Başbakan Binali Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen '8. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu'nda konuştu. Programda emeği geçenlere ve öğrencilere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Yıldırım, "O gülen gözlere, yüzlere, geleceğimiz gençlere teşekkür ediyorum. İşimiz milletin yolunu açmak, milletin yolunun üzerindeki engelleri kaldırmak, bizim için yol sadece bir ulaşım altyapısı değil. Aynı zamanda hayatı anlamlı kılmanın da yoludur. Yolların en iyisi istikameti doğru olan yoldur. Bildiğiniz gibi karayolu ulaşım sektörüne olan yatırımlar ile bunlara ilişkin stratejiler oluşturmak, bu sektörü denetlemek ayrı ayrı bakanlıkların işidir. Az önce bakanlıklarımız yaptıkları faaliyetleri anlattılar. Ne lazım? Yolları kim yapacak Ulaştırma Bakanımız yapacak, yollardaki araçları kim denetleyecek İçişleri Bakanlığımız ve ekibi. Başka ne lazım? Kurallara uyuluyor mu uyulmuyor mu, yol emniyeti, trafik güvenliği, okul önce çağdan mezara kadar eğitecek, bunun önemini anlatacak, farkındalığını oluşturacak kim? Milli Eğitim Bakanlığı ve ekibi. Onlar da bu işi yapıyor. Bize düşen koordinasyonu sağlamak. Koordinasyonu da biz sağlayacağız" ifadelerini kullandı.
"BU SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL"
"Demek ki bu bir kolektif çalışma gerektiren bir iş" diyen Yıldırım, Türkiye'nin son 15 yılda gösterdiği gelişime değindi. Yüzde 95 düzeyinde karayoluna bağımlı bir ulaşımın olduğunu anlatan Yıldırım, "Bizim o dönemde göreve başladığımızdaki en baştaki işimiz ulaşım plan stratejisini hazırlamak. Neyi hedefledik? Karayoluna bağımlı ulaşım sistemini acaba nasıl çeşitlendirebilir? Dünyanın hiçbir ülkesi yoktur ki karayolu taşıma ağırlıklı olmasın. O halde hedef nedir? Orta ve uzun vadede yüzde 95'lerden yüzde 80'nin altına geriletebilmektir. Tercihen yüzde 75 ideal bir orandır. Bu, 10 senede olmaz. 30 senede gelişen bir şeydir. Çünkü, çarpık yapılaşmayı geri döndürmenin yolu budur. İnsanların eğer biz bu bölünmüş yolları yapmasaydık bu kendiliğinden olacak, şehirler arası trafik de İstanbul, Ankara trafiği gibi olacak. Oradaki kayıplar, fuzuli yanan yakıtlar bütün bunlar bu ekonominin kayıpları. Şimdi ne oldu, havayolunda 4 kat büyüme oldu. Demiryollarında aynı şekilde. Demiryollarındaki büyüme istediğimiz düzeyde değil ama yolcuda 4 katı gelişti. Şimdi insan niye arabaya binsin, araba sürmek öyle her zaman zevkli bir şey değil. Bir müddet sonra yorgunluk başlıyor ve kaza Allah göstermesin meydana gelebiliyor. Sadece sizin dikkatli olmanız yetmiyor, kurallara uymanız yetmiyor. Başkalarının hatasını da kollayıp gözetleyip ona göre süreceksiniz, dikkatiniz 3-4 kat nereden birisi hata yapacak da üstüme gelecek diye düşünerek bir seyahat yapacaksınız. Bu, sürdürülebilir bir şey değil" şeklinde konuştu.
"ÖLÜMLÜ KAZALARDAKİ CAN KAYBINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ"
Yıldırım, yapılan bölünmüş yollar ve getirilen yeni kurallarla birlikte ölümlü trafik kazalarında ciddi bir düşüş yaşandığını söyleyerek, "2020'ye kadar yüzde 50 azaltma. Trafik kazalarında, ölümlü kazalardaki can kaybını yüzde 30, son 15 yılda aşağı çektik. Genel anlamda söylüyoruz. Sadece bölünmüş yolları konuşursak, yüzde 62. Ama Türkiye'nin her tarafı şu anda tam bölünmüş yol değil. Son 15 yılda 19 bin kilometre yeni yol yapılmış, bu bir rekordur. Bunun başaran dünyada başka bir ülke yok. Herkes bu konuyu biz vaktiyken bakanken muhataplarımızla konuştuğumuzda nazikçe bize 'Sayın Bakan galiba bir sıfır hatası yaptınız' derlerdi, 'Yok yok bin 500' ne söylediğimi biliyorum. Bölünmüş yollar hayat kurtarıyor. 2003'te kaza yerinde ölenlerin sayısı 4 bine yakındı. Trafikteki araç sayısı 8 milyondan 21 milyona çıktı. Yolculuk miktarı 2 milyona yaklaştı, 3 kat arttı. Kaza sayısı da arttı, ölümlü kazalardaki sayı neredeyse sabit kaldı. Bu, yılda ortalama 8 bin insanın hayatını kurtarmak demektir. Bizim inancımızda bir kişinin hayatını kurtarmak bütün insanlığın hayatını kurtarmaya eşdeğerdir. Hedef, sıfır ölümlü kaza. Bizim önümüzde daha çok yol var. Çözüm, eğitim, eğitim, eğitim. Beşikten mezara kadar eğitim. Çünkü, 2003'te hatırlıyorum, emniyet Genel Müdürlüğü trafik istatistiklerine baktığımızda kazalarda kusurlar yazar. Liste başı her zaman yol kusuru, bir numarada yer alır" diye konuştu. