Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bir süre önce cezaevinden tahliye edilen eski CHP Milletvekili Eren Erdem hakkında, yaptığı açıklamada kendisine hakaret ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Varank'ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Eren Erdem'in 1 Kasım'da yaptığı basın açıklamasında Varank'ı hedef aldığı ve kullandığı hukuka aykırı ifadeler nedeniyle TCK 125. Maddesi'nde yer bulan "kamu görevlisine alenen hakaret" suçunu işlediği öne sürüldü.
Erdem'in, "içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etmek, gizli tanığı deşifre etmek suretiyle gizliliğin ihlali ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek" suçlamalarıyla hazırlanan iddianame kapsamında tutuklandığı ve geçtiğimiz günlerde tahliye edildiği bilgisi verilen dilekçede, bu kişinin tahliyesinin hemen ardından Cumhuriyet gazetesine yaptığı basın açıklamasında Mustafa Varank'ı hedef alan asılsız birtakım iddialara yer verdiği belirtildi.
Erdem'in özetle, "Mustafa Varank'ın, bir savcıya talimat vererek tutuklanmasına sebep olan gizli tanık aracılığıyla kendisine kumpas kurulduğunu" iddia ettiği kaydedilirken, beyanlarının tümüyle asılsız olduğu savunuldu.
Dilekçede, şu ifadeler kullanıldı:
"Mesleki kariyeri yalan ve iftiralarla dolu olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski milletvekili, şikayete konu beyanıyla hezeyanlarına bir yenisini daha eklemiştir. Şüphelinin (Eren Erdem) iddia etiği gibi müvekkilimin bahsi geçen olay ile hiçbir ilgisi, bağlantısı bulunmamaktadır. Hal böyleyken şüphelinin eylemi tümüyle hakaret ve iftira suçunun unsurlarını oluşturmaktadır. Şüphelinin hiçbir somut gerçekliği olmayan asılsız iddiayı kamuoyuyla paylaşması açık şekilde yasalarla koruma altına alınmış olan kişilik haklarını, kişinin lekelenmeme hakkını ihlal eden bir saldırıdır. Bir takım siyasi hesaplarla müvekkilimi kamu nezdinde küçük düşürmeye ve suçlamaya çalışan şüphelinin siyasi menfaat temin etmek adına 'çamur at izi kalsın' şeklindeki çürümüş, ahlaka ve hukuka aykırı bir saldırı stratejisi kullandığı görülmektedir. Müvekkilimin hukuka aykırı herhangi bir eylemi veya talimatı olamaz. Bu şekilde bir itham sadece müvekkilime değil temsil ettiği, hizmet ettiği millete-devlete saygısızlıktır. Şüphelinin siyasi ve mesleki kimliği dolayısıyla taşıdığı sorumluluk gereğince Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanını suçlaması ne hukuken ne de ahlaken kabul edilebilir değildir."