Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Tekrar seçim olması buda olumsuz bir senaryo. Tekrar seçimin olması 2015 yılının tamamında belirsizlikle karşı karşıya kalınması demek. Şuanda bizim partimiz diğer bütün partilerle samimi bir çerçevede koalisyon görüşmelerini yapıyor” dedi.
“ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARI ERTELENME RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYADIR”
Genel seçimden net olarak bir sonuç çıkmadığını ve belirsizliklerin bir miktar devam ettiğini kaydeden Şimşek, “Tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin büyümeye devam etmesi olumlu. En önemli konu özel yatırımları. Siyasi görünüm net olarak ortaya çıkana kadar özel sektör yatırımları ertelenme riski ile karşı karşıyadır. Siyasi belirsizliğin devam etmesi aslında bir anlamda Türkiye'nin uluslar arası risk priminin artmasına, kurdaki değer kaybını kalıcı hale gelmesine hatta faiz oranlarında bir miktar artışa sebep olabilir. Bu anlamda 2014 yılına baktığımız zaman orta vadeli programın hedeflerine göre aşağı yönlü risklerin arttığını söyleyebilirim. Yüzde 4'lük büyüme siyasi istikrarın devam edeceği, güven ortamının sürdürüleceği, yılın ikinci yarısında güçlü reform programının uygulanacağı varsayılıyordu, şu anda o noktada değiliz” değerlendirmesinde bulundu.
“SİYASİ BELİRSİZLİK ENFLASYONU OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR”
2007 yılından bu yana 6.4 milyon vatandaşa iş bulduklarını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:
“Ancak iş gücüne katılım oranındaki yükselme ve zayıf iç talep nedeniyle işsizlik hala yüzde 10'lar civarında seyrediyor. Rakamlar açıklandı. İş gücüne katılım oranı yüzde 51.1 iken, işsizlik oranı yüzde 9.6'ya gerilemiş. Son 12 ayda da mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak yarım milyonun üstündeki vatandaşımıza iş imkanı bulduk. Önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarındaki normalleşme, petrol fiyatlarında düşük seviyenin devam etmesi, İran etkisiyle düşme söz konusu olursa enflasyondaki düşüş trendi devam edebilir. Önümüzdeki dönemde Fed etkisi veya siyasi belirsizlik nedeniyle kurdaki baskı da enflasyonu olumsuz etkileyebilir. Cari açığa da baktığımız zaman bir iyileşme söz konusu. 12 aylık bazda baktığımız zaman Mayıs ayı itibariyle cari açık 44,7 milyar dolara gerilemiştir. Önümüzdeki dönemde risk olarak karşımıza Ortadoğu'daki sorunlar ve Rusya gibi ana ticaret ortaklarımızdaki sıkıntılar olumsuz etkileyebilmektedir. İhracatımız ve turizm sektörü bu anlamda bir takım risklerle karşı karşıyadır. Bütün bunlara rağmen cari açıkta önemli bir iyileşme söz konusu. Türkiye'nin yüksek ve sürdürülebilir büyüme patikasında ilerleyebilmesi için önümüzdeki dönemde mutlaka ve mutlaka ikinci nesil reformları hayata geçirmemiz gerekiyor.”
VERGİ GELİRLERİ
Yılın ilk 6 ayına bakılırsa giderlerin yüzde 10.7 oranında arttığını ve 236.7 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildiren Şimşek, “Gelirlerde ise genel olarak yüzde 12.8'lik artış söz konusudur. . Gelirlerdeki artış neredeyse öngörülenin 2 katı düzeyinde devam etmektedir. Bütçe gelirlerindeki esas performans vergi gelirlerinden kaynaklanmakta. Vergi gelirleri 6 ayda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 15.8 oranında artarak, 194,7 milyar TL'ye ulaşmıştır. 2015 yılının ilk 6 ayı gerçekleşmelerine baktığımız zaman güçlü bir bütçe performansı söz konusu” dedi.
“TEKRAR SEÇİMİN OLMASI BELİRSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA KALINMASI DEMEK”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Şimşek, koalisyon kurulursa ya da erken seçim olursa bunun mali bütçe dengelerini nasıl etkileyeceği sorusuna , şunları kaydetti:
"Türkiye'nin bir cari açığı var. Türkiye ikiz açığı kaldıramaz. Bütçe disiplinin belli bir oranda devam etmesi gerekiyor. Tek parti hükümetine göre koalisyon hükümetlerinin bütçe performansının güçlü olmadığını gözlemleyebiliyoruz. Biz bütçe açığını reformları gerçekleştirmek için arttırma yoluna gidersek bu Türkiye için risk oluşturmaz. Tekrar seçim olması buda olumsuz bir senaryo. Tekrar seçimin olması 2015 yılının tamamında belirsizlikle karşı karşıya kalınması demek. Şuanda bizim partimiz diğer bütün partilerle samimi bir çerçevede koalisyon görüşmelerini yapıyor. Türkiye'nin güçlü bir koalisyon ile yola devam etmesi, yapısal dönüşüm reform programının devam etmesi hepimizin arzusudur. Ama bütün iyi niyete rağmen muhalefet burada yapıcı bir tavır sergilemezse millet yine hakemlik yapacaktır. Koalisyon kurulması halinde bütçe dengeleri nasıl etkilenir, tamamen koalisyonun duruşuna bağlı. Ümit ederim ki bir koalisyon hükümeti kurulması halinde bütçe disiplini büyük oranda devam ettirilir ve bu çerçevede Türkiye'nin kazanımları devam ettirilir. Kalkınma için, reformlar için borçlanma doğru strateji. Ancak tüketimi artıracak bütçe kararları Türkiye'ye net olarak orta uzun vadede pozitif bir kazanım sağlamaz, ciddi risklerle karşı karşıya kalmasına neden olur.”