MHP Genel Merkezi'ne yakın kaynaklara göre, "muhalifler, olağanüstü kurultayı 19 Haziran'da toplamakta ısrar ederse haklarındaki inceleme süreci, disiplin kurulu sürecine dönebilir."
MHP'de, "mahkeme tarafından yetkilendirilen" Çağrı Heyeti, bugün yaptığı toplantıda, tüzük değişikliği yapılacak olağanüstü kurultay için 19 Haziran tarihini verdi. Muhalifler bu tarihte tüzük değişikliği yaptıktan sonra delegenin talebi doğrultusuna 3 ya da 10 Temmuz'da da seçimli kurultayın toplanabileceğini düşünüyordu.
Çağrı Heyeti'nin açıkladığı tarih, Genel Başkan Devlet Bahçeli başkanlığında bugün toplanan MYK toplantısında da ele alındı. Toplantı sonrasında açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Genel Merkez'in, 19 Haziran'da yapılacağı ifade edilen kurultaya katılmayacağını açıkladı. Bu açıklamayla kurultayı düzenleme yetkisinin kimde olduğu yeniden tartışılmaya başlandı.
19 HAZİRAN'DA TOPLANIRLARSA DİSİPLİNE SEVK EDİLEBİLİRLER
Muhaliflerle hareket eden 17 il başkanı disiplin kuruluna sevk edilirken, genel başkanlığa adaylığını açıklayan isimlerden Meral Akşener, Koray Aydın ve Ümit Özdağ hakkında inceleme devam ediyor. Muhalif isimler, "19 Haziran'da kurultay toplanması konusunda ısrarcı olursa Disiplin Kurulu'na sevk edilebilirler."
Parti tüzüğünün 59. maddesinde, "Partiden geçici çıkarmayı veya kesin çıkarmayı gerektiren hallerde, disiplin cezası verilmesi için sevk kararı almaya yetkili olan parti organları, tedbir niteliğinde olmak üzere, disiplin kuruluna sevk edilen üyeyi parti içindeki görevlerinden derhal uzaklaştırabilirler." hükmü bulunuyor.
"SİYASİ PARTİLER KANUNU'NA GÖRE AYNI GÜN OLMAZ"
Genel Başkan Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, olağanüstü kurultayın 10 Temmuz'da toplanacağını ve "Tüzük tadilatı konusundaki talep ve çağrılar da etraflıca değerlendirilip lazım gelen tedbir ve düzenlemelerin doğal mecrasında aşama aşama yerine getirileceğini" bildirmişti.
Genel Merkez, 10 Temmuz'da sabah oturumunda tüzük değişikliği, öğleden sonra "gerekirse" seçimli kurultayı toplamayı amaçlıyordu. Öte yandan, muhaliflere göre, Siyasi Partiler Kanunu'nu (SPK) uyarınca aynı gün hem tüzük değişikliği hem de seçimli kurultay yapmak mümkün değil.
Yasanın 21. Maddesi'nin "a" ve "b" fıkralarında, "Siyasi partilerin genel merkez, il ve ilçe organları seçimleri ile il kongresi ve büyük kongre delegelerinin seçimleri, yargı gözetimi altında gizli oy ve açık tasnif esasına göre aşağıdaki şekilde yapılır. Seçim yapılacak büyük kongreyle il ve ilçe kongrelerinin toplantılarından en az onbeş gün önce, kongreye katılacak parti üyelerini belirleyen listeler, büyük kongreyle il kongreleri için Yüksek Seçim kurulunun önceden belirleyeceği seçim kurulu başkanına, ilçe kongreleri için o yer ilçe seçim kurulu başkanına ilçede birden fazla ilçe seçim kurulunun bulunması halinde birinci ilçe seçim kurulu başkanına iki nüsha olarak verilir. Ayrıca toplantının gündemi, yeri, günü, saati ile çoğunluk sağlanamadığı takdirde yapılacak ikinci toplantıya ilişkin hususlar da bildirilir." hükmü bulunuyor
Partilerin tüzük değişiklikleri "kendi iç işi" olduğu için yargı gözetimi altında yapılmıyor. Muhaliflere göre, seçim için ise en az on beş gün önceden listelerin asılması gerekiyor. Bu durumda Genel Merkez'in açıkladığı 10 Temmuz tarihinde muhaliflerin istediği süreç tamamlanamıyor. Genel Merkez'in on beş gün sonraya, örneğin 24 Temmuz'da seçimli kurultay açıklaması yapması bekleniyordu ama bu gerçekleşmedi.
Parti tüzüğünün 63. maddesinin son fıkrasında ise "Toplantının yeri, zamanı ve gündemi ile ikinci toplantıya dair hususlar ve Büyük Kongre üyelerini gösterir delege listesi, kongre toplantısından en az 15 gün önce yetkili ilçe seçim kurulu başkanına bildirilir. Bu liste, Büyük Kongrede yoklama cetvelini teşkil eder" ifadesi bulunuyor. Muhaliflere göre, bu madde doğrultusunda aynı gün hem tüzük değişikliği hem de seçimli kurultayın düzenlenmesi yine mümkün görünmüyor.