Habertürk'te yer alan bilgide; Meclis'te kulisin dün iki konusu vardı. Türkiye'nin Suriye'de topçu atışıyla PYD/YPG güçlerini vurması. Ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın parti yönetimine bayrak açması...
Şunu belirtmeliyim, ne hükümet ne de AK Parti yönetiminde savaşa dahil olma yönünde istek var...
Bunun nedeni de “PYD ile IŞİD arasındaki alana 5 bin askerle girip iki taraftan gelecek tehdidi önlemek için de 900 kilometre uzunluğundaki sınırda 100 bin askeri dizmek gerektiği”...
O nedenle Almanya Başbakanı Merkel'in girişimiyle sığınmacı kamplarının bulunduğu alanın uçuşa yasak bölge ilan edilmesi için çaba gösteriliyor.
“Yağmur hattı” da denilen yöntemle, mevcut kampların yanına, yeni sığınmacıları konuk edecek uçuşa yasak bir tampon bölge kurulması hedefleniyor.
Bu olmadığı takdirde, 600 bin yeni mültecinin Avrupa sınırına dayanacağı müttefiklere hatırlatılıyor.
‘TAMPON KORUNMALI'
Nitekim grup toplantılarında CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile MHP Lideri Bahçeli de bu yöndeki girişimlere destek verdi...
Grup sonrası kuliste Mehmet Tezkan ile karşılaştığımız Kılıçdaroğlu'yla makam odasında sohbetimiz devam etti.
CHP Lideri, Azez bölgesinde top atışlarıyla sorun çözülse bile, aşağıda Halep yolunu Rus güçleri desteğindeki rejim askerlerinin kapattığını anımsatıp ekledi:
“Gelen sığınmacılar bugün olduğu gibi sınırın öbür tarafında kalmalı ve orada insani bölge oluşturulmalı. Burada oluşacak insani alanın bir tampon bölgeye dönüştürülmesi lazım. Biz bunu destekliyoruz ve haklı da buluyoruz. Çünkü, aşağıda Rusya vuruyor. Bunun bir an önce durdurulması ve orada bir nüfus yığılması olmaması da lazım.”
BAYKAL KONUSU
Kılıçdaroğlu'na önceki akşam Baykal'ın kendisi için “Kenara çekilmeli”dediğini anımsattık.
“Bu konudaki sorularınıza yanıt vermeyeceğim” dedi.
Devamında, CHP Büyük Kurultayı'nın üzerinden tam 1 ay geçtiğini anımsattı.
“Merkez yürütme kurulu göreve başlayalı da 15 gün oldu” diyerek konuşmasını sürdürdü:
“Geçmiştekilere benzer sorunlar olmadan işbirliği içinde gayet de güzel çalışıyorlar...”
CHP'de, yönetim ve teşkilat arasında kopukluk olduğunu vurgulayıp devam etti:
“Bir ideolojik boşluk oluştu. Bu oluşunca kişi ‘Ben ne olacağım?' kaygısıyla hareket ediyor. İdeoloji öne çıkınca o zaman ‘Parti ne olacak?' diye meseleye bütüncül bakıyor. Biz de ideolojik boşluğu gidermek için akademisyenlere çeşitli metinler hazırlatıyoruz. Bunları parti yönetiminden arkadaşlar gidip teşkilatla paylaşacak...”
Kılıçdaroğlu ile vedalaşıp ayrıldık ki, kuliste Baykal sorununun kurultaya uzandığını öğrendik.
Dedi ki: “Kurultay öncesi Baykal ‘eş genel başkanlık' istedi, olmayacağını görünce, ‘onursal genel başkanlık' mekanizmasının kurulmasını önerdi...”
“Peki sonra?” dedik, gerisini getirdi:
“Kurultayda karar alınmasını gerektiren bu sistemde onursal genel başkan, parti meclisi ve MYK'nın da doğal üyesi olacaktı. Kılıçdaroğlu olumlu baktı. Baykal ‘O zaman kurultaya önerge versin' mesajını yolladı. Talebin kendisinden geldiği için önergeyi Baykal'ın veya arkadaşlarının vermesinin daha doğru olacağı iletildi. Baykal da öfkelendi...”
Sonra da dedi ki: “Mesele bundan ibaret...”
Unutmadan, CHP'nin dünkü grup toplantısında Baykal yoktu...