Bekir Bozdağ: 'CHP, Türk adaletine büyük saygısızlık yapmakta'
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, CHP'nin Çanakkale'deki Adalet Kurultayı'na ilişkin, 'Adalet Kurultayı ve Adalet Yürüyüşüyle Cumhuriyet Halk Partisi maalesef Türk yargısına, Türk adaletine, mahkemelerimize, devletimize ve milletimize hem büyük bir saygısızlık yapmakta hem de büyük bir zarar vermektedir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-09-02 13:26:33

Güncelleme Tarihi: 2017-09-02 13:26:33


Kurban Bayramı'nı memleketi Yozgat'ta geçiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yerköy'de AK Parti İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen bayram programına katıldı. Programda CHP'nin Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı ile ilgili açıklamalarda bulunan Bozdağ, Adalet Yürüyüşünün planlı bir istismar yürüyüşü olduğunu belirterek, "Bu planlı bir mühendislik hareketidir. Tamamen dünya kamuoyunu Türkiye'nin aleyhine yönlendirmek ve Kılıçdaroğlu'nun 2019'a cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde adaylık taşlarını döşemek, onun adaylığını sağlamak maksadıyla yapılan bir siyasal çalışmadır. Türkiye'de hak ve adalet konusu milletimizin tamamı tarafından önemsenen, değer verilen bir konudur. Bütün dünyada da değer verilen bir konudur. Adalet yüce bir değerdir, bu yüce değeri yüceltmek hepimizin ortak görevidir. AK Parti hükümetleri döneminde toplumun devlet imkanlarından aldığı pay, sosyal hukuk devleti olmanın gereği olarak adil bir şekilde Türkiye'nin dört bir yanına dağıtılmıştır. Baktığınız zaman bizim hükümetlerimizin yatırımlarına Türkiye'nin sadece bir iline, bir ilçesinde veya bölgesine değil her yerde eş zamanlı aynı anlayış içerisinde adımlar atılmıştır" dedi.

"ADALETSİZLİĞE SON VEREN AK PARTİ'DİR"

Bozdağ, başörtülü birinin öğretmenlik yapması, üniversitede çalışmasının zamanında mümkün olmadığını bunu adalet olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin savunduğunu ifade ederek, "Şimdi Türkiye'de baktığınızda bütün haksızlıklar kaldı mı, kalmadı. Üniversiteler giriş sınavında meslek liselerinin önündeki katsayı engeli adalet diye yıllar yılı savunuldu. Bu milletin evlatlarının neredeyse yarısına haksızlık yapıldı. Yarısına hakkı olmadığı halde fazla bir takım puanlar verildi. Bu da eşitlik adına, adalet adına savunuldu ve CHP tarafından savunuldu. Onların adalet anlayışı bu haksızlıktı. Parlamentoda başörtülü bir milletvekili yoktu. Onların birisi Sayın Merve Kavakçı hanımefendi başörtülü seçildi meclise girdi. Onların adalet anlayışında başörtülü milletvekili meclise giremez, girdiği zaman ona haddini bildirmek lazımdı. Dönemin Başbakanı merhum Ecevit, meclis kürsüsünden 'Bura devlete meydan okunacak yer değildir, Bu kadına haddini bildirin' diye kükredi. CHP deyince, adalet deyince benim aklıma bunlar geliyor. Her zaman haksızlığa adalet diyen ve haksızlığı savunan mahkeme kararlarıyla da bunun tescilini adalet diye millete anlatan hastalıklı bir anlayış benim aklıma geliyor. Şimdi çalışma hayatında başı örtülü, başı açık ayrımı var mı? Yok. Yüksek öğrenimde ve orta öğretimde başı örtülü, başı açık ayrımı var mı? Yok. Üniversiteye giriş sınavında insanlara haksız engeller ve ayrımcılık var mı. Yok. Geçmişin adalet duygularını rencide eden insanların devlete olan güvenini yok eden ne kadar haksız, eşitsiz gayri adil uygulama varsa tamamına son veren yaklaşımı AK Parti hükümetleri ortaya koymuştur ve adaleti hem hizmetlerde, hem de hayatın her alanında tesis eden adımları hükümetlerimiz atmıştır" şeklinde konuştu

"CHP, TÜRK YARGISINI KARALIYOR"

