Bakan Jülide Sarıeroğlu'ndan 'fişleme' iddialarına cevap
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, CHP'li Ceyhun İrgil'in 'SGK'da fişleme' iddialarına ilişkin, 'KHK ile ihraç da ülkemiz açısından yeni bir durum ve Resmi Gazete'de paylaşılıyor. Fişleme gibi bir durum yok. Polemik yapılacak, Türkiye'nin gündemini meşgul edecek bir durum yok' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-09-27 13:02:50

Güncelleme Tarihi: 2017-09-27 13:02:50


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2015 yılında başlatılan, tekstil, deri, mobilya, gıda ürünleri ve içecek imalatı ve kimya ürünleri imalatı sektörlerindeki iş yerlerindeki iş sağlığına yönelik "İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi'nin (İSGİP)" kapanış töreni yapıldı. Meyra Palaca Hotel'de düzenlenen programda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının neden olduğu kayıpların gelişmekte olan ülkelerin kalkınma hamlelerinin önünde bir engel olduğunu ifade ederek, "Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği konusunun sadece iş yeri ve çalışan düzeyinde değil, toplumun genelini doğrudan ilgilendiren bir öncelik olduğunu iyi anlamamız gerekiyor. Bizim için iş sağlığı ve güvenliği milli bir meseledir. Bu alanda elde edeceğimiz her mesafe ülkemiz için büyük öneme sahiptir" dedi.

"HER YIL 160 MİLYON YENİ MESLEK HASTALIĞI VAKASI İLE 300 MİLYON ÖLÜMCÜL OLMAYAN İŞ KAZASI MEYDANA GELİYOR"

"Sürekli iş görmezlik ödeneği ve iş görmezlik ödenekleri gibi ödemelerimiz söz konusu. Bu bağlamda SGK çatısında bu istatistikler tutuluyor ve güveninirlik bağlamında da en ufak bir kuşku yoktur" diyen Bakan Sarıeroğlu, çalışma hayatı bağlamında en temel istatistiklerin de Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) perspektif ve çalışmaları olduğuna dikkat çekti. Bakan Sarıeroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"ILO kaynaklarına göre dünyada her yıl işle ilgili kaza ve hastalıklar sonucunda 3,2 milyondan fazla insan hayatını kaybediyor. Ayrıca her yıl 160 milyon yeni meslek hastalığı vakası ile 300 milyon ölümcül olmayan iş kazası meydana geliyor. Yani iş kazaları ve meslek hastalıkları sadece ülkemize has bir sorun değil, şuanda tüm dünyanın topyekun çalışma yaptığı bir alan. Hiçbir düzenleme, hiçbir çalışma giden canlarımızı geri getiremez. Önemli olan bu kayıpları engelleyecek çalışmaları yapmak, özveriyi göstermektir. AK Parti hükümetlerimiz her alanda olduğu gibi bu alanda da reform niteliğinde çalışmaları hayata geçirdi. Nitekim 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun yayımlanması 2012 yılında gerçekleştirildi. Bu kanunun yayınlanmasından sonra tüm ikincil düzenlemeler hayata geçirildi. İş sağlığı ve güvenliği konusunda çağdaş ülkeler düzeyine gelmesi açısından önemli bir adım, önemli bir dönüm noktası olmuştur. İlk kez bu kanun ile 'işçi' tabirinin yerine 'çalışan' tabiri kullanıldı. Sayı sınırı olmaksızın geçici, kısmi veya tam zamanlı çalışma gibi farklı statülere sahip çalışanlar ile kamu dahil bütün çalışanların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hizmetlerden yararlanması sağlandı. Diğer yandan kuralcı bir yaklaşım yerine risk değerlendirmesine dayalı önleyici yaklaşım esas alındı, çalışanın iş ile ilgili eğitimi ve bilgilendirilmesi, ferdi koruma yerine toplu koruma tedbirlerine öncelik verildi. Çalışanların görüşlerinin alınması ve karar alma sürecine katılımlarının sağlanması da bu kanunun önemli yanlarından birisi. 50'den az çalışanı olan işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği anlamında ilk kez kapsama alınmasından dolayı gerekli alt yapıyı oluşturmalarına imkan tanımak amacıyla geçiş süreçleri de ortaya koyduk. Bu tür küçük işletmelere geçiş süreci ile sağlanan katkıların yanı sıra bu iş yerlerine devlet destekleri de sağladık. Bu kapsamda TESK'i özellikle ilgilendiren, 10'dan az çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi halinde SGK üzerinden maddi destek sağlanmaktadır. İş kazası olmayan iş yerlerine de destek amaçlı uygulamalarımız bulunuyor. Çok tehlikeli sınıfta yer alıp 10'dan fazla çalışanı bulunan ve 3 yıl içinde ölümlü veya sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen iş yerlerinde çalışanların işsizlik sigortası ve işveren payı, teşvik olarak bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere ve üç yıl süreyle yüzde 1 olarak ödenmesi sağlanmaktadır. Yine tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, Bakanlıkça belirlenen meslekler için alınacak belgelerin masraflarını da İŞ-KUR tarafından karşılıyoruz."

