CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni kalkınma hamlesi, doğru ekonomi politikalarını uygulamanın yanı sıra kurumların güçlendirilmesi, laik eğitim, hukuk devleti çerçevesi içerisinde yaratıcı düşünmeyi teşvik eden özgürlükçü bir demokrasiden geçiyor." dedi.
İHA'nın haberine göre Böke, parti genel merkezinde düzenlediği toplantıda, CHP olarak "Ekonomi Yönetiminin Demokratikleştirilmesi Paketi" hazırladıklarını söyledi.
Türkiye'nin her anlamda bir yol ayrımında olduğunu savunan Böke, "Ya demokrasi karşıtı girişimleri cesaretlendiren ve Türkiye'yi vasatlığa mahkum eden ekonomik ve siyasi kırılganlık derinleşecek ya da bambaşka bir yola girilecek ve Türkiye'nin bir bütün olarak bu girişim karşısında durmasıyla ortaya çıkan diyalog zemini fırsatı, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak bir demokratik zemin olarak değerlendirilecek." diye konuştu.
Bu yol ayrımının çok açık bir izdüşümünü ekonomide de gördüklerini ifade eden Böke, ya tıkanmış bir ekonomi modelinde ısrar edileceğini ya da bir demokratikleşme paketi uygulanarak Türkiye'nin yeni bir kalkınma hamlesi ile potansiyelini gerçekleştireceğini ve gelişmiş ülkeler arasındaki yerini alacağını bildirdi.
Bu yol ayrımlarının birbirinden bağımsız olmadığını anlatan Böke, ekonomide bir kalkınma hareketi yaşanacaksa, bunun, demokrasinin gelişmesiyle olacağını vurguladı.
Türkiye'nin müthiş bir potansiyeli olduğunu vurgulayan Böke, ancak Türkiye'nin bu potansiyelini gerçekleştirecek iyi bir yönetimle karşı karşıya olmadığını ileri sürdü.
Ülkenin birçok yapısal sorun nedeniyle vasatlığa saplanmış durumda olduğunu iddia eden Selin Sayek Böke, "Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni kalkınma hamlesi, doğru ekonomi politikalarını uygulamanın yanı sıra kurumların güçlendirilmesi, laik eğitim, hukuk devleti çerçevesi içerisinde yaratıcı düşünmeyi teşvik eden özgürlükçü bir demokrasiden geçiyor." şeklinde konuştu.
Birinci sınıf bir ekonomi için birinci sınıf bir demokrasi ihtiyacı olduğunu yineleyen Böke, diyalog sürecinin sadece söylemde değil, iş yapış biçiminde de kendini göstermesi gerektiğini belirtti. Böke, "Buradan iktidara açık bir çağrıda bulunuyoruz, Türkiye'nin yakalamış olduğu uzlaşı fırsatını, ekonomi yönetiminin demokratikleştirilmesi eylem planını beraber uygulamaya koyarak somutlaştıralım ve samimi bir biçimde uzlaşıyla yönetimi Türkiye gerçeği haline getirelim." dedi.
PAKET 3 ANA BAŞLIKTAN OLUŞUYOR
Hazırladıkları paketin 3 ana başlıktan oluştuğunu aktaran Böke, bunlardan ilkinin, "liyakat temelli kurumsal düzenlemelerin ve katılımcı devletin ekonomi yönetiminde inşa edilmesi" olduğunu söyledi.
Liyakat temelli devletin ne kadar önemli olduğunun son iki haftada yaşananlarla bir kez daha anlaşıldığını vurgulayan Böke, şunları kaydetti:
"Altı temelli eylem paketimizde hızla gerçekleştirilecek ilk maddenin, Ekonomik ve Sosyal Konseyin toplantıya çağrılması olduğu düşüncesindeyiz. Bir düzenleme ile bu konseye muhalefet temsilcileri davet edilerek, konseyin anayasal zorunluluk olarak toplantıya çağrılması talebimiz var. Yine liyakat temelli bir düzenleme için ikinci önerimiz, bağımsız kurum ve kurullarda hızla liyakat temelli atamaların yapılması."
Üçüncü önerilerinin ise 2017 bütçesinin temelini oluşturacak Orta Vadeli Programın çalışmalarına muhalefetin de katılımını sağlayacak bir sürecin işletilmesi olduğunu dile getiren Böke, dördüncü olarak Kesin Hesap Komisyonu kurulması gerekliliğine yer verildiğini aktardı.
Beşinci önerilerinin, Kamu İhale Kanunu'nun etkin ve eşitlikçi bir yapıya kavuşturulması, AB standartlarında yeniden düzenlenmesi olduğunu kaydeden Böke, "Altıncı olarak, verimli ve etkin bir vergi sisteminin ilk adımları atılmalı. Verginin bir ekonomik silah olarak kullanılmasının engellenmesi yönündeki yasal düzenlemeler hızla uygulamaya geçirilmeli." şeklinde konuştu.
"LİYAKAT TEMELLİ KAMU İNŞA EDİLMELİ"
Uzlaşmanın ilk adımı olan diyalog için anayasada var olan bütün mekanizmaların kullanılmaya başlanması gerektiğini ifade eden Böke, bu kapsamda, Anayasa'nın 166. maddesine göre oluşturulan Ekonomik ve Sosyal Konseyin, muhalefet partilerinin temsilcileri de dahil edilerek toplanmasının önemine işaret etti.
