur uluslararası bir sözleşmenin iptali. Fakat görüyoruz ki daha önce de tek bir imza ile bir kararname yayınlanmış. Yine Cumhurbaşkanı imza ile. Deniyor ki: Cumhurbaşkanı tek imza ile uluslararası sözleşmeden çıkar. Daha sonra ona dayanak göstererek bir karar alıyorlar; ikinci imza ile de sözleşmeden çıkıyorlar. İnanın, çocuk oyuncağına çevirdiler. Bu ülkenin anayasası, bu ülkenin hukuku, yasaları kimsenin oyuncağı değil" ifadelerini kullandı.
“KADINLARIN AHINDAN KORKUN”
“Kadına şiddetin önlenmesi bizim için kırmızı çizgidir. Ne gerekiyorsa yapacağız” diyen ve DEVA Partisi'nin İstanbul Sözleşmesi kararını Danıştay'a götüreceklerini bir kez daha hatırlatan Babacan, şöyle devam etti:
"Tabii Danıştay diyoruz ama Danıştay'da şu an hükümetin çok etkisi altında çalışmak zorunda olan bir kurum maalesef. Üzülerek söylüyorum. Danıştay'daki vicdan sahibi insanlara seslendim. İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılması sebebiyle tek bir kadının canın yanarsa, tek bir kadın dahi cinayete kurban giderse bunun vebali, günahı bu kararı alanların boynunadır. Dün de dedim; kadınların ahından korkun."
Ali Babacan ayrıca, “Bu sözleşmeye karşı ne diyorlar? ‘Kültürel farklılık vardır'. O zaman çıkıp açıkça ‘Bizim kültürümüzde kadına dayak vardır' deyin. Zihinlerinin gerisinde bu yatıyor” dedi…