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsan hatası 4'te 5'te (raporlardaki sıra) yer alıyordu. Şimdi raporlara bakın birincisi insan hatası, kusuru. En güzel yolu yapabilirsiniz, akıllı aracı yapabilirsiniz ama insanın hatasını önleyecek henüz bir alet icat edilmedi. İnsan hatası her zaman trafik kazalarında azaltmada, artmada birinci derecede rolü var. Demek ki insan hatasını azaltmanın, hatta sıfıra indirmenin yolu eğitimden geçiyor. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, burada memnuniyetle gördük ki Mili Eğitim Bakanlığı okullarda bu derslere ağırlık vermiş ancak Sayın Bakanım yeterli değil, daha fazla vermemiz lazım, uygulamalı eğitimi daha da artırmamız lazım. Müfredatta trafik güvenliği, trafikle ilgili öğretici bilgilerin daha fazla yer alması lazım. Çünkü, yavrularımızın küçük yaşta alacakları bu bilgiler onlar sürücü olduğu zaman hatırlayacakları en büyük rehber olacaktır. Her sürücü her vatandaşın kendi bilgisi, polis olacak, ona göre denetleyicilere de daha az iş kalmış olacak ki görevlerini en iyi şekilde yapsınlar. İçişleri Bakanlığımızda da trafikle ilgili bölümü güçlendireceğiz, güçlendirmemiz gerekiyor. Çünkü, Türkiye'nin trafik yükü artıyor, buna uygun yapılanmayı yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Bu konuda Bakanlığımızın atacağı adımları ele alacağız ve destekleyeceğiz. Çünkü, biz 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' kültüründen gelen bir milletiz. 'İnsanı yücelt ki devlet yücelsin' kültürüne sahip bir milletiz."
"15 TEMMUZ'DA MESAFE ALAMAYANLAR, BUGÜNLERDE BAŞKA BİR FİLM ÇEVİRİYORLAR"
"15 Temmuz'da mesafe alamayanlar, Türkiye'yi dize getiremeyenler bu millete boyun eğdiremeyenler bugünlerde başka bir film çeviriyorlar" diyen Yıldırım, "Acaba ne yaparız da, 15 Temmuz'da beceremediğimiz işi sonlandırırız? Ekonomi, baskı, kriz senaryolarıyla bu milleti dize getireceklerini sanıyorlar. Hiç boşuna heveslenmeyin, bu millet Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında, Anafartalarda dünyaya, emperyalistlere gereken dersi vererek bugünlere geldi. Bu vatan, devlet, millet sevgisi bu milletin sinesinde olduğu sürece hiçbir güç bu ülkeye bir şey yapamaz" şeklinde konuştu.
Trafik güvenliğini güçlendirmek için araç muayene sisteminin de yeni baştan yapıldığını hatırlatan Yıldırım, Türkiye genelinde 305 tane araç muayene istasyonun olduğunu, Türkiye'nin her alanda gelişmeye devam ettiğine dikkati çekti. Trafik eğitiminin önemini vurgulayan Yıldırım, "insanlarımızı bu konuda daha bilinçli hale getiremezsek, yapacağımız en güzel yollar, yola koyacağımız en güzel araçlar hiçbir anlam ifade etmez. Demek ki eğitime çok büyük önem vereceğiz. Yöneticilerin yanı sıra sürücülerin de eğitimi bir program dahilinde Ulaştırma Bakanlığı tarafından yerine getiriliyor" diye konuştu.
"KURALLARA UYMAYANLARI GEREKLİ MERCİLERE BİLDİRMEK LAZIM"
Yıldırım, 2006 yılından bu yana ticari taşımacılık faaliyetlerinde yönetici olmak isteyenler için eğitim şartının olduğunu belirterek, 742 bin 600 kişinin eğitimden geçerek sertifika aldığını ifade etti. Bu kapsamda 45 sınavın kaydeden Yıldırım, ancak 716 bin kişinin 616 bin 800'ünün başarılı olduğunu ve mesleki eğitim yeterlilik belgesinin verildiğini söyledi.
Kongre alanında yer alan sergi alanındaki faaliyetlere işaret eden Yıldırım, "Sadece denetim görevinin polislerden jandarmadan beklenmemesi gerektiğini anlatan Yıldırım, herkesin böyle bir görevi olduğunu dile getirdi. Kurallara uymayanları gerekli mercilere bildirmek lazım, bu bir vatandaşlık görevi. İnsanların hayatını kurtarmak için bir insanlık görevi. Trafikte saygıdan, trafik güvenliğine yönelik yeni yaklaşımların, akıllı sistemden bahsediyoruz. Pek çok konu buralarda konuşulacak. Kurum ve kuruşlar ürünlerini tanıtma imkanını bulacak. Unutmayın yolları kralı yok, yolların kuralı var" dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşması sonrası sergi alanındaki stantları gezdi