‘Amerika geri döndü'
ABD başkanlığına seçilen Joe Biden yeni kabinesini 'America is back/ Amerika geri döndü' sloganı ile tanıttı. Seçilen slogan aslında her şeyi açıklıyor. 1980'lerde dünyayı kasıp kavuran Barbar Conan, Rambo ve Terminatör filmlerinde en çok kullanılan replik de "I'll be back/ geri döneceğim' idi. Film kahramanlarının sıklıkla kullandığı bu replikler, 1970'lerde cephede yaşadığı Vietnam yenilgisinin sendromunu aşamayan ABD'nin Hollywood sahnelerindeki teselli arayışının ifadesiydi. Dolayısıyla ABD'deki yeni yönetimin ilk amacı da öyle görünüyor ki 'terör ile savaş'taki hezimetin derin etkilerini yok etmek olacak.
“Ortadoğu, önceliğini yitirmiş durumda”
Başkan yardımcılığı, dışişleri, BM elçiliği ve ulusal güvenlik danışmanlığına atanan isimler aynı zamanda ABD'nin küresel politikasının nasıl şekilleneceği konusunda da önemli ipuçları veriyor.
Zaten Amerikalı yetkililer daha şimdiden dış politikadaki önceliklerini Çin ile ilişkiler ekseninde Hint-Pasifik dünyası, Rusya'yı kuşatmaya dayalı Avrupa ile ilişkiler, Ortadoğu, Latin Amerika ve Afrika şeklinde bir revizyona gitmiş durumdalar. Ortadoğu, önceliğini yitirmiş durumda.
Yeni dışişleri bakanı Blinken'in Putin nefreti
Zaten atamalar da bu hiyerarşiyi gösteriyor. Biden'ın Hint-Jamaika kökenli yardımcısı Kamala Harris (56), bir bakıma ABD'nin dış politikadaki en önemli dosyasının Çin olacağının işareti aynı zamanda. Dışişlerine atanan Antony Blinken (58) ise hem kişisel özellikleri hem siyasi formasyonuyla ABD'nin Avrupa ve Rusya dosyasına verdiği önemi sembolize ediyor. Yahudi kökenli Blinken tam bir Avrupa ve Fransa hayranı. Blinken'da düşmanlığa varan bir Vladimir Putin nefreti var.
Ayrıca Blinken da İrlanda kökenli Biden gibi Brexit karşıtı. Dolayısıyla yeni dönemde İngiltere ile ABD arasındaki makas açılabilir.
En ilginç atama Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nde
Dışişlerinden sonraki en dikkat çeken görev ulusal güvenlik danışmanlığı. Buraya Biden'a en yakın isimlerden Jake Sullivan (43) getirildi. İran ile anlaşmanın mimarlarından. Bu da Biden'ın İran ile ilişkilere yeni bir format atacağını gösteriyor. İran faktörü, Suudi, BAE ve İsrail ile ilişkileri gerebilir.
BM Daimi Temsilciliği'ne ise siyahi Linda Thomas Greenfield (68) geliyor. O da Biden'ın Afrika'ya diplomatik seviyede ağırlık vereceğinin göstergesi. En ilginç atama bence Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'ne yapıldı. Buraya atanan Avril Haines (51) kabinedeki derin devletin temsilcisi gibi görünüyor. Kabinenin ekran yüzü ise eski dışişleri bakanı John Kerry. 76'lık Kerry, 78'lik Biden'ın İklim Değişikliği Özel Temsilcisi olacak...
“Dünya eski dünya değil”
Sadede gelirsek... Neo-conlar'ın ikinci sürümü gibi görünen Biden'ın şahin liberallerden oluşan ekibindeki her isim Trump'ın alaşağı ettiği uluslararası liberal anlayışın birer fanatiği konumunda. Çok kutuplu dünya yerine yeniden ABD hegemonyasını tesis etmeye çalışacaklar. Bu amaç için askeri gücü kullanmaktan çekinmeyecekler.
Ne var ki dünya eski dünya değil. Sadece küresel ekonominin değil siyasetin de merkezi Asya'ya kayıyor. Çin ve Rusya'nın hedef seçilmesi Türkiye'nin jeo politik ağırlığını daha da artıracaktır. Her ne kadar ABD ve Türkiye'nin son dönemlerdeki tehdit algıları, öncelikleri, ittifak ilişkileri ve çıkarları farklılaşsa da Biden yönetiminin Türkiye'yi by-pass ederek küresel hedeflerini gerçekleştirmesi neredeyse imkânsız görünüyor. Bu saatten sonra eski tarz ve türden bir ilişkinin kurulması da çok zor artık. Bu nedenle yeni dönemde ABD ile Türkiye arasında ambargo ve tehditler yerine karşılıklı çıkar ve işbirliğine dayalı yeni bir diyalog mekanizması öne çıkacaktır. ABD ve Türkiye arasında yeni bir denge kurulacaktır.