AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden Almanya seçimlerine ilişkin yaptığı açıklamada, "Almanya seçimleri her bakımdan Alman siyasetinde yeni fay kırıklarının ortaya çıktığını gösterdi. İktidar ortağı merkez sağ (Merkel) ve sol (Schulz) II. Dünya Savaşı sonrası en büyük güç kaybını yaşayarak yaklaşık yüzde 15 oy kaybetti. Merkez sağ ve sol çökmese de, merkez dışı partiler, özellikle ırkçı parti tayin edici noktaya erişti. Avrupa genelinde olduğu gibi Almanya'da da merkez siyaset aşırı sağa doğru kaymış oldu" ifadelerini kullandı.
Fransız ırkçı Le Pen ve Hollandalı ırkçı ve İslam düşmanı Wilders'ın da Alman ırkçı parti AfD'yi meclise girmesinden dolayı tebrik ettiğini bildiren Çelik, şunları kaydetti:
"Irkçı, göçmen düşmanı ve İslam düşmanı dalga tüm Avrupa'nın geleceğini tehdit ediyor. Tehdit her seçimde yükseliyor. Irkçı AfD ilk kez üçüncü parti olarak Meclis'e girdi. Üstelik, AfD sadece tepki oylarını temsil etmiyor. Seçmen profili kaygıyı artırıyor AfD sadece tepki oylarını temsil etmiyor, oy verenlerin önemli bir çoğunluğu, üst ve orta gelir grubuna ait seçmenlerden oluşuyor. Bu profil kaygıyı daha da artırıyor. Çünkü ırkçılığın tepkisellik sonucu değil sahiplenme sonucu büyüdüğünü gösteriyor. Ana akım Alman siyaseti, Türkiye'ye teşekkür borçlu. Uyguladığımız mülteci anlaşması ile Almanya'nın düzensiz göçten etkilenmesi azaldı. Eğer bu olmasaydı şimdi ırkçı AfD belki de yüzde 20'yi yakalayacak, Merkel de birinci gelemeyecek ve merkez sağ ve sol çökecekti tamamen. Alman medyası ve siyaseti aşırı sağın yükselmesinden yakınmaya başladı. Buna hakları yok. Kendi elleri ile inşa ettiler bu tabloyu İslam, göçmen ve Türkiye düşmanlığı yaparak aşırı sağı kendi elleriyle beslediler. Aşırı sağ gücünü, merkez siyaset ve medya dilinden aldı."
"Defalarca uyardık: Türkiye düşmanlığı merkez partilere oy kaybettiriyor. Türkiye düşmanlığı yapanın oy kaybedeceği bir kez daha tescillendi" ifadesini kullanan Bakan Çelik, "Merkel "AFD'ye giden seçmeni geri kazanmalıyız" dedi. Bu kritik bir cümle. Bunun için seçilecek yol geleceği tayin edecek. Başka Avrupa ülkelerinin hatasına düşüp, aşırı sağdan oy kapmak için aşırı siyasete yaklaşırlarsa daha çok oy kaybederler ve değerler çöker. Ortaya çıkan tablo alarm veriyor. Demokratik siyasete inanan herkes dayanışma içinde olmalıdır. Irkçı kesimlere karşı mücadele etmek için Avrupa'da demokratik değerleri savunanlarla ortak çalışmaya hazırız . Bir kere daha görüldü ki Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmak Avrupa'da sadece ırkçıların beslenmesine yarıyor. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı söz söyleyenler bu yaptıklarıyla aşırı sağa destek verdiklerini unutmasınlar" açıklamasında bulundu.