Liyakat temelli devletin inşasında, bağımsız kurum ve kurullara öncelik verilmesinin gerekli olduğuna vurgu yapan Böke, şöyle konuştu:
"Merkez Bankası ve diğer bütün ekonomi yönetimi iki hafta önce Türkiye'nin yaşadığı hain darbe girişiminden sonra hızla atılması gereken acil adımları attı ve gerçekten ateşi çıkmış olan dövizde, yükselmiş olan faizde, değer kaybeden borsada bu acıyı bir pansumanla tedavi edebildi. Bugün eğer dolar 3,10 seviyelerinden 2,99' düşmüşse, acil adımların doğru atılmış olması nedeniyle. Ancak atılmış olan bu acil pansuman adımlarının, yine acilen yapısal sorunları giderici şekilde tedaviye devam ettiğimizi gösteren bir yaklaşımla sürdürülmesi gerekiyor."
Böke, demokratikleşmenin ekonomide de olması gerektiğini belirterek, orta vadeli bütçe programlarının hazırlanmasında muhalefetle birlikte hareket edilmesinin önemine işaret etti.
"SAMİMİ ADIMLAR ATILMALI"
Çağdaş demokrasilerde, kamu kaynağını kullananların hesabını verdiğini, maliye politikalarının katılımcı ve şeffaf olması gerektiğini belirten Böke, Kesin Hesap Komisyonu başkanlığının anamuhalefet partisine verilmesinin bu ihtiyacı gidereceğini söyledi.
Kamu İhale Kanunu'nun etkin ve eşitlikçi bir yapıya kavuşturularak, AB standartlarında yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Böke, buradaki "ahbap-çavuş" ilişkisinin kayıplara yol açtığını kaydetti.
Verimli ve etkin bir vergi sisteminin adımlarının atılmasını isteyen Böke, verginin bir ekonomik silah olarak kullanılmasının engellenmesi yönünde yasal düzenlemelerin hızla uygulamaya geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Böke, vergi ödeyenler ödüllendirilerek, vergi toplamanın etkinleştirilebileceğine işaret etti.
15 Temmuz akşamı Türkiye'nin uçurumun kenarından döndüğünü, büyük bir travma yaşadığını anımsatan Böke, demokratik bir yaklaşımla, hep beraber birşeyler yapıldığında bu yaraların tedavi olabileceğini söyledi. Böke, diyalog ortamının uzlaşmaya dönüşmesi için samimi adımların atılması gerektiğini vurguladı.
"REFORMLAR YAPILMALI"
Böke, açıklamasının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Temmuz ayı enflasyon artışı beklentinin üzerinde bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, Böke, şunları kaydetti:
"Türkiye ekonomisinin 14 yıl içerisinde kazandığı ve kaybettiği en önemli şey, bizim birincil reformlar diye tarif ettiğimiz, reformlar paketi. Bu birincil reformlar içerisinde üç ayağı somut olarak tarif edebiliyoruz. Bir tanesi kurumların siyasetten bağımsız hale getirilerek, Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu işleri yapar hale gelmiş olması. İkincisi para politikasının, bu bağımsız kurumların çok daha ötesinde mali baskıdan arındırılarak tek bir hedefle, Türkiye'de vatandaşın cebindeki bu yangını söndürecek şekilde hareket etmesine imkan sağlamak. Üçüncüsü de mali disiplin. Bu üç alanı etkin kılacak en temel şey de bunların bir güven çerçevesinde ortaya konulabilmesi."
Güven ortadan kalktığı zaman bunun kendisini bir sonuç olarak bu üç alanda gösterdiğini belirten Böke, "Türkiye'de kaybedilmiş olan liyakat temelli devlet, kurumsal bir çökmeye yol açtı ve 15 Temmuz bize ekonomik açıdan en somut olarak bu çöküşü göstermiş oldu. Eğer kurumsal çerçeve çökerse, birincil reformların hiçbirisi uygulanmıyor demektir. Böyle bir ortamda makroekonomik göstergelerin bozulması maalesef doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Böke, makroekonomik göstergelerdeki bozulmanın kalıcı hale gelmesinin engellenmesini, ekonomide çok ihtiyaç duyulan reformların vakit kaybedilmeden yapılmasını istedi.
"HUKUK TASARIM ARACI OLARA KULLANILMAMALI"
"Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a yapılan kaset komplosuyla ilgili gözaltılar oldu. Bununla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusuna Böke, "Biz yıllardır 'Hukukun üstünlüğü' diyoruz. Vahşi bir şekilde, siyasi hedeflerle siyaseti tasarlamak, intikam almak için kin duygusuyla adaletin işletilmiyor olması gerekiyor. Hukuk hepimiz için ihtiyaç duyulan bir süreç. Hukuk süreci içerisinde olan konulara dair bir yorum yapmak uygun olmaz. Hukuk ve adalet, siyasetin bir tasarım aracı olarak kullanılmamalı." yanıtını verdi.
"7 Ağustos Pazar günü Yenikapı'da yapılacak mitinge Kemal Kılıçdaroğlu katılacak mı ya da CHP bir heyet gönderecek mi?" sorusu üzerine Böke, "Bu konuyla ilgili değerlendirmeleri partimiz henüz yapmadı. Uzlaşma ve diyalog için somut adımların atılması, sokaklarda bir araya gelmemizden çok daha kritik." dedi.
Böke, yarın İzmir Gündoğdu Meydanı'nda yapacakları mitinge konsantre olduklarını kaydetti.