CHP'de dokunulmazlık krizi: Kendi ayağımıza sıktık
Dokunulmazlıkların kaldırılması oylamasında en çok tartışılan CHP'nin tavrı oldu. CHP'li bazı milletvekillerinin oylarıyla düzenleme referandum sınırını aştı.

Oluşturma Tarihi: 2016-05-23 15:32:49

Güncelleme Tarihi: 2016-05-23 15:32:49

Partide dokunulmazlıkların kaldırılmasını savunanlar bugüne kadar hiç konuşmadı, bazı milletvekilleri ise çok net bir şekilde dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru bulmadıklarını söyledi. Hayır oyu veren CHP'liler Al Jazeera'ya değerlendirmelerde bulundu.

TANRIKULU: BU BİR TAVİZ DEĞİL 
 
Sezgin Tanrıkulu dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı oy kullandığı mesajını veren isimlerden biri. Al Jazeera'nin ulaştığı Tanrıkulu, Meclis'in dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyerek “ağır siyasal sonuçlara yol açabilecek bir süreci başlattığı” görüşünde. Tanrıkulu, “Bu durumda partiniz neden bu kritik eşiğin aşılmasına katkı sağladı?” sorusunu da yanıtladı.
 
“CHP de egemen olan görüş referandumun ülkedeki kutuplaşmayı daha da ağırlaştıracağı yönünde olmuştur. O nedenle 20 vekil evet oyu vermiştir. Bu, CHP'nin politikalarından taviz değil. CHP sonuç itibarıyla 3 siyasi partiden daha farklı bir noktada. CHP oy vermeseydi ne olacaktı? Referanduma gidecekti. Bu noktada HDP'nin öngördüğü siyaset ile CHP'nin öngördüğü siyaset arasında fark var. HDP bilmiyor mu referandumdan hayır çıkmayacağını? Yüzde 100 biliyor ama bundan kendisi bir siyaset üretmek istiyor. CHP, bu kutuplaşmanın HDP'ye de AKP'ye de faydası olduğunu görüyor CHP. Ancak şunu söyleyebilirim, ben daha önce de AKPnin gündemine odaklı dokunulmazlık tartışması gündemine teslim olmamamız gerektiğini söylemiştim.”
 
Peki Tanrıkulu bu kadar net ifadelerle karşı olduğu bir anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne taşınması için HDP'nin dilekçesine imza atacak mı?Sezgin Tanrıkulu'nun yanıtı, hayır.
 
“Ben Anayasa Mahkemesi meselesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Sonuçta Anayasa Mahkemesi bu konuyu şekil açısından inceleyecek. Bugüne kadar anayasa değişikliklerinde mahkemenin esasa girdiği iki konu olmuş; türban ve HSYK. O zaman da konjonktür belli. Ben bu durumda Anayasa Mahkemesi'nin şekil dışında bir karar vereceği kanaatinde değilim. 110 imzayla da başvurulsa ret olacak. Bu doğru bir girişim değil. Ben HDP'lilere de bir çağrı yaptım, ‘Parlamentonun bir siyasi hatasını Anayasa Mahkemesi gibi meşruluğu kabul edilen bir organda tasdik ettirmeyin. Böyle bir meşruluğu bu yanlışlığı yapanların eline biz vermeyelim.' dedim. Ben bireysel başvuru yoluna gidilebileceğini düşünüyorum.”
 
Tavrını sert ve net ifadelerle ortaya koyan isimlerden biri de İstanbul milletvekiliEren Erdem. Al Jazeera'nin sorularını yanıtlayan Erdem, “Ben CHP'liyim. Partimin aldığı bir karara karşı olmam söz konusu değil. Görüşüm ortada ama ben bu kurumsal yapının bir mensubuyum” dedi. Erdem, CHP'nin neden oy vererek dokunulmazlıkların kaldırılmasına katkıda bulunduğu sorusunu da yanıtladı.
“İktidar partisi terörü bitirmek için biz bu yetkiyi istiyoruz dedi. Bundan sonra bu işi bitirip bitiremeyeceklerini göreceğiz. Dokunulmazlıkların kaldırılması CHP'nin parti programında yer alıyor. Biz dokunulmazlıkların kürsü ile sınırlandırılması gerektiğini savunuyoruz. Burada ilkelerimize aykırı olan tek şey dört bakanın bu kapsama dahil edilmemesi idi.”
 
Al Jazeera, bu hatırlatmayı yapan Eren Erdem'e “Partisinin neden buna rağmen evet oyu verdiğini” sordu.
 
“CHP'nin kurumsal olarak bir iç tartışması olmamıştır. Bana kimse gelip “Evet” ya da “Hayır” de diyen olmadı, başka arkadaşlarımız da bunu söylüyor. CHP, iktidar partisi yetki istedi bunu da verdik dedi. Siyaseten ne kadar cürmünüz var göreceğiz gibi bir bakış bu. Ancak anayasaya aykırı olan bunun için benim de makul karşılayamadığım ama siyaseten partide 20-25 arkadaşımız tarafından kabul edilmiş bir tasarıdır. Anayasaya aykırı olduğu halde siyasi tutum izlenerek buna evet denmiştir. Ben parlamenter demokratik sistemin askıya alınabileceğinden endişe ettim. Partim ise referandumun Türkiye için daha tehlikeli olabileceğini düşündü. Bu kampanya sürecinin Türk-Kürt kavgasına dönüşebileceğinden endişe edildi.”
 
Erdem de HDP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurması için imza vermeyecek. Ancak partisi bir başvuru düşünürse bunun için imza vereceğini, kendisinin mutlaka Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını kullanacağını söyledi.
 
