TIMETURK | İLHAN KESEN
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz hafta pazartesi günü başörtüsünü yasal güvence altına almaya yönelik teklifi Türkiye'de geçtiğimiz haftanın gündemi oldu. Tartışmalar CHP açısından bir bakıma olumluydu. Denebilir ki, Kılıçdaroğlu çıkışıyla gündemi belirledi.
NE İKTİDAR BEĞENDİ NE MUHALEFET!
Peki ya madalyonun diğer boyutu? Kılıçdaroğlu'nun açıklaması neredeyse kimseyi memnun etmedi. Bir tarafı tatmin etmedi bir tarafı kızdırdı. AK Parti açısından Kılıçdaroğlu'nun bu açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle “gollük pas” idi, Erdoğan da bunu gole çevirdi. Sağdan sola pek çok muhalefet partisinden Kılıçdaroğlu'nun çıkışına anlam veremediklerini belirten açıklamalar geldi: Zafer Partisi, Memleket Partisi, Yeniden Refah Partisi'nin açıklamaları buna örnek mesela…
Kızdırdığı kitle ise günün sonunda zaten kendisini destekleyen kitle idi: Cumhuriyet gazetesinden Birgün'e Tele1'den Halktv'ye kadar CHP'nin neredeyse bütün destekleyici medyasında başörtüsünden bir kez daha nefretle bahsedildi. O çok bilindik türban/başörtüsü ayrımı yapıldı. Emre Kongar'dan Orhan Bursalı'ya Ali Sirmen'den Enver Aysever ve Nevşin Mengü'ye kadar onlarca muhalif isim Kılıçdaroğlu'nu eleştirdiler, bir kez daha ‘siyasal İslam'a hayat hakkı tanınamayacağını ilan ettiler.
CHP MEDYASINA ÇEKİDÜZEN
Kılıçdaroğlu'nu başörtüsü konusunda destekleyenler ise Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül, Temel Karamollaoğlu ile sınırlı kaldı. Çevremdeki CHP'lilerden birine bu durumu sorduğumda “Kemal Bey, iyi niyetle bir şey yaptı, ama kimseye yaranamadı. Dindarlara güvence mantığıyla yaptığı bir açıklama hem iktidar kanadınca hiç istemediği bir yere çekildi, hem de CHP'ye yakın medya bu açıklamalara karşı çıkınca, aslında dindarlara yönelik kinin hiç bitmemiş olduğu gibi bir görüntü oluştu” cevabını verdi.
Kemal Bey'in başörtüsü hakkındaki açıklamaları bugün için AK Parti hanesine +1 puan olarak yazılmış gibi görünüyor. Kılıçdaroğlu için asıl yapılması gereken ise CHP kadar CHP medyasına da çekidüzen vermek!
