CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleşti. Toplantının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan, MYK'nın gündemini düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı. Tezcan, 2018 yılı bütçesinin görüşülmeye başlandığını hatırlatarak, "Bu bütçe halkın bütçesi değil, Ankara'daki beylerin bütçesi. Bu bütçede üretimi artıracak adımlar yok. yoksulların sıkıntılarına çare bulacak çözümler yok. İşsizlikle, yoksullukla mücadele bütçesi değil. Rant ekonomisinin, faiz lobilerinin bütçesi. Sadece 70 milyar lira faiz lobilerine aktarılacak para var bu bütçede" diye konuştu.
3. TURİZM ŞURASI
3. Turizm Şurası'nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapıldığına değinen Tezcan, "Zaten uzun zamandan bu yana bir tarafta hükümet sözcüsü var. Bir tarafta da saray sözcüsü var. Her konuda saray sözcüsü İbrahim Kalın'da hemen çıkıp bir açıklama yapıyor. Şimdi de Turizm Şurası yapmışlar. Söyleyecek bir tane söz vardır bu konuda. Ülkenin itibarını ayaklar altına alırsanız turizmi ayağa kaldıramazsınız. Bu toplantılar ne yazık ki nafile toplantılar" değerlendirmesinde bulundu.
"AHLAKİ BİR TERİM YOK. SİYASİ BİR KAVRAM"
Tezcan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi gelelim zurnanın zart dediği yere. Pazartesi gününden bu yana haftanın yoğun gündemi sanki Türkiye'nin temel meselesiymiş gibi iktidarın da böyle birden şaşkın bir görüntüyle üstüne atladığı mesele. Faşist diktatör tartışması. Çok rahatsız oldular. Pazartesi bir gerçeği açıkladım. Açıklamaya korkulan sadece bizim açıklayabildiğimiz genel başkanımızın açıklayabildiği bir şey söyledim ortalık karıştı. AK Parti'nin hükümet yetkilileri ve yöneticilerinden milletvekillerinden taşı alan üstüme koşmaya başladı. Niye koştuklarını, niye bu telaşe kapıldıklarını biliyorum. Olur da reis kenarda oturduğumuzu görürse bizim de istifamızı ister telaşı içerisinde en fazla hangimiz yükleniriz telaşına düştüler. Biz memleketin en önemli meselesini söyledik. Ülkenin en önemli gerçeğine parmak bastık. Tehdit ve kuru gürültüye de pabuç bırakmayacağız. Her yandan saldırarak susturacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Gerçeği söylemeye devam edeceğiz. Konuşamayanlar adına konuşmaya devam edeceğiz."
Yaptığı konuşmasını hatırlatan Tezcan, "Söylediğim söz bu 'faşist diktatör, diktatörün şeddelisi'. Ahlaki bir terim var mı yok. Siyasi bir kavram. Benim görevim senin hoşuna gidecek sözü söylemek değil. Hükümet sözcüsü çıkıp ne demiş, 'edepsizlik, ahlaksızlık, terbiyesizlik, seviyesizlik', bana hitaben söylediği. Benimki siyaset literatüründen alınmış sözler, bunların ki ahlaki literatürden çıkarılmış sözler. Kimin sözü hakaret içerikli, kimin sözü siyaset içerikli. Vatandaşlarımızın vicdanına bırakıyorum. Kimse benim ağzımdan bugüne kadar siyasette ahlak ve edep dışı bir söz duymamıştır duymayacaktır da" ifadelerini kullandı.
"BU BİR DEMOKRASİ MÜCADELESİDİR"
Türkiye'de demokrasinin olmadığını öne süren Tezcan, "Biz diyoruz ki bu rejimin adı faşist diktatörlüktür. Bu çıkış konuşamayanlara huzur veren bir çıkış. Korkanların ve konuşamayanların adına konuştum. Konuşmaya da devam edeceğiz. Yürekleri soğuyacak. Yargı üzerinden suç duyuruları ve soruşturmalarla mesaj oluşturmaya çalışıyorlar. Bu bir demokrasi mücadelesidir. Bu başta genel başkanımız olmak üzere bütün CHP kadrosuyla veriyoruz. Sözümüzün ölçüsü ve ayarı ahlak ölçülerimiz içerisindedir. Kötü söz söylemeyeceğiz. Ama siyasette söylenecek her şeyi kararlılıkla söyleyeceğiz" dedi.