FİKRİ SAĞLAR: KENDİ AYAĞIMIZA SIKTIK
 
Bu isimler ile aynı düşünen ancak partisini çok daha sert sözlerle eleştiren bir isim daha var; Fikri Sağlar. Al Jazeera Fikri Sağlar'a ulaşamadı, ancak Sağlar'ın sekreteri cagdasses.com internet sitesinde yer alan açıklamalarının kendisine ithafen kullanılabileceğini söyledi. Bu habere göre Sağlar zaten görüşlerini partisinin Antalya kampında dile getirdi.
 
Fikri Sağlar, CHP'nin dokunulmazlıklar konusunda verdiği destek ile kendi ayağına kurşun sıktığını, kendi ilkeleriyle ters düştüğünü düşünüyor.
 
“Anayasa'ya aykırılığı, şusu busu, HDP ile yan yana görünme korkusu filan… Bunları bir kenara bırakıyorum. Yıllardır, “Kürt sorunu Parlamento'da çözülür” dedik. TBMM'de Kürt sorununu çözme doğrultusunda sınav veren milletvekillerini, Meclis'in dışına atma noktasında biz de katkıda bulunduk. Aslında katkıda bulunurken biz kendi ayağımıza da kurşun sıktık. 62 milletvekili arkadaşımızı da aynı giyotine teslim ettik. Çünkü arkadaşlarımıza denildi ki daha önce, “Biz de hapis yatalım, aydınlar bedel ödüyor. Ben 78 kuşağıyım, zaten bedel ödeyerek geldim. Yani hapis bizi korkutmuyor, oraları biliyoruz. “Biz sadece ziyaret ediyoruz” dedi bir arkadaşımız, ne olduğunu bildiğimiz için, Türkiye'nin nereye götürüldüğünü bildiğimiz için onlara destek olmaya çalışıyoruz. Dün biz kendi ellerimizle Meclis'i feshetme doğrultusunda önemli bir katkıda bulunduk. Yarından itibaren de parlamenter sistemin itibarsızlaştırılması doğrultusunda adımlar atılacak.”
 
KESİCİ: OY GİZLİ, KONUŞULMASINI DOĞRU BULMUYORUM 
 
Partide sağ tandanslı isimlerin dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy kullandığı iddiaları var. Bu isimlerden biri İlhan Kesici. Ancak Al Jazeera'nin sorularını yanıtlayan Kesici hangi yönde oy kullanıldığının açıklanmasının doğru olmadığını söyledi.
 
“Bu konuda çok konuşanlardan değilim, konuşulmasını doğru görenlerden değilim. Netice itibarıyla oy anayasa gereği gizli. Oyunu açıklayan arkadaşlarımız şu veya bu şekilde anayasaya aykırı davranmış olurlar. Ben nizamkeş bir insanım, kanuna uygun davranılması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden bu konu oylandı, bitti. Aynı zamanda Anayasa diyor ki bu konuda grup kararı alınmaz. Partiler grup kararı alamazlar. Bir grup kararı alınmaz, ikincisi oy gizlidir. Buna her parlamenterin riayet etmesi gerekir. CHP grup kararı almadı, herhangi bir yönlendirmede de bulunmadı. Geri kalan bölümü verilen oyun gizliliğidir. Asıl eleştirilecek olan iktidar partisinin tavrıdır.”
 
BEKAROĞLU: FATURANIN CHP'YE KESİLMESİ DOĞRU DEĞİL 
 
Bekaroğlu da oylamadan sonra görüşünü Twitter hesabından dile getiren vekillerden. Sağ siyaset kökenli bir diğer isim ise Mehmet Bekaroğlu. Bekaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru bulmadığını Twitter hesabından açıkça dile getirdi. Al Jazeera'nin ulaştığı Bekaroğlu kendisi karşı olmasına rağmen dokunulmazlıkların kaldırılmasının faturasının partisine kesilmesini de doğru bulmadığını belirtti.
 
“CHP dokunulmazlıkların kaldırılmasını sağladı diye bir şey yok. Zaten referanduma gidecekti, bunu görmek gerekiyor. 20-25 milletvekili oy verdi, referanduma gitmeden kaldırılmış oldu. Referanduma gitse sonuçları ne olurdu? Bu referandum iyi miydi? Bu da bir tartışma konusu. Ben referanduma gidilmiş olsaydı bunun Türkiye'nin ikiye bölünmesinde katkı yapacağını düşünüyorum. Yani CHP dokunulmazlıkları kaldırdı demek haksızlık. CHP 330 oya tamamlar mıydı bilmiyoruz ama 367yi tamamladı. Bana göre dokunulmazlıkların kaldırılması, HDP'lilerin gözaltısı vahimdir. 1994'te dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonra olaylar tırmanmış. Ben bu sebepten dolayı başından beri HDP'nin Meclis'ten uzaklaştırılmasının doğru olmadığını söyledim. Ama dediğim gibi tüm faturanın CHP'ye kesilmesini doğru bulmuyorum. CHP'nin oylarıyla düzenlemenin referanduma sunulmaması büyük bir sonuç mudur? Önemli olan 330'un altında kalmamasıydı. Yoksa dokunulmazlıklar ha referandumla kalktı, ha referandumsuz? Çok fark etmez.”
 
Dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru bulmadığını dile getiren isimlerden biri de Muharrem İnce. Twitter hesabından bir açıklama yapan Muharrem İnce, hükümetin amacının terörle mücadele etmek değil, muhalefeti sindirmek, korkutmak olduğu görüşünde. İnce şimdilik partisinin bu konudaki tutumu ile ilgili ise konuşmadı. Daha önce de Genel Başkan değişikliği için bayrak açan Muharrem İnce, Haziran ayının ilk haftasında bir basın toplantısı yapacağını duyurdu.