Terörün, demokrasinin celladı, özgürlüğün katili, insan haklarının infazcısı, insanlığın can düşmanı olduğunu vurgulayan Bahçeli, hem siyaset hem terörün aynı kalıba giremeyeceğini, aynı bedene sığamayacağını, aynı ağıza sığınamayacağını ifade etti. Bahçeli, şunları kaydetti:
"Ya siyaset ya terör, ya siyaset ya silah; arası, ortası, şurası, burası yoktur. Bölücü terörün kökü kazınmalı, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda bin yıllık kardeşlik pekişmeli. Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle müzakeresi, görüşmesi, anlaşma yolları araması, yeni süreçlerin imal çabası, sadece ve sadece terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir. Hepsinden daha mühimi de şudur: Kürt kökenli kardeşlerimin, bölücü terör örgütüyle hiçbir ortaklığı, benzerliği, yakınlığı, irtibatı ve ilişkisi yoktur.
Bu hususta DEM Parti'nin aklını başına alması, uzattığım eli sabote etmek amacıyla tahrik ortamını kamçılamaktan uzak durması herkesin hayrınadır. Kaldı ki, Kürt kökenli kardeşlerim oyunu görmüştür. Karanlık emel sahiplerini sezmiş ve fark etmiştir. 13 Ekim Pazar günü, Diyarbakır Yenişehir İstasyon Meydanı'nda düzenlenmek istenen kanunsuz ve korsan mitinge katılımın çok az olması, buna rağmen marjinal bir grubun terör örgütü propagandası yaparak ülke ortamını germe teşebbüsleri hamdolsun ters tepmiştir. Buradan Diyarbakırlı kardeşlerimi; soğukkanlı ve provokasyonlara gelmeyen cesur tutumlarından dolayı kutluyor, alayını hasret ve muhabbetle bağrıma basıyorum."
"Teröristbaşı, terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin"
DEM Parti'nin "iradesini İmralı'ya rehin bırakması"nın siyasetin doğasıyla ve ahlakıyla bağdaşmayan, hür ve bağımsız siyasetçi yapısıyla uyuşmayan ilkellik olduğunu ifade eden Bahçeli, "Türkiye'ye getirilirken, 'her türlü hizmete hazırım' diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan, kana değil kardeşliğe susadıklarını göstersinler." dedi.
Günlerdir CHP'nin ve "sözde yorumcu ve akademisyenlerin" suyu bulandırmak için her kılığa girdiğini söyleyen Bahçeli, CHP'ye seslendi. Bahçeli, "CHP yönetimi, siyasete, akademik hayata ve medyaya tutunmuş vagonları cevap versin, dört parçalı büyük Kürdistan'ın kurulmasından yana mısınız, değil misiniz? Açıklayın da görelim. Söyleyin de öğrenelim. Netleşin, yüzleşin, cesaretiniz varsa ifade ve itiraf edin." ifadesini kullandı.
Terör örgütünün taleplerine boyun eğmenin, yeni saldırıların ve hain emellerin teşvik edilmesinden ve özendirilmesinden başka hiçbir şeye yaramayacağını dile getiren Bahçeli, devletin terör örgütüyle pazarlığa tutuşmayacağını, müzakere etmeyeceğini, sonuna kadar, kıran kırana mücadele edeceğini söyledi.
"Uzattığım el hesapsız bir eldir"
Bölücü terör örgütü PKK'nın önünde üç seçenek olduğunu belirten Bahçeli, bu üç seçeneğin yıllardan beri savundukları görüşler olduğunu söyledi. Bahçeli, terör çıkmazına saplanarak Türkiye'ye ihanet eden her kademedeki PKK'lılar için yegane çıkış yolunun, terör eylemlerine koşulsuz olarak derhal son vermek, silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olmak, Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmek olduğunu kaydetti.
Devlet Bahçeli, 8 Kasım 2011 tarihinde İzmir'de yaptığı bir konuşmadaki "Bunun dışındaki her yöntem, devletin teröre teslim olması ve teröristlerin önünde diz çökmesi anlamına gelecektir ve çok açık söylüyorum ki; makamı ve mevkii ne olursa olsun bunu yapmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir." sözlerini anımsattı. Bahçeli, bu konuda yaptıkları değerlendirmelerin değişmediğini, ilkeli çizgilerinin ortada olduğunu vurguladı.
Siyasetin konuşma sahası, demokratik rekabet vahası olduğunu belirten Bahçeli, teröristlerle konuşulacak, konuşularak çözülecek hiçbir şeyin olmadığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:
"Uzattığım eli bağlamından koparıp başka mecralara çekenlerin nereye varmak istedikleri malum ve mahuttur. Uzattığım el hesapsız bir eldir. Uzattığım el samimi ve iyi niyetli bir eldir. Uzattığım el 'Türkiye'de birleşelim, Türk milletinde kenetlenelim' tebliğidir. Günlerdir uzattığım elden farklı sonuçlar çıkarıp uyduruk yorumlar yapanlar elbette yanılgının ve yanlışın pençesine düşmüşlerdir. Aklında sadece Türkiye olan bir dava insanı ve Genel Başkan olarak, elimi vatan, millet ve devlet için uzattığımı, dışarıda sert rüzgarlar eserken, içimizde barışsever ve hoşgörülü bir havanın kati surette hakim olmasını gönülden istediğimi herkesin bilmesinde yarar olacaktır. Biz elimizi yeni bir süreç için değil, kardeşlik ve kaderdaşlık için uzatırız. Kaldı ki, aynı noktadayım, aynı düşüncedeyim."
Türkiye'de iç cephenin çökmeyeceğini, bunun güvencesinin Türk milletinin tarihi kucaklaşması ve birbirine bağlılığı olduğunun altını çizen Bahçeli, her partinin Türkiye'yi önceliğine almasının, yabancı başkentlerin gözüne ve kumandası altına girmek için ortam yoklamasından geri dönmesinin herkesin çıkarına olduğunu söyledi.
Bahçeli, "Hakkari de bizim, Edirne de bizimdir. İzmir de bizim, Şırnak da bizimdir. Trabzon da bizim, Mardin de bizimdir. Biz köklere, kökenlere bakmayız. Biz inançlara, mezheplere ayırmayız. Bölmeyiz, parçalamayız, dağıtmayız. Bayrağa saygı var mı, ona bakarız. Millete hürmet var mı, ona bakarız. Vatana sadakat var mı, ona bakarız. Buradan her zaman olduğu gibi çağrımı tekrarlıyorum, gün birleşme günüdür. Gün dayanışma günüdür. MHP ve Cumhur İttifakı olarak bizim gönlümüzde herkese yer vardır." diye konuştu.
AA