Hürriyet'ten Hande Fırat'a konuşan Bozdağ, o gece TBMM'de yaşananları şöyle anlattı:
TBMM bombalanırken, TBMM Başkanımız, adı gibi kahraman İsmail Kahraman Genel Kurulu açmış, TBMM bombalanırken milletvekilleri TBMM çatısı altında adeta bombalara meydan okumuştur.
Ben hükümet adına kürsüde konuşma yaparken bir bomba atıldı. Meclis Genel Kurulu'nda büyük bir patlama sesi duyuldu ve Genel Kurulu bir toz bulutu kapladı.
Kürsüde konuşma yaparken Başkanlık Divanı önünde toplanan bazı milletvekillerinin ‘Sığınağa inelim' sözlerini duydum.
Bu sözleri duyunca ‘Bizim Meclis'i kapatmamamız lazım. Bizim burada durmamız lazım' diyerek hemen arkaya dönüp Başkanlık Kürsüsü'ne gittim. Başkanımıza, ‘Sayın Başkanım, her yeri bombalıyorlar. Burayı kapatıp aşağıya gidersek bu millet meydana gelmez, bu millet ‘Meclis korktu' der. Bizim burada yapacağımız şey burada ölmektir' dedim. Meclis Başkanımız İsmail Kahraman da Meclis çalışmalarına devam edilmesine karar verdi.
Ben kürsüde ikinci defa konuşma yaparken bu sefer ikinci bir bomba daha atıldı ve bu bomba daha şiddetli bir patlamaya, gürültüye ve Genel Kurul'da sarsıntıya neden oldu.
O gece Meclis'e gelen milletvekilleri darbeye ve darbecilere direnmeye gelmişti, ölümü göze alarak gelmişlerdi. Meclis'e atılan ikinci bomba eğer hainler isabet ettirebilseydi tam Genel Kurul'un üstüne düşecekti ve oradaki milletvekilleri bugün belki hayatta olmayacaktı. Meclis'i yok etmek için o bombaları atmışlardı. Meclis'teki milletvekillerini imha etmek için o bombaları haince milletin kalbine atmışlardı.
“Ben o gece ölümü göze alarak yola çıkmıştım. Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti” diyen Bozdağ ayrıca şu ifadeleri kullandı:
Eşim o gün memlekette bulunuyordu, eşimi arayıp konuştum ama helallik bile isteyemedim. Büyük oğlum yanımda idi, ona ‘Bana bir şey olursa annen ve kardeşlerin sana emanettir' demek istedim ama üzülmesin diye onu da diyemedim.