Dolar

35,2038

Euro

36,6615

Altın

2.955,87

Bist

9.626,56

Celal Doğan: Ana akım medya 'HDP'yi literatürden çıkardı

HDP İstanbul Milletvekili Celal Doğan, 'Manzara-i umumiye iç açıcı değil, ana akım medya 'HDP'yi literatürden çıkardı' dedi...

9 Yıl Önce Güncellendi

2017-01-11 00:05:09

Celal Doğan: Ana akım medya 'HDP'yi literatürden çıkardı

TBMM Genel Kurulu'nda anayasa değişiklik görüşmelerinde gurubu adına söz alan HDP İstanbul Milletvekili Celal Doğan,Türkiye'nin anayasa süreçlerini hatırlatarak “Bugünkü siyasi ortamı asla yaşamadık biz” dedi.

T24'te yer alan bilgide; “Manzara-i umumiye maalesef iç açıcı değildir” diyen Doğan, ana akım medyada HDP'nin adının geçmesinin yasaklandığını ve ambargo uygulandığını söyledi. “HDP ve HDP milletvekilinin adını telaffuz etmek tamamen literatürden çıkarılmıştır” diyen Doğan, “bu durumu ana akım medyanın patronlarının bizzat kendilerinden yüz yüze sorup aldığı cevaplar olduğunu” anlattı.

 Doğan, “Biz, gökte uçak, melek de olsaydık, Türkiye'de çıkan ak kaşık oyunu da oynasaydık bize yapılacak muamele buydu çünkü bu, bir projeydi. Ne yapılması gerekirdi? Halkların Demokratik Partisinin 8 Haziranda aldığı 13,8 oyun bir tek şekilde düşürülme ihtimali vardı; o da terörle eş değer göstermektir” dedi.

Doğan'ın genel kurul konuşması şöyle:

HDP GRUBU ADINA CELAL DOĞAN (İstanbul) –Bakınız, Türkiye'nin siyasi tarihinde anayasaları yapmak konusunda biz çok geri kalmış bir Türkiye Cumhuriyeti devleti değiliz. 1808'de başlayan Senedi İttifak'la, 1870 Anayasası'yla, 1961 Anayasası'yla, 1982 Anayasası'yla, sonradan siyasi yasakların kaldırılması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve Anayasa'nın referanduma sunulması gibi çok konularda tecrübesi olan bir devletiz, daha doğrusu bir rejimimiz var. İki tanesi hariç yani iki askerî rejimin anayasalarının tartışıldığı ortam hariç, diğerlerinde, bahsedilen bugünkü siyasi ortamı asla yaşamadık biz. Nedir? Bugünkü yaşadığımız siyasi ortama baktığımızda, manzarai umumiye maalesef iç açıcı değildir. Nedir manzarai umumiye?

Kendi partim adına söylüyorum: Merkez medyada adımızın geçmesi yasaklanmıştır, ambargo uygulanmaktadır yani "HDP" demek ve HDP milletvekilinin adını telaffuz etmek tamamen literatürden çıkarılmıştır. Bunu laf olsun diye söylemiyorum; o, ana akım medyanın patronlarının bizzat kendilerinden yüz yüze sorup aldığım cevaptır, "Maalesef zamanın ruhu bu." demişlerdir, o yetmemiştir, bütün program yapımcılarına verilen talimat budur.

HDP'nin katkısı… "Beni ana akım medyadan çıkarın." diye bir çabası var mı? Bunların hepsi bahanedir. Sebebi de şu: Biz, gökte uçak, melek de olsaydık, Türkiye'de çıkan ak kaşık oyunu da oynasaydık bize yapılacak muamele buydu çünkü bu, bir projeydi. Ne yapılması gerekirdi? Halkların Demokratik Partisinin 8 Haziranda aldığı 13,8 oyun bir tek şekilde düşürülme ihtimali vardı; o da terörle eş değer göstermektir.