Türk yargısının bağımsız ve tarafsız bir yargı olduğunu ifade eden Bozdağ, "Yargının içerisinde Fetullahçı Terör Örgütü'nün bazı hakim ve savcıları örgüte katması ve bunların tarafsız bağımsız hakim ve savcılık yapma vasfını yitirmeleri nedeniyle yaklaşık 4 bin 500 civarında hakim ve savcı bağımsız ve tarafsız görev yapamayacağı kabul edilerek Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından meslekten uzaklaştırılmıştır. Bunu yaparken amaç yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı hak üzerine düşen gölgeleri ortadan kaldırmaktır ve tarafsız, bağımsız yargıyı korumaktır. Örgütü tarafından son vermektir. Bunu yapmıştır ve Cumhuriyet Halk Partisi, geçmişin alışkanlıklarıyla siyaset üretemediği alanlarda yargı desteği ile yol alan bir anlayışı yeniden hayata geçirmek istiyor. Onu görüyoruz. Geçmişte Cumhuriyet Halk Partili siyasetçiler siyaset üretmekte, hükümete karşı mücadele etmekte aciz kalınca Yargıtay bir açıklama yapardı, Danıştay bir açıklama yapardı, Anayasa Mahkemesi başkanı bir açıklama yapardı. Onların adına esasında sol siyaseti onlar üretirlerdi. Ama şimdi siyasete karışmayan, anayasa ve hukukun gereğini yapan bir Türk yargısı var. Ama sürekli yargıdan destek alarak siyaset yapma alışkanlığını kazanmış olan CHP son yıllarda bu desteği göremeyince 'yargı tarafsız, bağımsız vasfını yitirdi' diye Türk yargısına büyük bir iftirayı dillendirmektedir. Bu doğru değildir. Esasında taraflı ve adil olmayan bir yargı uygulaması Türkiye'nin gündeminde şu anda yoktur. Tamamen siyasal bir bakışla CHP'nin Türk yargısını karalaması söz konusudur" diye konuştu.

"TÜRK YARGISINA VE HAKİMLERİNE HAKSIZLIK YAPIYORLAR"

Adalet Kurultayı ve Adalet Yürüyüşü'yle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutumunu da eleştiren Bozdağ, "Maalesef Türk yargısına da Türk adaletine de, mahkemelerimize de, devletimize de, milletimize de hem büyük bir saygısızlık yapmakta hem de büyük bir zarar vermektedir. Türkiye'de adaletin olmadığına dair argümanları kimler dile getiriyor. Bakıyorsun, PKK, FETÖ, DHKP-C dile getiriyor. Batılı ülkeler bunu dile getiriyor. Türkiye'ye haksızlık yapıyor. Türkiye'nin yargısına, hakimlerine ve savcılarına haksızlık yapmaktadır. Bu haksızlığı da milletimiz de yakinen görmektedir" dedi.

"ŞEHİTLERİMİZİN YATTIĞI YERDE ALKOL KULLANIYORLAR"

Kurultayın yapıldığı yeri manevi değerinin yüksek olan bir yer olduğunu aktaran Bozdağ, "O toprakların her bir karışı şehitlerimizin kanı ile sulanmıştır. Ben oraları çok iyi bilen, tarihi bilen dostlarıma sorduğumda, 'tarihi bilenler orada her adımı atarken, besmele çekerek adımı atarlar çünkü adım attığımız yerde bir şehidimizin, şehit düştüğü yer olabilir veya onun altında şehitlerimizin herhangi birisi bulunabilir. Onun manevi sorumluluğu içerisinde adım atmak ve orada besmele ile adım atmak edep gereğidir' diye değerlendirme yapmıştı. Gördük ki kurultayda şehitlerimizin metfun bulunduğu bu büyük alanın içerisinde o manevi bakımdan değer verdiğimiz yerin içerisinde çiftetelli atan, göbek atan, alkol kullanan bir edepsizliğe, bir saygısızlığa, bir terbiyesizliğe de bazı Cumhuriyet Halk Partililer imza attılar. Bazı gazeteler atletli fotoğraflı halk adamlığı, vatandaşlık çıkarmaya çalışıyorlar. Onlara buradan ifade etmek isterim. Siz Türk halkına sorun bakalım, hangi Türk vatandaşı şehitlerimizin manevi huzurunda içki içip, çiftetelli oynayıp, göbek atıyor. Halk adamı, halkını bilen, halkın değerlerine saygılı olan birisi bunu yapar mı, yapamaz. Türkiye'nin dört bir yanında hangi mezarlıkta veya mezarlık çevresinde içki içilip, göbek atılabilir, oynanabilir ve bunu halk hoş görebilir. Çok büyük bir terbiyesizlik, çok büyük bir edepsizlik, çok büyük bir saygısızlık ve hakaret var burada. Şehitlerimize saygısızlık vardır. Gazilerimize saygısızlık vardır. Milletimize saygısızlık vardır. Tarihimize saygısızlık vardır. İnancımıza saygısızlık vardır. Şimdi bu saygısızlığın üzerini örtmeye gayret ediyorlar. Saygısızlığı yaptıktan sonra üzerini örtmek için çaba yanlıştır. Doğru olan saygısızlığı yapmamaktır, yaptırmamaktır. Hem yapacaklar, hem de bu saygısızlıktan özür dilemeden, bu saygısızlığı yapanlara haddini bildirmeden sıyrılacaklar. Böyle bir şey olmaz. Bu saygısızlığı yapanlar hem disiplin cezalarına, hem de ceza hukuku bakımından suç oluşturan bir eylem varsa buradan ceza görmeleri hem de milletten özür dilemeleri lazım. Sadece onların değil Sayın Kılıçdaroğlu'nun da 'Türk milletinden özür diliyorum' demesi şehitlerimizin manevi hatırasını zedeleyen bu saygısızlar nedeniyle şehitlerimizin manevi huzurlarında bizzat onlardan 'özür diliyorum' demesi lazım" ifadelerini kullandı.