PROJE MALİYETİ 5 MİLYON TL

Bakanlık olarak hedefin ülke çapında tüm iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği koşullarının eksiksiz sağlanmasını teminat altına almak olduğunu ifade eden Bakan Sarıeroğlu, gerçekleştirilen bu projenin kendi ulusal kaynaklarımız sonucunda yapıldığını ve 5 milyon TL gibi bir maliyeti olduğunu söyledi. Tekstil, deri, mobilya, gıda ürünleri ve içecek imalatı ve kimya ürünleri imalatı sektörlerini kapsayan bu projeyle iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi geliştirilmesi, risk değerlendirmesi, performans izleme çalışmaları, acil durum planlarının hazırlanması gibi faaliyetler gerçekleştirildiğini ve Bursa, Uşak, Ankara, Konya ve Kocaeli illerinde pilot uygulandığını belirten Sarıeroğlu, "İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Rehberi", "Yönetim Sistemi Uygulama Rehberleri", "Çalışma Yaşamında Sağlık Gözetimi Rehberleri" ve "Meslek Hastalıkları ve İşle İlgili Hastalıkların Tanı Rehberi" de hazırlandığını duyurdu. Sarıeroğlu, "Bu tip yüksek bütçeli projeler Bakanlığımızın ve hükümetimizin iş sağlığı ve güvenliği alanına, bu kültürün oluşturulmasına, işveren ve çalışanlarımızı desteklemesine verdiği önemi gösteriyor. Bizler için mevzu bahis olan insan hayatıysa gerisi teferruattır" dedi.

ORTA VADELİ PROGRAM KAPSAMINDAKİ ÇALIŞMALAR

İstikrarlı ve güçlü Türkiye için Orta Vadeli Program'ın ülkemiz açısından yeni bir ivme oluşturacağına inandığını belirten Sarıeroğlu, bakanlık olarak öncelik verdikleri konulara değindi. Bu kapsamda büyüme oranlarının istihdama yansıtılmasının temel öncelik olacağını vurgulayan Bakan Sarıeroğlu, İş-Kur faaliyetlerinin etkinliğini ve kapsamını geliştireceklerini, çocuk işçi çalıştırmakla alakalı hiçbir taviz olmayacağını söyledi. Çocuk işçiliğinin önlenmesi için iradeyi ortaya koyacaklarını, asgari ücretle çalışan işçilerin kayıplarına ilişkin Meclis açıldığında yasal düzenlemenin gerçekleştirileceğini belirten Sarıeroğlu, bu kapsamda Ocak ayında belirlenen ücret neyse Aralık ayında da o olacağını açıkladı.

CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının SGK'nın işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğu iddialarına ilişkin de Bakan Sarıeroğlu, "İki gündür cevap vermedim, bu suni gündemlerle enerjimizi düşürmek istemiyoruz. CHP'de bir milletvekilimiz, Sosyal Güvenlik Kurumumuzun fişleme yaptığına yönelik çok haksız, bilgi yoksunu ve araştırılmadan bazı ifadeler kullanıyor. Bu asla cevap niteliğinde değil, biz Sosyal Güvenlik Kurumu olarak işimizi yapıyoruz. Bir kodlama sistemimiz var, işten ayrılanlarla, memurlarla alakalı 90, işçilerle ilgili 37 tan kodumuz var. Bu kodlama sisteminin yapılması emeklilik, kıdem tazminatı gibi hesapların sağlıklı yapılması. KHK ile ihraç da ülkemiz açısından yeni bir durum ve Resmi Gazete'de paylaşılıyor, fişleme gibi bir durum yok. Polemik yapılacak, Türkiye'nin gündemini meşgul edecek bir durum yok" değerlendirmesini yaptı.

Törende HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen ve çok sayıda davetli yer aldı.