Bülent Arınç CNN Türk'ün canlı yayınında Hakan Çelik'in sorularına yanıt verdi.
Arınç, şunları söyledi:
İlk defa herhalde yıllar sonra yapılan seçimlerden beş ay sonra seçimlere tekrar gidiyoruz. Bu bütün partiler için önemli, hükumet için önemli. Hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.
ISRARCI OLDUM
Ben 2011 seçim sonuçlarından sonra aday olmayacağımı söyledim, başıma neler getireceğini bildiğim için. Tabi üç dönem meselesi benim gibi düşünmeyenler için de bir sondu. Ancak seçim yaklaştıkça ve 7 Haziran sonuçları görüldükten sonra 3 dönem yasağının anlamsız olduğu ortaya çıktı. Çok haklı bir kararla partimiz bu sınırlamaların kaldırılmasına karar verdi. Ama ben verdiğim kararda ısrarcı oldum. Benim muhatabım partimizin genel başkanıdır. Kendisi benden tekrar aday olmamı ifade etti. Ben de kendime göre sebeplerini ifade ettim. Özür diledim, beni bağışlamalarını rica ettim. Partide aktif görev düşünür müsünüz dedi, hayır dedim.
EŞİM ÇOK MEMNUN
Bir gece 12'den 4'e kadar görüşmemiz oldu. Bana hak verdi sağ olsun. Bu dönem aday olmadım, kendimce çok haklı sebeplerim var. Ailece mutluyuz, eşim çok memnun kaldı.
ADAY OLMAMANIZIN GEREKÇELERİ NEDİR?
Bunu ben kusura bakmayın herhalde bir iki ay oldu, başka bir televizyon kanalında ona biraz daha açıklıkla ifade ettim. Daha çok etkili olan konu benim yıllardır siyasette olmam. Ben 69'da başladım bu işe gençlik kollarında üye olarak. Rahmetli Erbakan'ın yanında bulundum. Refah Partisi'nde yasaklı oldum. 86-87'de yasak bitince de MKYK görevleri yaptım. Son MKYK'ya girmedim, bazıları üzülmüş bazıları sevilmiş olabilir. Ben 87'den beri aralıksız bulundum. Hatta bir ara 80 öncesi genel idare kurulu üyeliği yaptım. 20 senedir de parlamentodayım. 95'te girdim, aralıksız beş dönem. Ailece bir ara vermenin, dinlenmenin biraz kendimize dönmenin
Ben Hüseyin Çelik'in konuşmalarından çok teşbihleri fıkraları vardır. Bir şeyi de ben çok severim.
Bir kızılderili reisi arkasında bütün kızılderilileri toplamış atlarıyla koşuyorlar. Apaçi kabilesi diyelim. Rüzgar gibi uçalım. Sonra reisi elini kaldırmış, zınk diye durmuşlar. Hayrola reis ne oldu diye? Bu kadar süratli koşuyoruz ki ruhlarımız geride kaldı demiş.
Biz de 40 yılı - 45 yılı devirdik ve her günümüz çok süratli geçti. Sorumluluktan omuzlarımız çöktü.
301 ölü madenciler, bir başka yerde kaza olay... Bütün bunlardan sonra biraz kendimize gelelim dinlenelim, biraz okuyalım biraz kendimizi de dine diyanete verelim.
BİRİLERİNE OLAN SEVGİMİ KAYBETMİŞ OLABİLİRİM
Heyecanımı kaybettiğimi de söyleyebilirim. Birilerine olan sevgimi de biraz kaybetmiş olabilirim. Siyasette insanı her gün motive eden şey biraz da heyecanıdır. Mesela biz 60-65-70'lerde de siyaset yapanları biliyorum. Bir hayalimiz hedefimiz vardı. Bu hedefe varmak için dört partim kapatıldı benim. Erbakan Refah'ın kapatılmasından sonra mükemmel bir konuşma yapmıştı. Ama bu bizim hedefimiz içinde küçücük bir olaydı dedi. Biz o zaman da önümüze baktık. Fazilet kapandı önümüze baktık. Hep yasaksız, yolsuzluk, yoksulluık olmayan hayalimizi bağlamıştık. Bunların çoğuna kavuştuk.
Başörtüsü meselesi, ülkede sünni alevi kavgasını sona erdirmek bunlardan bir tanesiydi, bütün özgürlüklerin en ulaşılabilecek noktasına kavuşmak bunlardan bir tanesiydi.
İnsanlar sevgiyle ayakta durabiliyorlar. Ama burada bir azalma eksilme de olmuşsa kabahatin kimde olduğu önemli değil, beraber siyaset yapayacağınız insanlarla aranıza buzdan duvarlar girmeye başlamışsa, ara vermenin tam zamanı demiş olabiliriz.
İNSAN YOL ARKADAŞINI ÇOK İYİ SEÇMELİ
Konuşmalarım benim açıktır. İnsan yol arkadaşını çok iyi seçmeli. Ama yola çıktıklarını, yolda bulduklarında değişirsen işler yürümez, en azından işler yürümez. Herşeyi birlikte göğüslediniz, her zorluğa birlikte göğüs gerdiniz. Ama sonradan bir herhangi bir rüzgar sebebiyle siz bir tarafta, arkadaşlarınız başka arkadaşlar buldular, onlarla birlikte yola devam ettiler. Elbette hayat dinamiktir. yenilenir kendi içerisinde. Ama bu yol arkadaşlığı anlayıştan dışarıya çıktıysa, size düşen şey bir kenarda kalmaktır. Onları üzmemek adına.
