Parti binasının balkonundan kalabalığa seslenen Şahin, milletin oylarıyla AK Parti'siz bir hükümetin kurulamayacağını gösterdiğini söyledi.
Sorumluluktan kaçılacak zaman değildir
Koalisyon hükümeti için bir ortak aradıklarını, CHP ve MHP'nin yanısıra koalisyon yapmayı düşünmedikleri HDP'yi de ziyaret ettiklerini söyleyen Şahin, "Parlamentoda grubu bulunan bir siyasi partidir, vatandaşlar ona da oy vermişlerdir. Nezaket ziyareti çerçevesinde onlara da gittik. 'Partinin çıkarı mı, ülkenin çıkarı mı? Partimin bu koalisyon içerisinde olursa bundan zararı mı olur, faydası mı olur? Gelecek seçimlerde koalisyona girmezsem avantajım mı olur?' Bunları düşünecek zaman değildir. Ülke menfaatlerini parti menfaatlerinin önüne alamazsak bu ülkede milletin vermiş olduğu oya layık değiliz demektir. Hiçbir siyasi parti ve genel başkanı 'ben bu işte yokum' diyemez. Eğer görev ve sorumluluk düşüyorsa, 'ben kaçacağım' diyemez. Bazı siyasi partiler maalesef böyle bir tavır sergiliyorlar, sorumluluktan kaçıyorlar. Biz AK Parti olarak gerçekten büyük bir samimiyetle ülke hükümetsiz kalmasın düşüncesiyle bir koalisyon hükümeti kurmak için samimi bir çalışma ortaya koyuyoruz. Umuyorum ki bir koalisyon hükümeti kurmak mümkün olur" dedi.
Memleket hükümetsiz kalırsa piyasalarda durgunluğa yol açıyor
Türkiye'de yaşayan insanlar olarak 16 yıldır 'koalisyon' sözcüğünden uzak kaldıklarını, en son 16 yıl önce DSP-MHP ve ANAP koalisyonu kurulduğunu vurgulayan Şahin, şöyle dedi:
"Unuttuk, koalisyon dönemlerinin zorluklarını. 16 yıl önce bu seçimlerde oy kullanan gençlerimiz, koalisyonun ne olduğunu bilmezler. Koalisyon dönemlerinde Türkiye'nin nasıl patanaj yaptığını bilmeyebilirler. O nedenle belki, 16 yıl sonra koalisyon ne demek, koalisyon fayda mı zarar mı getirir? bunu görmek icap ediyordu belki. O nedenle seçim sonucunu bu şekilde de değerlendirmek lazım. Memleket hükümetsiz kalırsa, çarşı, pazar ve piyasa da bir beklenti var. Ne olacak ve önünü görememe beklentisi var. Bu piyasalarda bir durgunluğa yol açıyor. Yatırım yapmak isteyenler yatırım yapmaktan çekiniyorlar. Bu ülkenin kalkınmasını olumsuz etkiliyor. Milletimiz böyle takdir etmiştir. Başımızın gözümüzün üstüne. Ben 16 yıl sonra yeniden koalisyon dönemini açıyor demiştir sandıkta kullandığı oylarıyla. Bizi 3 dönem tek başına getiren de milletti. Yine bizi tek başına iktidardan mahrum edip, ama yine de en yakın rakibine 16 puan farkla bizi birinci yapan da aynı millet. O zamanda şükran duyuyoruz şimdi de şükran duyuyoruz."
Kıskançlık ireçisinde değiliz
AK Parti ile koalisyon kuran partinin kendilerinden yararlanacağını ifade eden Şahin, şöyle devam etti:
"Bizimle koalisyon kuran parti yararlanır. Çünkü bizim 13 yıllık bir hükümet etme tecrübemiz var. Türkiye'nin sorunlarını biliyoruz. Bunların önemli bir bölümünü çözdük ve çözme ile ilgili yürürlüğe konulacak önemli projelerimiz var. Biz koalisyon ortağımız olacak bir parti ile kıskançlık içerisine girmeyiz. Devlet tecrübemiz ve ne biliyorsak onlarla paylaşırız. Biz hükümet ederken ortağımızın da başarılı olması için, iyi projelerle ortaya çıkması için gayret ederiz, onlara yardımcı oluruz. Biz olaya böyle bakıyoruz. Bir kıskançlık içerisinde değiliz. Diyelim ki tüm çabalara rağmen bir koalisyon hükümeti kurmak mümkün olmadı. Şu anda 1 hafta geride kaldı. Anayasa'da seçimlerden sonra 45 gün içerisinde bir hükümet kurulamaz veya kurulur da güven oyu alamaz ise Cumhurbaşkanı TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebiliyor. Böyle bir noktaya Türkiye'nin gelmesini pek arzu etmiyoruz doğrusu. Ama şu anda sadece CHP ile bir koalisyon kurma ihtimali az da olsa var. MHP, 'ben yokum' dedi. Ne diyor, 'AK Parti, CHP ve HDP bir koalisyon kursun'. Gerekçe olarak diyor ki, 'Bunlar çözümden yana olan siyasi partiler' ondan bir cümle önce de diyor ki, 'Çözüm ihanet sürecidir'. Eğer çözüm bir ihanet süreciyse senin ihanet edeceğini iddia ettiğin partilerin koalisyon kurması nasıl iyi olur sayın Bahçeli? Bunda bir çelişki yok mu? Niçin elini taşın altına sokmuyorsun? 'Böyle bir görev düşerse bizde bu işin içerisinde oluruz' diyemiyorsun? Kimin ne kadar memleket sever olduğu, bayrak sever olduğu işte şimdi anlaşılıyor. Milliyetçilik ülkenin zor zamanında elini taşın altına sokmaktır, boyunduruğun altına gerekirse girmektir, kaçmak değildir."