Şimdi, açıkça söylüyorum: Türkiye'de terör nereden gelirse gelsin, adı sanı ne olursa olsun Türkiye'ye vereceği zarar ancak ekonomiktir, canımızı yakmaktır. Ancak şunu bilmesi gerekir terör örgütlerinin, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusunun uçaklarına mağlup olmayabilirsiniz, tanklarına mağlup olmayabilirsiniz ama Türkiye'yi yenme gücünün olmadığını açıkça göreceksiniz. Türkiye'nin gücü bu askerî güç değildir. Bu Kurtuluş Savaşı'nı buradaki, Türkiye'deki halklar birlikte inşa ettiler, birlikte yan yana koyun koyuna Çanakkale'de yattılar, Kıbrıs'ta birlikte öldüler, Alevi'siyle, Sünni'siyle. Yani farklı inançtaki insanlarla etnik farklılıktan olan insanları kavga ettirmeye gücünüz yetmeyecektir, bu nedenle de emelinize varamayacaksınız. Bütün çabalarınıza rağmen, siyasi liderlerin bütün yanlış çabalarına rağmen, yani toplumda etnik ve dinsel anlayış üzerinden siyaset yapan çabalarına rağmen bu ülkenin insanları bir gövdedir, bir bütündür, asla ve kata bunları bölmeye yetmeyecektir. Sebebi de şu:

 
Bakın, aylardır, yıllardır bu çileyi çekiyoruz. Buna rağmen, ülkedeki halkların sağduyusuyla, yekleri diğerine en ufak bir el uzatmamıştır. Bu nedenle Halkların Demokratik Partisi olarak da bizim yaptığımız durum şu olacaktır: Halkların Demokratik Partisinin 2 eş genel başkanı içeride, 11 milletvekili içeride, belediye başkanlarının tümünü görevden aldınız ve bu arkadaşlarımız bugün burada olup parlamenter faaliyete katılması gerekirken maalesef bu arkadaşlarımızı Anayasa'ya aykırı olarak… Geçmişte milletvekillerinin hapisten çıkması için canhıraşça mücadele eden Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi maalesef kanun önünde eşitliğin söz konusu olduğu bu meselede bir tek laf etmek durumunda çaba sarf etmemişlerdir. Buradan içim acıyarak söylüyorum şu cümleyi, söylemek asla siyasi literatürümde yoktu: "Acaba bunlar Kürt müdür?" diye bu işe böyle bakılıyor. Eğer Kürt'se gerisi teferruat mıdır? Bu nedenle yüce Parlamentoya düşen görevler vardır. Eğer bu Parlamentoda hepimiz eşit haklara sahipsek… O arkadaşlarımız hükümlüyken tahliye edildiler, tahliyeleri sağlandı, saygı gösterdi bu Parlamentonun çabasına ve siyasi partilerin faaliyetine ama bugün bizim arkadaşlarımız hükümlü bile değiller, beytülmale dokunmuş tek kuruş haram boğazlarından geçmemiş. Nedir? Kürsü konuşmalarıdır. PKK konusunda büyük iddialarda bulundunuz, partinin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş öyle asil bir adamdır ki dün açık beyanı, ifadesi vardı "Ben PKK'lı olmadım, PKK'lı da olmayacağım." diye ama ille oraya itiyorsunuz yani 6 milyon oy almış bu koca siyasi partinin insanlarını demokratik mücadele sahalarından silmek için ne gerekirse yapılmaya çalışılıyor. HDP Türkiye için bir şanstır, demokratik bir yönetim için bir şanstır; bu şansı mutlaka doğru kullandırma konusunda elinizden geleni yapacağınıza inanıyorum.

Başkanım, benim on beş dakikam doluyor mu, on dakika mı oldu?

BAŞKAN - Bu on beş dakika efendim, son kırk saniyeniz.

CELAL DOĞAN (Devamla) - Beş dakikayı kullandırdınız mı?

BAŞKAN - Kullandınız maalesef.

CELAL DOĞAN (Devamla) - Peki.

İki dakika ben de istiyorum müsaade ederseniz.

Buradan iki tane cümle söylemek istiyorum: Dün Sayın Baykal'ı dinledim, doğru tahlil yaptı ama dediğim gibi, zamanın darlığı bir tahlil yapmaya da müsaade etmiyor. Buradaki mesele rejim değişikliği değil, doğrudur bu, ona hiç itiraz etmiyorum ama bütün yetkilerin merkeze taşındığı bir Türkiye'de demokrasiden koparsınız. Ne kadar demokratik olmak istiyorsanız yetkileri taşraya taşımak durumundasınız. Bu nedenle, getirilen anlayışı doğru bulmuyorum, daha çok, Halk Partili arkadaşlarımız da ısrarla ve ısrarla şunu söylediler: Parlamentonun güçlü olması…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CELAL DOĞAN (Devamla) - Biz her ikisine de farklı bakıyoruz, Parlamentonun güçlü olması da yeterli değildir, Anadolu'daki yerel yönetimlerin güçlü olması demokrasinin güçlenmesinin en büyük etkilerinden birisi olacaktır

SON VİDEO HABER

Dev otomotiv şirketinde fabrika kapatma krizi

Haber Ara