KIRILMA NOKTALARI NEDİR?
Anlıyorum bunlar konuşulursa çok önemli şeyler olur.
Bir tanesi şahsi meseleler hiçbir zaman belirleyici olmaz. Benim arkadaşıma özel sebeple kırgınlığım, onun bana saygısızlığı üçümüzün beşimizin arasında olacak şeyler. Ama yola çıkarken temel ilkeler noktasında farklı bir yere düşerseniz, söylemleriniz gönül almalarınız etkili olmazsa, kavga etmezsiniz. Burada güçlü olanın, ülke için belirleyici olanın rahat etmesi icabet eder. Sizin ayak bağı olmaktan çıkmanız fayda olur. Bu dışarıya aşacak bir konu olursa bundan parti zarar görür. Ben öyle şeyler bilir ve düşünürüm ki seçim arifesinde partime zarar verecek hiçbir şey konuşmam.
7 HAZİRAN'DA ALDIĞIMIZ SONUÇ HEPİMİZİN AKLINI BAŞINA GETİRMİŞ OLMALI
Ben çok iyi bir AK Partiliyim. Benim bir davam, hedefim var. Bunun yanında diğer söyleyeceklerim çok daha basit olaylar olur. İnanıyorum ki bu beraberlikler en güzel şekliyle tekrar devam edecektir. 7 Haziran'da aldığımız sonuç birilerimizin hepimizin aklını başına getirmiş olmalı.
Evet partimiz kapatıldı, yeni bir parti kurduk. Yeni partimiz de yeni bir yol haritası belirledi. O yüzden temel düşüncelerimizde, yöntemlerimizi Türkiye'de iktidar olmak ve 78 milyona hizmet etmek olarak kurguladık. Hamd olsun 13 sene bu başarılarla doludur. Bizim yola çıktığımızda şahsi meseleler bir kenarda kalmıştı ve önde kim varsa konuştuğumuz şuydu. Sen eşitler arasında birincisin, ben eşitler arasında birinciyim. Bu kadar, bir ekibiz, kadroyuz. Omuz omuza vereceğiz ve korkmadan yolumuza devam edeceğiz.
Ama bütün siyasi hareketlerde sonradan farklılaşmalar olmuştur. Biz bugünlerde en çok neyin acısını hissediyoruz? Kerbala'nın acısını hissediyorum. Hazreti Hüseyin alçakça şehit edildi. Onun acısını tutuyoruz, hepimiz oruçlu olmaya gayret ediyoruz. Peygamberimizin vefatından 30 yıl sonra bu olay olduysa, yol ayrılıkları fikirlerin cinayete varacak olmasını örnek gösterebiliriz.
SÖZLERİNİZ KIYMET BULMUYORSA SİZE DÜŞEN KENARA ÇEKİLMEKTİR
Bizimki onların yanında milyarda bir değil. Hedeften şaşmadıktan sonra bunda sıkıntı yok. Ama hedefe giderken, partimiz bakımından zorluklar çıkmışsa, böyle olmasın şöyle olsun diyebilirsin. Bu sözler kıymet bulmuyorsa, o zaman da size düşen davanın menfaatini düşünerek kenara çekilmek ve inşallah güzel şeyler olur diye dua etmektir.
NUH ALBAYRAK'IN ATTIĞI TWEETLER...
YEZİD BUNLARI GÖRSEYDİ KISKANIRDI
Ben kendisini daha çok Türkiye Gazetesi'ndeyken tanıyorum. Ben açık yüreklilikle söylüyorum. Evet bugün cumartesidir, dün akşam da Faruk Çelik bir başka programdaydı.
Seçimlerden sonra çok daha fazla ekranlarda olacağız, bundan da haberi olsun,
Sevgi konusu deruni bir konudur. Kiloyla tartılmaz. Ben filan kişiyi seviyorum. Benim ölçüm şudur, o beni ne kadar çok seviyorsa ben de onu o kadar seviyorum.
Sayın Albayrak bunları bilir de ifade etmekten çekinir.
İkinci Hazreti Hasan Hüseyin efendilerimizin yanlarında bulunan insanlar susuz bırakıldılar. Karşılarındakiler de evet mümindiler. Hazreti Hamza efendimizin kalbine mızrağı sallayan insan daha sonra mümin olmuştur. Yezid için alçakça şehit edildi dememi kabul etmiyorsa o Albayrak'ın bileceği iş. Ben onun kadar mümin değilim. Ama ben Hazreti Hüseyin'in yanındayım. Müslümanlar cinayet işlemez mi? Ankara'daki bombayı kendi vücuduyla parçalayan insan da bir müslümandı.
Valla bu nasihatları başkalarına yapsın. Onlar da Yezid kadar olmasa bile, bazı köşe yazarlarımız, Yezid'den daha fazla cinayet işliyorlar. Ama insanların haysiyetlerine, toplum içerisindeki konumlarına o kadar alçakla saldırıyorlar ki Yezid bunları görseydi kıskanırdı.
Teşekkür ederim ikazları için. Seçimden sonra daha şuurlu bir müslüman olmak için eşimle birlikte çalışacağız.